İstanbul başta olmak üzere Türkiyue genelinde yaşanan elektrik kesintileri hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Pek çok işyeri ve okulda sıkıntılar yaşanırken, vatandaşlar jenaratörler için uzun mazot kuyrukları oluşturdu. Peki bu kesintiler neden kaynaklanıyor?
Elektrik Mühendisler Odası, 23 Aralık'ta bir açıklama yayımlayarak olası elektrik kesintilerine dikkat çekti. Kış saatine geçilmemesi nedeniyle doğalgaz tüketiminin arttığına ancak arzı karşılamaya yönelik bir yatırım veya planlama yapılmadığına dikkat çekilen açıklamada, doğalgaz ile çalışan elektrik santrallerine enerji verilememesi nedeniyle elektrik santrallerinin devre dışı kaldığı belirtildi.
Açıklamada "Hükümetin plansız bir şekilde yaz saati uygulamasını kalıcılaştırması; kış aylarında havaların soğumasıyla hem elektrikte hem de doğalgaz tüketiminde artışa yol açtı. Doğalgaz sıkıntısı nedeniyle BOTAŞ’ın elektriği üreten santrallere gaz verememesi, bu santralları devre dışı bıraktı" denildi.
EMO tarafından yapılan açıklama şöyle:
"Hükümetin plansız bir şekilde yaz saati uygulamasını kalıcılaştırması; kış aylarında havaların soğumasıyla hem elektrikte hem de doğalgaz tüketiminde artışa yol açtı. Doğalgaz sıkıntısı nedeniyle BOTAŞ’ın elektriği üreten santrallere gaz verememesi, bu santralları devre dışı bıraktı. Bunun sonucunda Kasım ayında yüzde 37.9 olan elektriğin üretimindeki doğalgazın payı Aralık ayında yüzde 31.4’e düştü. Elektrik fiyatları ise dün (22 Aralık 2016) saat 17:00 itibarıyla 1 megavat saat başına 1169.55 lira ile fahiş bir düzeye çıktı. Bugün (23 Aralık 2016) için verilen fiyatlar ise bu düzeyi de aşarak, saat 14.00 itibarıyla 1899.99 liraya tırmandı. Türkiye hem elektriğin pahalılaşması hem de elektrik ihtiyacının karşılanamaması riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
EPDK’nın Eylül 2016 doğalgaz sektör raporu; Eylül 2015’e göre otoprodüktörler ve ısı santralları dahil olmak üzere doğalgaz kullanan elektrik santrallerinin doğalgaz tüketiminin bu yıl Eylül ayı itibarıyla yüzde 24.6 oranında azaldığını gösteriyor. Buna karşılık aynı dönemde konutlardaki doğalgaz tüketimi yüzde 3.76 oranında arttı. Havaların soğumadığı Eylül ayı itibarıyla doğalgaz tüketiminin konutlarda artış göstermesi; verileri henüz açıklanmamış olan Ekim, Kasım ve Aralık aylarında da konutlardaki doğalgaz tüketiminin yükseldiğine işaret ediyor.
Doğalgazın geçen yıl elektrik üretiminde yüzde 37.9 olan payı, bu yılın 11 aylık döneminde yüzde 33’e düştü.
Kasım ayında hem su gelirleri azaldı, hem de kış şartları ağırlaşırken, yaz saati uygulaması elektriğin tüketimini artırıcı etki yaptı. Böylece Kasım 2016’da aylık elektriğin üretiminde doğalgazın payı yüzde 37.9’a yükseldi. Doğalgaz sıkıntısı elektriğin üretim verilerine Aralık ayında yansımaya başladı. Doğalgazdan elektriğin üretiminde dün (22 Aralık 2016) itibarıyla büyük bir düşüş gerçekleşti. TEİAŞ’ın günlük üretim verilerine göre 14 Aralık’tan itibaren elektriğin üretiminde doğalgazın payı yüzde 30’un altına indi. Doğalgazdan elektrik üretimi 21 Aralık’ta yüzde 20.6’ya, 22 Aralık’ta ise yüzde 17.4’e kadar geriledi.
TEİAŞ’ın günlük elektriğin üretim verilerine bakıldığında, 22 Aralık 2016 itibarıyla Aralık ayındaki toplam 17 milyon 599 bin megavat saatlik elektrik üretiminin 5 milyon 526 bin megavat saatlik bölümü doğalgazla sağlandı. Böylece Kasım ayında yüzde 37.9’a çıkan elektriğin üretimindeki doğalgazın payı yüzde 31.4’e geriledi.
Elektrikte olduğu gibi doğalgazda da özelleştirme ve serbestleştirme sürecinin izlenmesi planlamanın tamamen rafa kaldırılmasına neden oldu. Yurtdışından doğalgaz alım kontratlarının serbestleştirme sürecine dahil edilmesi, Türkiye’yi elektrikte olduğu gibi doğalgazda da arzı planlayamaz noktaya getirdi. Tüketim ayağının zaten serbest piyasaya bırakılmış olması arz ve talep arasında denge sağlanmasını zora soktu.
Hükumetin bir yandan doğalgazın ısınma amaçlı tüketimini yaygınlaştırırken, bu talebi karşılamaya yönelik gerekli adımları atmaması nedeniyle doğalgazda sıkıntı yaşanması zaten bekleniyordu.
Doğalgaz talebi ile arzı arasındaki dengeyi kaybeden Türkiye, bu ay doğalgaz ihtiyacını karşılamakta güçlük çeker hale geldi. BOTAŞ; tüm doğalgaz ile çalışan santrallere verdiği gazda kesinti yapmaya başladı. Önce yüzde 50 ile başlayan kesinti yüzde 90’a ulaştı. Bu durum doğalgaz santrallerinin devreden çıkmasına yol açarken, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının karşılanmasını da bıçak sırtı bir dengeye oturttu. Kurulu gücü artan hidrolik santrallar ve alım garantisi verilen kömürden elektriğin üretiminin artırılmaya çalışılması gelinen noktada elektrik talebini karşılamada yetersiz kalıyor.
Doğalgaz santrallerinin devreden çıkması ile birlikte su gelirlerinin yetersizliği de düşünüldüğünde elektrik üretiminde sıkıntı kaçınılmaz oldu.
Ancak doğalgaz santrallerinin devreden çıkması yeterli elektrik üretiminin gerçekleştirilememesinin ötesinde sorunlar barındırıyor. Büyük ölçekli doğalgaz santrallerinin Batı illerinde yoğunlaşmış olması, bu bölgelerdeki yoğun elektrik talebinin Doğu’dan karşılanması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Bu durum iletim hatlarına çok fazla yüklenilmesine yol açtığı için 31 Mart 2015 tarihinde tüm Türkiye çapında yaşanan karanlığın tekrarlanması riskini beraberinde getiriyor.
Hem havaların soğuması hem de yaz saati uygulamasının kalıcılaştırılmasının etkisiyle elektriğin tüketiminin artması zaten piyasada elektriğin fiyatlarını yükseltmişti. Doğalgaz sıkıntısının devreye girmesiyle elektrik fiyatları fırladı. EPİAŞ verilerine göre; Ekim 2016’da megavat saat başına 145.075 lira olan ağırlıklı ortalama piyasa takas fiyatı, Kasım 2016’da 154.862 liraya, Aralık ayında 234.295 liraya yükseldi. Ancak piyasa takas fiyatı dün (22 Aralık 2016) saat 17:00 itibarıyla megavat saat başına 1169.55 lirayla fahiş bir düzeye çıktı. Böylece 1 kilovat saat elektriğin fiyatı 1 lirayı aşmış oldu. Bugün (23 Aralık 2016) için verilen fiyatlar ise bu düzeyi de aşarak, 1.9 liraya tırmandı. Konut tüketicilerinin faturasında 0.41 TL olan 1 kilovat saat elektriğin bedelinin 4.6 katına ulaşıldı.
Tüm bu gelişmeler sonucunda bir yandan pahalı elektrik bir yandan da elektrik ihtiyacının karşılanamaması sorunuyla yüz yüze kalındı. Havaların soğuması dışında olağanüstü bir gelişme olmamasına rağmen bugün Türkiye uygulanan enerji politikaları nedeniyle karanlığın eşiğine sürüklenmiştir.
Elektriğin üretiminde başlayan sıkıntı, hem periyodik bakım adı altında yapılan kesintiler hem de elektriklerin kesilmesinin gezdirilmesi yoluyla yönetilmeye çalışılıyor. Gezdirme yöntemiyle kamuoyunun bilgisi dahilinde olmadan kesintiler yapılması hukuki olmadığı gibi can ve mal güvenliği açısından tehlikeler yaratacaktır.
Hükümetin derhal yaz saati uygulamasından vazgeçmesi; elektriğin üretim ve tüketiminde, doğalgaz alımı ve dağıtımında kamusal bir planlamayı sağlayacak şekilde inisiyatif alması gerekmektedir. Dövizle borçlanan elektrik şirketlerinin içinde bulunduğu mali açmazı tüketim üzerinden kullanıcıların sırtına yıkan anlayış terk edilmelidir. Plansızlığın faturası halka yıkılmamalıdır. Elektrik Mühendisleri Odası, elektriğin üretim ve dağıtımının kamu yararına, ucuz ve güvenli olarak sunulabilmesi için kamulaştırma yapılmasını zorunlu görmektedir."