T24 - Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu, PKK içinde çatlak yaşandığını ve bunun tasfiyeye dönüştüğünü iddia etti. Uslu, PKK içindeki barış yanlılarının eylemler düzenleyen PKK'nın "şahin kanadı" hakkında TSK'ya istihbarat sağladığını söyledi. Uslu, "ya devlet şahin kanadın unsurlarının kim ve nerelerde olduğunu hep biliyor bir şey yapmıyordu ve yeni konsept gereği bu kesimi kendi istihbarat bilgisiyle tasfiye ediyor. Ya da barış isteyen kanattan şahin kanadın yerlerine ilişkin devlete istihbarat akıyor" dedi.Emre Uslu'nun Taraf'ta "PKK'daki çatlak tasfiyeye dönüşüyor" başlığıyla yayımlanan (21 Aralık 2011) yazısı şöyle:PKK'daki çatlak tasfiyeye dönüşüyorPKK içinde çatlak var. Öcalan’a rağmen hareket eden bir grup var ve bu grubun barış istemediğini vurgulamıştım. Bu grubun barış masasını devirmesinden sonra da Öcalan’ın bu ihaneti karşılıksız bırakmayacağını; şahinlerin gündem dayatmasıyla kaybettiği liderliği geri almasının yolunun dabarış masasını deviren PKK liderlerini ve grubu tasfiye etmekten geçeceğini yazmıştım.
PKK içindeki şahin kanadın en son saldırısı Çukurca eyleminden sonra rüzgâr bu kesimler için tersten esmeye başladı. Bu kesim özellikle İran-Suriye kökenli PKK’lıları çatışma alanlarına gönderip çatışmaların yükseltilmesi için olanca gücüyle savaşıyordu. Kazan’daki büyük yenilgiden sonra PKK’ya yönelik operasyonların analizi yapılacak olursa PKK içinde bir tasfiye sürecinin yaşandığını görebiliriz.
Bu tasfiye süreci bazı etkili yerlerdeki PKK liderlerinin etkisizleştirilmesi şeklinde olmuyor. Bu tasfiye, Öcalan ve Karayılan’ın savaşmayın talimatına uymayıp savaşı sürdüren PKK üniteleri doğrudan operasyonların hedefi yapılarak uygulanıyor.
Hatırlatayım, PKK içindeki şahin kanadın etkili unsurlarından, Hakkâri’de dokuz sivilin öldürülmesinde ektili olan ve Öcalan’ın eğer bu eylemi PKK yaptıysa örgütü tasfiye ederim dediğibirinci grup büyük oranda Kazan vadisi ve Kavaklı operasyonuyla etkisiz hale getirildi.
İkinci grup, Hatay-Sivas-Tokat güzergâhında etkili olan ve o hattaki Alevi yayındaki lojistik networkun yardımıyla hareket eden bir yapı olduğunu yazmış, anlatmıştım. Amanoslar civarında stratejik zamanlarda stratejik eylemler yapan bu grup geçenlerde bir operasyonla yakalandı. Bu grubun lideri ve üyeleri canlı yakalandı. Hatta Bülent Arınç Amanosların temizlendiğini ifade etti.
Şahin kanadın üçüncü grubu Tunceli-Bingöl arasında etkili olan ve Dersimliler grubu olarak bilinen bir gruptu. Bu grubunun PKK içinde bağımsız hareket ettiğini sağır sultan bile biliyor. Bu grubun da önemli bir kesimi ve etkili lideri geçenlerde Bingöl’de yapılan nokta operasyonuyla öldürüldü ve tasfiye edildi.
Dördüncü ve en etkili grup ise Diyarbakır-Silvan hattındaki gruptu. Bu grup öylesine tuhaf eylemler yaptı ki bunu PKK liderleri bile anlamakta ve açıklamakta zorluk çekti. ÖrneğinDiyarbakır’daki dershanenin bombalanması bu grubun işiydi. KCK barış ilan ettiği gün Taksim’de canlı bomba patlatan grup da Diyarbakır’daki gruptu. Yine Öcalan devrimci savaşa gerek yok dediği hafta Silvan’da 13 askeri öldüren de Diyarbakır’daki gruptu. En son bu gruba karşı Diyarbakır’da bir operasyon yapılıyor. Medyanın yazdığına bakılırsa 20 kadar PKK’lı öldürüldü ve PKK’nın bölge sorumlusu da çembere alınmış durumda. Yani Diyarbakır grubu da tasfiye ediliyor.
Bu grupların dışında birkaç yerde daha şahin kanada mensup grupçuklar var; merakla onlara yönelik benzeri bir tasfiye operasyonu olup olmayacağını bekliyorum.
Operasyonların biçimi de PKK içindeki savaşçıların tasfiyesine yönelik operasyonlar olduğunu gösteriyor. Örneğin hemen bütün operasyonlar nokta operasyonları olarak yapılıyor ve bu operasyonlarda mutlaka o bölgenin sorumlusu ya yakalanarak ya da öldürülerek tasfiye ediliyor. Devletin PKK’ya karşı böylesine nokta operasyonlar yapabilmesi için, hele de bölge sorumlularının tasfiye edilebilmesi için mutlaka içeriden ”operasyonel” istihbaratın gelmesi gerekiyor.
Bu durumda PKK içindeki istihbarat ajanları yeni strateji değişikliğiyle operasyonel istihbarat verip PKK’nın tasfiye edilmesini sağlıyorlar diye düşünülebilir. Ama bu operasyonlara bir sorun var. Zira operasyonlar PKK’nın toptan tasfiyesine yönelik yapılmıyor.Devrimci savaş gündemini dayatan şahin kanadın unsurlarına karşı yapılıyor bu operasyonlar. Yani ya devlet şahin kanadın unsurlarının kim ve nerelerde olduğunu hep biliyor bir şey yapmıyordu ve yeni konsept gereği bu kesimi kendi istihbarat bilgisiyle tasfiye ediyor. Ya da barış isteyen kanattan şahin kanadın yerlerine ilişkin devlete istihbarat akıyor.
Bu sürecin en ilginç yanı ise PKK yapılan bu operasyonları tuhaf bir sessizlikle karşılıyor. Bingöl’de sekiz PKK’lı öldürülüyor ANF “HPG gerillası olduğu iddia edilen” diye tanımlıyor bu PKK’lıları. Son bir ayda canlı yakalananları bir kenara bırakıyorum 50’den fazla PKK’lı nokta operasyonlarıyla öldürüldü, ki aralarında bölge sorumluları var, PKK liderleri bir açıklamayla bunların anısına bile sahip çıkmıyor. Oysa normal PKK tutumu bu PKK’lıların fotoğraflarını ”şehitler” albümünde yayımlamaktı. Bu tuhaf PKK tutumu PKK liderliği kendi içindeki şahinleri acımasızca tasfiye ettiriyor yorumuna neden oluyor.
Şunu biliyorum. Murat Karayılan’a kalsa devlet ile bir an önce görüşüp bu işi bitirmek istiyor. Hatta bunun için Türkiye’de bazı gazetecilere haber yollayıp “devlet benimle görüşsün, devletin barış görüşmesi yaptığı kesimler yanlış adamlar” dediğini de biliyorum. PKK görüşmesini yapan devlet yetkililerinin de ideolojik akrabalık nedeniyle özellikle şahin kanada yakın kişileri tercih ettiği ifade ediliyor. Karayılan ekibinin de bundan rahatsız olduğu PKK’ya yakın çevrelerde konuşuluyor.
Bu bağlamda özellikle Kazan saldırısından sonra Devrimci Savaş Stratejisi’nin mimarı, PJAK militanlarını Anadolu coğrafyasına süren Cemil Bayık’ın tuhaf sessizliği de kayda değer bir gelişme. Ya Bayık hasta ve İran’da güvenli ellerde tedavi görüyor ya da PKK içindeki yukarıda anlattığım tasfiye süreci Cemil Bayık’tan başladı. Nereden bakarsanız bakın PKK içinde bir tasfiye süreci yaşanıyor. Bu durumda canını kurtaran kahraman...