Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, iki yıl içerisinde eski nesil santrallerin bacalama ve filtreleme sistemlerinin değiştirileceğini belirterek, "Şunu gururla söyleyebilirim ki Türkiye dünyayı en az kirleten ülkeler arasında. Ancak bizim çevresel hassasiyetimiz medeniyetimizin bir parçası. O nedenle bu konuda sorumluluğumuzun çok ötesinde bir hassasiyet sergiliyoruz." dedi.
Bakan Dönmez, "Bir Enerji Bir Nefes Projesi" kapsamında, Amasya'nın Suluova ilçesinde düzenlenen Eski Çeltek Kömür Maden Sahalarının Ağaçlandırma ve Rehabilitasyon Çalışmaları Programı'na katıldı.
Dönmez, burada yaptığı konuşmada, geçen yıl başlattıkları proje kapsamında, GAZBİR, PETDER, ELDER ve KÖMÜRDER ile yürüttükleri ağaçlandırma çalışmasına bütün tarafların yoğun ilgisinin ve katılımının kendilerini memnun ettiğini söyledi.
Geçen yıl projenin tanıtımını yaparken çıkarılacak her 100 ton kömür için 1 ağaç dikileceğini duyurduklarını hatırlatan Dönmez, "Bugün de Eski Çeltek Kömür İşletmesi'nin üretime son verdiği kömür sahasını ağaçlandırarak yeniden doğaya kazandırıyoruz. 100 dönümlük arazide 10 bin 100 adet ağacı toprakla buluşturduk. Kömür sahası bugüne kadar ürettiği kömürle ekonomimize can verdi. Milletimizin refahı için işçi kardeşlerimiz burada gece gündüz, sıcak soğuk demeden alın teri döktü. Saha bugünden itibaren üreteceği oksijenle bizlere, doğaya ve içindekilere can vermeye devam edecek. En küçüğü 2, en büyüğü 6 yaşında olan karaçam, servi, mahlep, akasya ve sedir ağaçları ilçemizin güzelliğine ve estetiğine ayrı bir ruh katacak." ifadelerini kullandı.
Politikalarının temelinde sürdürülebilir çevre politikaları olduğunu belirten Dönmez, şunları kaydetti:
"Son 16 yılda kurulu gücümüzü 2,5 kat artırırken bu üretim artışında en büyük pay yenilenebilir enerji kaynaklarından geldi. Son 10 yılda yenilenebilir enerji kurulu gücümüz yaklaşık yüzde 200 oranında arttı. Yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu gücümüzün toplam içindeki payı da yüzde 34’ten yüzde 47’ye yükseldi. 2018 yılında hidrolik hariç yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimimiz 2017 yılına göre yaklaşık yüzde 35, 2016 yılına göre yaklaşık yüzde 70 oranında artış gösterdi. İnşallah gelecek on yıl içerisinde yenilenebilir enerji kurulu gücümüz toplam kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 53’ünü oluşturacak. Bu artışta hiç kuşkusuz iki yıl önce ilan ettiğimiz Milli Enerji ve Maden Politikamızın rolü büyük. Türkiye’nin enerjide yerli kaynaklarını daha fazla kullanması, dışa bağımlı olduğumuz kaynakları ise kontrol edilebilir bir seviyeye çekmesi hiç kuşkusuz hepimizin ortak hedefi."
Yerli kömürde çevreci bir yatırım modeli geliştirdiklerini vurgulayan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üreticilerimizle anlaştık. İki yıl içinde eski nesil santrallerin bacalama ve filtreleme sistemleri değiştirilecek. Yeni nesil santraller ise en ileri teknolojiyle doğal dengeyi bozmadan ve minimum emisyon değerleriyle inşa edilecek. Temiz kömür teknolojisi başta ABD ve Avrupa olmak üzere dünyanın her yerinde giderek yaygınlaşıyor. Bu konudaki çalışmaları dikkatle inceliyoruz. Kömür gün geçtikçe daha temiz bir yakıt olmaktadır. Temiz kömür teknolojileriyle kömürün üretimi, zenginleştirilmesi ve kullanımında verimliliği maksimum seviyeye çıkaracağız. Diğer yandan düşük emisyon değerleriyle de çevresel etkilerini en aza indireceğiz."
Dönmez, nükleer enerjide karbon ayak izini azaltma yönünde attıkları adımların önemli olduğunu ifade ederek, "Nükleer enerji sera gazı salımına sebep olmadığı için iklim değişikliği ile ilgili hedeflerimiz açısından kritik öneme sahip. Bakanlık görevine ilk başlarken şu hususu her platformda dile getirdim; 'Enerji verimliliğinden sıkça bahseden bir bakan olacağım' Enerji verimliliği, sağlayacağı ilave enerji arzının yanı sıra mevcut sera gazı emisyonumuzun azalmasını da sağlayacak." diye konuştu.
Türkiye'nin OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük emisyon değerlerine sahip olduğuna da işaret eden Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şunu gururla söyleyebilirim ki Türkiye dünyayı en az kirleten ülkeler arasında. Ancak bizim çevresel hassasiyetimiz medeniyetimizin bir parçası. O nedenle bu konuda sorumluluğumuzun çok ötesinde bir hassasiyet sergiliyoruz. Bu anlamlı gün vesilesiyle buradan enerji sektörünün bütün paydaşlarına da bir çağrıda bulunmak istiyorum. Enerji sektörü bu konuda öncü, bayrağı en önde taşıyan sektörlerin başında gelsin. Türkiye’nin enerjisi ormanlarımızda hayat bulsun."