ENDİŞELERİNİ BAŞBAKANA İLETMİŞ İSTANBUL (A.A)

-ENDİŞELERİNİ BAŞBAKANA İLETMİŞ İSTANBUL (A.A) - 22.03.2011 - ''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, endişe duyduğu konuları Başbakan Erdoğan'a da ilettiğini belirterek, "dini öne çıkarmamaları gerektiğini, bunu yaparlarsa bölüneceklerini söylediğini" anlattı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Çetin Doğan'ın çapraz sorgusuna geçilmeden önce söz alan avukatı Hüseyin Ersöz, 18 Mart'taki savunması sırasında bazı belgelerin altında hakim ve savcıların ad ve soyadlarını değiştirerek oluşturduğu CD'yi salonda göstermesinin ardından savcının kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiğini hatırlattı.  Müvekkilinin de dünkü oturumda soylu ve evladına sahip çıkan babacan bir tavırla açıklama yaparak bu sunumun kendi isteği doğrultusunda hazırlandığını söylediğini ifade eden Ersöz, suç duyurusu talebinin bazı basın ve yayın organlarında tutuklama talebi şeklinde yer aldığını, mahkemenin bu yayınlara karşı hassasiyet göstermesi gerektiğini bildirdi.  Duruşmada daha sonra çapraz sorgusuna geçilen Doğan'a, avukat Şule Nazlıoğlu Erol tarafından ''haksız yere suçlandığını ve bu olayların arkasında kimin olduğunu bildiği'' şeklinde açıklama yaptığı hatırlatılarak, ''Konuyu tam açıklamadınız. Burada açıklar mısınız? Kim bu kişi?'' diye soruldu.  Adil yargılama yapılabilecek bir ortam olduğunda bunu açıklayabileceğini söylediğini ifade eden Doğan, ilk bulunan sözde ''Balyoz Güvenlik Planı'' ile Gölcük Donanma Komutanlığında bulunan planı son kaydeden kişiler ile son kaydetme tarih ve saatleri karşılaştırılıp arada farklılık olup olmadığı ve varsa neden olduğunun açıklanmasını istedi. Doğan, ''Şu an bu güveni hissetmediğim için bir açıklama yapmayacağım'' dedi.  Sanıklarda Levent Erkek'in avukatı Yılmaz Yazıcıoğlu'nun ''Müvekkilim, Gölcük bölgesindeki subay ve astsubay listesini hazırladığı iddia edilen tarihte Akdeniz'de görevdeydi. Akdeniz ortasındaki fırkateyn ile nasıl iletişim kuruluyor?'' diye sorduğu Doğan, ''İçinde tutarsızlıklar olan konulara ilişkin bana soru sormasınlar. Ben bunları gerçek kabul etmiyorum. Bir iletişimim yok'' dedi. -''BATI ÇALIŞMA GRUBU NEDENİYLE HEDEF ALINDIM''- Doğan, ''Niçin darbe hazırladığınız iddia ediliyor?'' şeklindeki soruya ise ''Çok eskiden beri TSK'da rijit bir insan olarak görünüyorum. Bundan dolayı hedef gösteriyorlar'' diye cevap verdi. Doğan, ''Batı Çalışma Grubu''nda 6 ay başkanlık yaptığını, bunun hedef olmasının nedeni olduğunu ileri sürdü. Üye Hakim Ali Efendi Peksak da Doğan'a savunmasında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile bir görüşme yaptığını anlattığını hatırlatarak, görüşmenin bir şahidi olup olmadığını sordu. Çetin Doğan ise soruyu şöyle yanıtladı:   ''Bu görüşmenin şahidi yok. O dönemde belirli çevreler beni hedef seçmiştir. Benim potansiyel olarak bir yere gelmemi engellemek istediler. O dönem kuvvet komutanlarına, Genelkurmay Başkanına birtakım ihbar mektupları gitmiş. Ben her zaman meşru bir zeminde olduğumu ve olacağımı söyledim. Aklımdan bile geçirmediğim bir şey. 'Üzüldüm' dedim ve ayrıldım. Bunu kendime yediremedim. Onun da üzüldüğünü anladım. O günden sonra resmi ilişkimiz dışında iki samimi arkadaş olarak ilişkimiz olmamıştır.'' Hakim Peksak, Doğan'a endişe duyduğu konuları Başbakan ve Genelkurmay Başkanına ilettiğini söylediğini hatırlatarak, bu konuların kendi fikri olup olmadığını sordu. Bahsettiği konuşmaların Başbakan ilk iktidara geldiğinde ve kendisi emekli olduğu sırada yapıldığını, samimiyetten kaynaklandığını, dini öne çıkarmamaları gerektiğini, bunu yaparlarsa bölüneceklerini söylediğini anlatan Doğan, emekliye ayrılırken Başbakan, Milli Savunma Bakanı ve diğer şura üyelerine madalyon hediye ettiğini kaydetti. Doğan, şaka yollu ''Ben İstanbul dukasıyım, para pul oldu, size altın para getirdim bunu altın yapan üzerindeki sözlerdir'' dediğini belirterek, madalyonun ön ve arkasında yazılı olan Atatürk'e ait sözleri okuduğunu ifade etti.  Çetin Doğan, madalyonun bir yüzünde Atatürk'ün ''Gerçekte bütün amacımız bu milli sınırlar içindeki milletimizin rahatını, refahını ve bu milli sınırlar ile belirlenmiş vatanımızın bütünlüğünü korumaktan ibarettir'' sözlerinin, diğer yüzünde ise ''Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir'' ifadesinin yer aldığını söyledi. ''Konuşmamda, 'Macera aramıyorum, Amerika (Irak'ta) batağa battı. Bunun hiçbir meşru zemini yok' dedim. 'Öne çıkaracağınız ulus devletidir, bunun üzerinde durun' dedim'' diye konuşan Doğan, kendi yazdığı ''Ateşi ve İhaneti Gördük'' adlı kitabı heyete göstererek, bu kitapta bütün düşüncelerinin yer aldığını, Türkiye'nin iç ve dış politikalarıyla ilgili konulara değindiğini, dava sürecinde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattığını dile getirerek, kitabın dosyaya konulmasını istedi. -HAYALİ SENARYO- Üye Hakim Peksak'ın, seminerde görüntü kaydı alınıp alınmadığını sorması üzerine Doğan, görüntü kaydının maliyetinin pahalı olması nedeniyle bunun yapılmadığını söyledi.  Hakim Peksak'ın, ''Göreviniz döneminde kaç seminer yapıldı?'' sorusuna Doğan, ''Bir seminer yapıldı'' yanıtını verdi. Üye hakim Hakim Murat Üründü'nün, ''1. Ordu Komutanlığının ekonomik sıkıntısı mı var ki görüntü kaydı yapamadınız?'' sorusuna Doğan, ''Şöyle söyleyeyim, o dönem 1. Ordu'nun görüntü kaydı imkanı ve kabiliyeti yoktu'' dedi. Hakim Üründü'nün, ''Seminerde konuşulan konular hayali senaryo değildir herhalde'' şeklindeki ifadesine Doğan, ''Hayali olmaz olur mu? O zaman irtica ayaklanması mı vardı bir kere? Türkiye tarihi darbeler tarihi değil, isyanlar tarihidir aynı zamanda. Böyle bir şey olursa nasıl tertibini alırız, süratle söndürülmesine yönelik, bertaraf edilmesine yöneliktir. Yoksa isyan yoktur'' dedi. O dönemde orta sağın çöktüğünü, orta sol için ise yabancıların ''Çok şef var, çalışan adam yok'' sözünün geçerli olduğunu belirten Doğan, ''Partinin (AK Parti) iktidara gelmesini bir şans olarak düşündük. 'Değiştik' dediklerine göre 'değişmiştir' dedik. 'Bunlar iktidara gelir gelmez hemen ihtilal yapabilir miyiz?' düşüncesi yok'' şeklinde konuştu. Doğan, bu konuşmada, gördüğü ve endişe ettiği konuları dile getirdiğini anlattı. Duruşma, Doğan'ın çapraz sorgusuyla devam ediyor.