Gezi Parkı'nda yakılan çadırlarla ilgili görülen davada sanık emniyet müdürü Ramazan Emekli ve tanık zabıtaların çelişen ifadeleri dikkat çekti. Sanık Emniyet Müdürü Ramazan Emekli çadırları yakma emrini vermediğini söylerken, Zabıta Komiseri Murat Sarı, Emniyet Müdürü Ramazan Emekli'nin 'Güvenliği sağlayamayız. Kalan çadırları yakın' dediğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tekniker olarak görev yapan Murat Yüce ise olay yerindeki çadırların piknik tüpü ve mumlar sebebiyle kendiliğinden yandığını söyledi.
Taksim Gezi Parkı'nda eylemcilerin çadırların yakılması ile ilgili olarak "Çadırları toplamakla uğraşmayın, yakın gitsin" şeklinde talimat verdiği iddia edilen dönemin Beyoğlu'dan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli "Yangın çıkarmaya azmettirmek" ve "Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından yargılanmasına başlandı. İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya 5 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Ramazan Emekli hazır bulundu. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Emekli, Amasya'da emniyet müdürü olarak görev yaptığını, evli ve 3 çocuk babası olduğunu belirtti. Sanık Emekli, olay tarihinde Beyoğlu İlçesi'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını söyleyerek, "Resmi görev yazısında da belirtildiği gibi görevim ilçenin denetim ve koordinasyonu sağlamaktı. Bu konuda il emniyet müdürüne karşı sorumlu bulunmaktaydım. Bunun dışında kensinlikle adli bir görevim yoktu" dedi.
Serpil Kırkeser'in DHA'da yayımlanan haberine göre, "Zabıtalara Gezi Parkı'ndaki çadırları yakın emrini vermedim" diyen Sanık Emekli, "Zabıtalara emir verme yetkim bulunmamaktadır. Olay tarihindeki görevim Gezi Parkı'nda bulunan 120 kişinin tahliyesi ile görevliydim. Kesinlikle zabıtalara, "Sizin güvenliğinizi sağlayamayız, göstericilerin çadırlarını yakın" şeklinde emir vermedim. Görevlendirme yazım çerçevesinde görevimi yaptım. Kesinlikle görevimi kötüye kullanmadım. Yangın çıkarmak konusunda da zabıtaları ya da başkalarını azmettirmedim. Beraatime karar verilsin" diye konuştu. Emekli, olay tarihinde Gezi Parkı'nda çadırları yaktıkları gerekçesiyle 51. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları davada beraat eden 7 zabıta memurunu da tanımadığını sözlerine ekledi.
Davada, daha önce Gezi Parkı'nda çadır yakma olayıyla ilgili olarak yargılanıp beraat eden zabıta görevlileri de 'tanık' sıfatıyla dinlendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde zabıta komiseri olarak görev yaptığını söyleyen Murat Sarı, olay gününü şöyle anlattı: "Olay tarihinde zabıta müdürümle birlikte parkta bulunan zabıtaların koordinasyonu ile görevli komiserdim. 60-70 tane çadırı topladık ve depoya kaldırdık. Parkın sonuna doğru tahminen 10-15 tane çadır kalmıştı. Ben yanımda görevli memur arkadaşlar da bulunduğu halde huzurdaki sanık Emniyet Müdürü Ramazan Emekli, "Burada ne kendimizi ne sizin güvenliğinizi sağlayamayız. Kalan çadırları yakın" dedi. Ancak ben ya da görevli zabıtalar kesinlikle kalan çadırları yakmadık. Ancak bir süre sonra çadırların yandığını gördük. Zannediyorum çadırlarda bulunan mum ya da tüp gibi yanıcı maddeler sebebiyle çadırlar yanmış olabilir. Dediğim gibi Emniyet Müdürü Emekli, bize "Yakın" dedi. Ama biz kesinlikle çadırları yakmadık."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tekniker olarak görev yapan Murat Yüce de duruşmada tanık olarak dinlendi. Kimlik tespitinin ardından hakim, Tanık Yüce'ye "Çadırları yakın emrini huzurdaki sanık mı verdi, bir bakın? dedi. Tanık Murat Yüce, sanık Ramazan Emekli'ye uzun süre bakması üzerine hakim de "Yeter baktığın" dedi. Tanık Murat Yüce de sanığı kastederek "Bıyık bırakmış" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Olay gününü anlatan Tanık Murat Yüce, "Çadırların bir çoğunu toplamıştık. Az miktarda çadır kalmıştı. Benim yanımda şu anda huzurda bulunan sanık olup olmadığını tam olarak bilmediğim bir emniyet müdürü, amirim olan Murat Sarı'ya "Çadırlarla uğraşmamıza gerek yok, yakın gitsin" dediğini bizzat duydum. Ancak biz bu beyan üzerine çadırları yakmadık. Zaten orada kendiliğinden yanan bir kaç çadır vardı. Zannediyorum bunlar daha önce topladığımız çadırların içinde gördüğümüz şekilde aydınlatmada kullanılan lüks olarak tabir edilen piknik tüpleri ve mumlar sebebiyle yanmıştı. Biz kalan bir kaç çadırı toplayarak kendiliğinden yanan diğer çadırların üstüne attık. Bunun dışından çadırları bizzat yakmadık" şeklinde konuştu. Tanık olarak dinlenen diğer 4 tanık zabıta memuru da, "Amirimiz Murat Sarı bize 'Emniyet müdürünün çadırları yakın' dediğini söyledi. Ancak biz çadırları yakmadık. Kendiliğinden yanan çadırları üzerine bir kaç tana çadırı attık" şeklinde ifade verdi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan sanık Ramazan Emekli'nin avukatı Onur Sinan Vatansever, "Müvekkil ile zabıta görevlileri arasında herhangi bir emir ilişkisi bulunmamaktadır. Müvekkilimin görevi, görevlendirme yazısı ile bellidir. Zabıtalara kesinlikle emir verme yetkisi bulunmamaktadır. Olay yerinin güvenliğinin sağlanamaması da söz konusu değildir. Olay yerine milletvekilinin gelmesi üzerine hoş olmayan görüntü sergilememek amacıyla polis çekilmiştir. Müvekkilim ile aynı suçtan yargılanan zabıta görevlilieri beraat etmiştir. Yine müvekkilin emir verme yetkisi olmamasına rağmen bir an çadırları yakın dediği kabul edilirse bile sadece bu şekilde beyanda bulunmakla azmettirmeden söz edilemez. Olsa olsa suç işlemekten söz edilebilir" diye konuştu. Dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı müfettişlerin Gezi Parkı gösterileri sırasında meydana gelen polis şiddetine ilişkin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile polis şeflerini suçsuz bulmuştu.
Raporda, “... Amaç Gezi Parkı’nı çalışma süresince tahliye etmek iken arbede esnasında bazı belediye zabıta görevlilerinin işgalcilere ait çadırları parkın belirli bölgesine istifleyerek yakmaları ve keyfiyetin de sosyal medya ve görsel basında yer alması üzerine bölgeye yoğun şekilde çevreci hassasiyeti yüksek insanların akın etmeye başladığı, elverişli durumu değerlendiren her türlü ve ideolojik ve marjinal grupların da gecikmeden sahne almasıyla olayların polise ve siyasi otoriyete karşı gösteri ve eyleme, ardından vandalizme dönüştüğü, hatta Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nin de hedef alındığı...” denilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarfından hazırlanan iddianamede, Taksim Meydanı yayalaştırma projesi kapsamında bazı ağaçların sökülmesini protesto eden bir grubun 30 Mayıs 2013 günü Gezi Parkı'nı işgal ederek çadır kurdukları belirtildi. Göstericilerin tahliyesi ve bir çoğu turuncu renkli küçük boy kamp çadırının kaldırılması için genel denetim ve koordinasyon sorumlusunun İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli'nin olduğu kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Ramazan Yürekli'nin Gezi Parkı'nda işgalcilerin çadırlarını toplayan zabıta komiseri Mustafa Sarı'ya, 'Çadırları toplamakla uğraşmayın yakın gitsin' talimatı verdiği öne sürüldü. Şüpheli Ramazan Emekli'nin talimatı ile zabıta amir vekili Ali Rıza Targay, zabıta komiserleri Hüseyin Aladağ, Murat Sarı, zabıta memuru Şahin Avcı ve sözleşmeli zabıta memurları Osman Çeküç, Hasan Hüseyin Yılmaz ve Murat Yüce'nin zabıta yönetmeliğine aykırı bir şekilde görevlerini kötüye kullanarak sahipleri tespit edilemeyen terk edilmiş bir kısım kamp çadırını ateşe verip, bir kısımını da yanan çadırların üzerine atarak yangın çıkardıkları ileri sürüldü. Bu şekilde çevrede korku, kaygı ve paniğe neden olunduğu belirtilen iddianamede, İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı şüpheli Ramazan Emekli'nin yasal olmayan talimatı ile görevini kötüye kullanıp Gezi Parkı'ndaki çadırların yakılmasını azmettirdiği öne sürüldü. İddianamede, Ramazan Emekli'nin "Yangın çıkarmaya azmettirmek" ve "Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından 2 yıldan 5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Gezi Parkı eylemlerinin başladığı 30 Mayıs 2013'te ağaçların kesilmesini engellemek için direnişe geçen vatandaşlar tarafından parkın içine kurulan çadırları yaktıkları iddiasıyla yargılanan 7 zabıta, 'Görevi kötüye kullanma' ve 'Kasten yangın çıkartma' suçunu işlediklerinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle beraat etmişti.