Elektrik fiyatları ve yeni tarifeye göre tüketicilerden alınan bazı fatura kalemlerinin artık görünmemesi son günlerde hem kamuoyu, hem Meclis’te tartışılmaya devam ediyor. Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) elektrik faturaları için açılan davalar sonucu abonelere iade edilen kayıp-kaçak bedellerini yeniden vatandaşa fatura eden bir düzenlemenin hayata geçirildiğini söyledi. EMO yetkilileri, “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği kararla, dağıtım şirketlerinin kullanıcılardan kayıp-kaçak bedeli tahsil etmesinin hukuka aykırı olduğu tespit edilmişti. Bu karara göre kayıp-kaçak bedellerinin iade edilmesi gerekiyor. Dağıtım şirketleri de kesinleşen bu karar doğrultusunda davayı kazanan abonelerine ödeme yapmak zorunda kaldı. Ancak söz konusu kararın faturasını yeniden halka kesen uygulamaya başvuruldu” dedi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yetkilileri ise EMO’nun bu iddiasını yalanlayarak, “Şu an EPDK düzenlemelerinde böyle bir husus söz konusu değil. Bu kapsamda vatandaşa yansıtılan bir kayıp-kaçak bedeli yok” açıklaması yaptı.
Hürriyet’ten Merve Erdil'in haberine göre, elektrik faturaları ve unsurlarına yönelik tartışmalar devam ediyor. Hatırlanacağı üzere, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2014’ün mayıs ayında “Çalınan elektriğin parası, düzenli fatura ödeyen aboneden tahsil edilemez” kararı vermiş, binlerce elektrik abonesi geriye dönük ödediği kayıp-kaçak bedellerini almak için soluğu elektrik dağıtım şirketleri ve tüketici hakem heyetlerinde almıştı. Dağıtım şirketleri de karar doğrultusunda davayı kazanan abonelerine ödeme yapmak zorunda kaldı.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) dün açıklama yaparak, dağıtım şirketlerinin, iade ettikleri kayıp-kaçak bedellerini, tüm kullanıcılara yayarak, elektrik abonelerinden geri tahsil edeceklerini iddia etti. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil’in açıklamasında, şöyle dendi: “19 Aralık 2015’te Resmi Gazete’de yayımlanan dağıtım gelirlerine ilişkin tebliğ kapsamında yapılan düzenleme ile ‘Mahkeme kararı gereği oluşan tazminat ve benzeri giderleri (emsal kararlar dikkate alınarak mahkeme kararı olmaksızın ödenenler de dahil)’ ifadesi kullanılarak, dağıtım tarifesinin belirlenmesinde dikkate alınan ‘düzenlemeye esas işletme gideri’nin yüzde 7 artırılması öngörüldü. Yani dava giderleri ve yargı kararıyla şirketlerin ödemek zorunda oldukları tazminatların dağıtım tarifesine eklenmesi sağlandı. Dağıtım şirketlerince tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin geri ödenmesine yönelik yargı kararları ve/veya yargı kararı bulunmaksızın emsal yargı kararları gözetilerek tüketicilere yapılan ödemeler, tekrar tarifeye bağlı gider olarak tüm tüketicilere yansıtılacak."
Yeşil, şöyle devam etti: “Dağıtım tarifesinin belirlenmesinde kullanılan düzenlemeye esas işletme giderinde yüzde 7 artış öngörülüyor. Ancak artışın gerekçesi olarak sayılan pek çok kalemin de dağıtım faaliyetiyle ilgisi yok. Bu kalemler şöyle: Dava, icra; sosyal sorumluluk; seminer, panel ve konferans; reklam giderleri; dernek/sendika ve oda aidatları; temsil ve ağırlama; danışmanlık; bağımsız denetim ve mali müşavirlik; yönetim ve destek hizmetleri. Yani ‘dava, icra’ kapsamında her türlü avukatlık giderleri, mahkeme masrafları, mahkeme kararıyla oluşan tazminat ödemeleri tüketicilere yıkılıyor. Sosyal sorumluluk adı altında şirketlerin kim için, ne için yaptıklarını bilemediğimiz ve kontrolü de bulunmayan harcamalar faturalara ekleniyor. Şirketlerin verimliliklerini artırmak üzere şirket personeline veya kendi tanıtımları için düzenledikleri her türlü seminer, panel ve konferans harcamaları ile reklam giderleri ve dağıtım şirketlerinin kendi tercihleriyle dahil oldukları derneklerin aidatlarının da bu kapsamda sayıldığı görülüyor. Kaldı ki açılan davaları dağıtım şirketlerinin kazanması durumunda elde edeceği gelirlerin tarifeye yansıtılmasına yönelik bir düzenleme de bulunmuyor. Yani şirketlerin dağıtım faaliyetiyle ilgisi olmayan her türlü gideri tüketiciye, aynı türden her türlü gelirleri ise faturalarda indirime yol açmayacak şekilde tamamen şirkete bırakan bir düzenleme söz konusu.”
-2011 Ocak ayından itibaren kayıp-kaçak bedeli faturada ayrı bir kalem olarak belirtilmeye başladı.
-Bu konuda ilk başvurular aynı yıl içinde yapılmaya başlandı ve tüketici lehine ilk kararlar Kahramanmaraş Tüketici Hakem Heyeti ve Zonguldak/Devrek Tüketici Heyetlerinden geldi.
-Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine faturada kayıp-kaçak bedeli kalemi 2011 yılı sonunda kaldırıldı ve tüketim kaleminin içine alındı.
-Ardından mahkeme önüne giden kayıp-kaçak bedeli davasında Sakarya/Karasu ve Adana/Kozan Tüketici Mahkemesi 2012 yılında kayıp-kaçak bedelinin haksız olduğuna karar verdi.
-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.05.2014 tarihinde kayıp-kaçak bedelinin haksız olduğuna karar verdi. Karar 17.12.2014 tarihinde kesinleşti.
-28.01.2015 tarihinde kayıp-kaçak bedelini yasal hale getirecek yasa taslağı TBMM’ye gönderildi.
-Yasa tasarısı TBMM Komisyonlarında görüşülmekte iken, TBMM’nin 03.04.2015 tarihinde yasama süresinin bitmesi nedeniyle kadük hale geldi.