Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türkiye’de en uç fikirlerin bile tartışılması gerektiğini, bunun demokrasi ölçütü olduğunu belirterek “Buna alışacaksınız” dedi. Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, "Türkiye'de en uç fikirler dahi bana göre tartışılmalıdır. Bundan korkmamak gerekir. Demokrasinin düzeyi bununla ölçülür. Bu gerçekleşmediği takdirde demokrasi zaten düzelmez. Buna alışacaksınız" dedi. Truva Kitabevi'nde düzenlenen imza gününde okurlarıyla buluşan Sami Selçuk, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Önce Dil" adlı kitabıyla ilgili değerlendirme yapan Sami Selçuk, Türkiye'de Türkçeye gereken değerin verilmediğini söyledi. "Benim dil üzerine kitabım, daha önce bu konuda yazdığım tüm yazılardan ibarettir. Dili kaygı ve sevgi konusu edinmişimdir. Kaygı konusu edinmemin nedeni Türkiye'de dile hiç değer verilmemesidir" diyen Selçuk, şöyle konuştu: "Kendi yazdığım kararlarda sürekli Türkçe yazmaya çaba gösterdim. Kararlarımı incelerseniz, 4. Ceza Dairesinin kararlarının tamamı Türkçedir. Herkesin anlayabileceği bir Türkçeyi kullanmaya özen gösterdim. Türkçe bilinçli şekilde işlenirse dünyada en zengin diller arasına girmeye aday bir dildir. Akışkan, telaffuzu güzel bir dildir, şiir dilidir. Dil bilgisinde kurallar her zaman egemendir, istisnalar çok azdır." Türkiye'nin mevcut anayasayla AB'ye giremeyeceğini savunan Selçuk, "Bu anayasa, anayasa kavramına ters bir anayasa. Anayasalar devlet gücüne karşı bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına almak için yapılır. Bu anayasa ise devleti bireye karşı güvence altına almak için yapılmıştır. Yanlış bir anayasadır, düzeltilmesi olanaksız bir anayasadır. Yeni anayasa yapılması zorunludur. Yeni bir anayasa yapmak, bu anayasayı düzeltmekten çok daha kolaydır" dedi. Türk Ceza Kanunu'nun başarılı bir kanun olmadığını ifade eden Selçuk, şunları kaydetti: "Bunun nedeni çok acele çıkarılmasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür yasalar bu kadar kısa sürede çıkarılmaz. İsviçre Ceza Yasası 40 yılda yapıldı. Fransa Ceza Yasası eski yasadan hemen hemen çok az değişiklikler içermesine rağmen 18 yılda yapıldı. Şu anda dünyanın en başarılı ceza yasalarından biri İspanya Ceza Yasası'dır, 32 yılda yapılmıştır. Bizim Türk Ceza Yasası, geçmişi olmakla beraber yeni ekiple 57 oturum sonunda yapıldı. Bu yetersiz bir rakamdır. Türkiye'nin batı hukukunu henüz tam anlamıyla özümsemediğini de düşünürseniz daha uzun sürede yapılması gerekirken acele yapılmıştır. Dili bile başarılı değildir, söz gelimi bir maddede 'talep' diyor başka bir maddede 'istek' diyor. Yani dilde tutarlılık yok. Kavramların tanımında da çok başarılı olduğunu söylemek doğru değil." ‘Her fikre saygı duyulmalı’ Türkiye'de her fikre saygı duyulması, dinlenmesi gerektiğini belirten Selçuk, "Türkiye'de en uç fikirler dahi bana göre tartışılmalıdır. Bundan korkmamak gerekir. Demokrasinin düzeyi bununla ölçülür. Bu gerçekleşmediği takdirde demokrasi zaten düzelmez. Buna alışacaksınız. En uç düşünceler bana göre doğrunun bulunmasında katkıda bulunur. Yanlış düşünceler bile doğru düşüncelerin bulunmasına katkı sağlar. Bazen bunun hiç farkına bile varmazsınız" dedi. Sami Selçuk, Ergenekon davasıyla ilgili olarak da şunları kaydetti: "Ben bile rahatsız oluyorum. Ergenekon davası Türkiye kamuoyunda çok ilgi görüyor. Böyle bir davada herkesin yargıçların yerine geçerek karar vermesi çok yanlıştır. İlkeleri çiğniyor herkes. Bir insan kesin hüküm verilinceye kadar suçsuzdur. Kesin hükümden kasıt ise Yargıtaydan geçip kesinleşmesi demektir. İlk mahkemenin vermiş olduğu karar bile yanlış olabilir. Bütün aşamalardan geçer karar kesinleşirse ondan sonra 'tamam, bu suçlu' diyeceksiniz. Kesin hüküm gerçek sayılır. Ona herkes saygı gösterir. Ama ileride, bakarsınız belki 10 yıl sonra o hükmün yanlış olduğu anlaşılır. Kesin başka şeydir, gerçek ise başka şeydir."