Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı, Bartın'ın Amasra ilçesinde 42 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağındaki patlamayla ilgili olarak, "Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) olarak kazanın oluşuyla ilgili birkaç senaryomuz var. Fakat bunları ete kemiğe büründürebilmek için birtakım delillere ihtiyacımız var. Bu delilleri de ancak olay mahallini yerinde görmek suretiyle elde edebiliriz" dedi.
Amasra ilçesinde meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, AKP Kayseri Milletvekili Taner Yıldız başkanlığında toplandı.
Komisyonda, daha önce yaptıkları sunumları yeterince aydınlatıcı bulunmayan ve komisyon üyelerinin sorularına yazılı cevap vermeleri için süre tanınan TTK Genel Müdürlüğü ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün bürokratları yeniden dinlendi.
TTK Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Kiraz, maden ocağındaki yangının hala devam ettiğini ve ne zaman söneceğiyle ilgili net bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade etti. Kiraz, yangının sönmesi için yeraltında gerekli barajlama işlemlerinin yapıldığını, ayrıca yangın bölgesine azot basıldığını belirtti.
Yangının seyrinin, ortamdan günlük alınan numunelerle takip edildiğini, uygun değerler görüldüğünde barajların açılacağını anlatan Kiraz, daha sonra kaza mahallinde gerekli incelemelerin yapılacağını bildirdi.
Kiraz, mevzuata uygun olması için maden ocağındaki aspiratörün çift yönlü itiş ya da emiş yapabilmesi amacıyla değiştirilmesi konusunda açılan ihaleyi kazanan firmaya, 67 günlük gecikme bedeli olarak günlük 385 Evro ceza uygulandığını söyledi.
Mevcut aspiratörün yetersiz olduğu için değil, mevzuatın, acil durumlarda kullanılacak donanıma sahip olmasını istediği için yenilenme ihtiyacı doğduğuna dikkati çeken Kiraz, aspiratörün değiştirilmemesinin kazayla illiyet bağı bulunmadığını dile getirdi.
Kiraz, Amasra'daki maden ocağında kömür tozuyla mücadelenin yeterli oranda yapıldığını, 2022 yılında kaza tarihine kadar 52 bin 750 kilogram koruyucu taş tozu serpildiğini aktardı.
TTK'nın, iş sağlığı ve güvenliği konusunda kurum içi denetimleri periyodik olarak gerçekleştirdiğini anlatan Kiraz, "Amasra Müessesesi'nde 2021 yılında 6 denetim, 2022 yılında 4 denetim gerçekleştirmiştir. Denetimlere ait kayıtlarımız tutulmaktadır, ilgili makamlara da sunulmuştur. 2022'de şubat, mayıs, temmuz ve eylül aylarında denetim yapılmıştır" bilgisini paylaştı.
Kiraz, kazada hayatını kaybeden madencilerin iş tecrübesiyle ilgili sorular üzerine şunları söyledi:
"Çok tehlikeli işlerde çalışmaya başlama yaşı yönetmelik gereği 18'dir. Yeni işe başlayan çalışanlarımıza işe başlamadan önce İş Sağlığı Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanlığı koordinasyonunda tüm müesseselerimizde bulunan iş güvenliği birimlerince 200 saatlik, yeraltı ve yer üstü işe uyum kursu verilmektedir. Bu kurs tamamlandıktan sonra mevzuatta ve toplu iş sözleşmelerinde geliştirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi başlığı altında yılda en az 2 iş günü, 16 saat iş sağlığı güvenliği yönünden teknik ve mesleki eğitimler verilmektedir. Arkadaşlarımızdan 7'si 14 yıllık, 1'i 8 yıllık, 3’ü 7 yıllık, 31'i 4 yıllık tecrübeye sahip."
Kiraz, yeraltı maden ocaklarında metan gazı oranının yüzde 2'nin üzerine çıkması durumunda çalışanların kurtarılması ve grizunun temizlenmesi dışında çalışma yapılmadığının altını çizerek, bununla ilgili uygulanan işleyişi anlatmak için Amasra ve başka bir maden ocağındaki çalışanların telefon görüşmelerine ait iki ayrı ses kaydını komisyon üyelerine dinletti. Kiraz, kaza gününe dair merkezi gaz izleme sistemiyle ilgili telefon kayıtlarının da soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiğini söyledi.
Kazanın yaşandığı Amasra'daki maden ocağında düzenli olarak acil durum tatbikatlarının yapıldığını, son tatbikatın da 10 Ağustos'ta gerçekleştirildiğini bildiren Kiraz; 2'si A sınıfı, 4'ü B sınıfı, 12'si de C sınıfı olmak üzere toplam 18 iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olduğunu, bu sayının da işletme için yeterli olduğunu ifade etti.
Muharrem Kiraz, "Olay yerini havalandıran 4 pervaneden biri arızalıymış, arıza kelepçeden kaynaklanmış, neden geri giderilmedi?" sorusuna, "Bu da soruşturma aşamasında basına yansımış ifadedir. Takdir edersiniz ki bu soru da mahiyeti itibarıyla iş akış, tertip düzeni bağlamında soruşturmayı yapan makamlarca açıklığa kavuşturulması gereken bir husustur" cevabını verdi.
Kiraz, daha sonra söz konusu arızayla ilgili maden ocağında görevli ses ve gaz izleme teknikeri ile nezaretçi arasındaki telefon görüşmesine ait ses kaydını komisyon üyelerine dinletti. Kiraz, pervane arızasının olduğu andan saat 18.00'e kadar metan gazı oranında hiçbir yükselme olmadığına dikkati çekerek, diğer 3 pervanenin ocağı yeteri miktarda havalandırdığının kayıtlarda görüleceğinin altını çizdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı da komisyon üyelerinin bazı sorularına cevap verdi.
Kazanın oluş nedeniyle ilgili soru üzerine Kalaycı, "TTK olarak kazanın oluşuyla ilgili birkaç senaryomuz var. Fakat bunları ete kemiğe büründürebilmek için bir takım delillere ihtiyacımız var. Bu delilleri de ancak olay mahallini yerinde görmek suretiyle elde edebiliriz. Yangının bir süre sonra duracağını, olay mahalline savcılık izniyle girilebileceğini, ondan sonra da bizim varsaydığımız senaryolarımızın hangisinin gerçek olduğunu, hakikatin ne olduğu bu şekilde ortaya konmuş olacak" ifadelerini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem ise önlerinde, havalandırmada bir arızanın olduğuyla alakalı bir tespit olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Hatta aynı gün saat 11.38 civarında bir arıza meydana geldiğiyle alakalı bir bilgi var. Fakat havalandırma her ne kadar şüphelilerden biriyse de gerçekten ondan olup olmadığıyla alakalı, maden sahasında bir inceleme yapılmadan, Cumhuriyet Savcılığı soruşturması tamamlanmadan, bilirkişi raporları ortaya çıkmadan sadece havalandırmadan kaynaklandığını söylemeyi çok doğru bulmuyorum ama savcılık raporu sonucunda başka bir şeye ulaşılırsa o zaman bakılır. Şu anda havalandırmayla alakalı hepimizin kafasında bir şüphe var. Yoğunlaşma da genelde bunun üzerine yapıldı, tutuklamalar da bundan hareketle yapıldı ama net olarak 'şundan dolayı oldu' diye hiçbirimizin söyleme imkanı olduğunu düşünmüyorum."