‘Redhack’ grubuna yönelik operasyonda ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlanan ve mart ayından beri Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Duygu Kerimoğlu, yaşadıklarını CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’ya anlattı. 1 Mayıs ve CHP mitingleri dışında hiçbir eyleme katılmadığını belirten Kerimoğlu, “Emniyet Müdürlüğü’nün sitesini hackleyecek kadar bilgisayar kullanabiliyor olsaydım, öğrencisi olduğum 2 yıllık bilgisayar bölümünü 4 yıldır okumazdım” diye konuştu.
Tarık Işık'ın Radikal'de yayımlanan haberine göre, Mersin Üniversitesi’nde öğrenci olan Duygu Kerimoğlu’nun ailesiyle yaşadığı ev, geçen mart ayında ‘Redhack’ operasyonu kapsamında basıldı ve Kerimoğlu 17 Mart’ta mahkemede ‘örgüt üyesi‘ olduğu gerekçesiyle tutuklandı. CHP ’li Ağbaba, geçen çarşamba günü Kerimoğlu’nun cezaevinde ziyaret edip, süreci kendisinden dinledi. Ağbaba’nın aktardığına göre, Kerimoğlu, Ankara Emniyet Müdürlüğünün hacklendiğini Facebook aracılığıyla öğrendiğini, hacklenen belgeleri ve konuyla ilgili haberleri Facebook ’ta paylaştığını ve haberlere yorum yaptığını söyledi. Ailesinin CHP ’li, kendisinin de CHP üyesi olduğunu belirten Kerimoğlu, olayla tüm ilgisinin internet ortamında var olan ve Facebook ’ta başkaları tarafından paylaşılmış belgeleri paylaşmak olduğunu ifade etti. 1 Mayıs ve CHP mitingleri dışında hiçbir eyleme katılmadığını söyleyen Kerimoğlu, “Emniyet Müdürlüğünün sitesini hackleyecek kadar bilgisayar kullanabiliyor olsaydım, öğrencisi olduğum 2 yıllık bilgisayar bölümünü 4 yıldır okumazdım” diye konuştu.
Sanal ortamda, ‘Asi Deniz’ nickini kullandığını söyleyen Duygu Kerimoğlu, Ağbaba’ya şunları anlattı: “Silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlandığıma halen inanamıyorum. TSK , Ekonomi Bakanlığı, MİT, ÖSYM ben içerideyken hacklendi. Bu durum Redhack’le ilgim olmadığını ispat eder. Bilgisayar bölümü öğrencisi olduğum ve Ankara Emniyeti’nin namusunu kurtarmak için tutuklandığımı düşünüyorum. Ankara Emniyet Müdürlüğünde ve hapishane girişinde çıplak aramaya maruz kaldım, cebir uygulandı. Tutuklandığımdan bu yana 6 koğuş gezdim, hapishane içinde sürgün yaşıyorum. Halen iddianame hazırlanmadı. 14 kişiyle birlikte gözaltına alındım ancak hiç birini tanımıyorum. Hapishaneye girdikten sonra birbirimizle mektupla tanıştık. 8 Mart, 1 Mayıs gibi sol siyaset açısından önemli günlerde yaptığım yazışmalar önüme delil olarak konuldu. Romatait artrit hastalığım var. Hapishaneye girdikten sonra ellerimde titreme başladı. Düzgün yazabilmek için daktilo istedim. Hapishane tarafından reddedildi. Anlamsız şekilde ve hukuka aykırı olarak tutukluyum. 3 kişilik hücrede 4 kişi kalıyoruz ve bu ortamda KPSS ’ye çalışıyorum.”
Kerimoğlu’nun Antakya’da yaşayan babası Adnan Kerimoğlu, kızının gözaltına alınışını Radikal ’e şöyle anlattı: “Sabah 4.5-5 civarıydı. Kapı çalındı. ‘Kim o?’ diye sordum. Muhtarın sesi geldi. Kapıyı açınca çok sayıda sivil ve resmi polisi karşımda buldum. Bazılarının yüzünde kar maskesi, ellerinde lazerli silahlar vardı. Ne olduğunu anlayamadık bile. Evde 70’den fazla polis saydım. Çocuklar uyuyordu. 2 fotoğraf makinesi ve kamerayla bütün evin görüntülerini çektiler. Evdekilerin üsleri başları açık… ‘Çekmeyin’ dedim. Dinlemediler. İki tane laptop, bir tane de benim bilgisayarım vardı. Laptoplara el koydular. Benim bilgisayarımın da hard diskini söktüler. Bir ay sonra iade ettiler.”