Türkiye'de Haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 15.39'a sıçrayarak, son 14 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Uzmanlar, acil önlem alınmaması durumunda enflasyonun 90'lı yıllardaki gibi büyük bir ekonomik yıkma neden olabileceğini belirtiyor.
Türkiye'nin 90'lı yıllarına damga vuran yüksek Enflasyon , 2000'lerin başından beri yattığı derin uykudan uyanıyor. Haziran ayına ilişkin Enflasyon verileri son 14 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. TÜFE aylık bazda yüzde 2.61 artış gösterirken, yıllıkEnflasyon yüzde 15.39'a çıktı. Ekonomistler, acil önlem alınmazsa enflasyonun 90'larda yarattığına benzer bir ekonomik yıkım yaratabileceği görüşünde.
Enflasyon son 14 yılın zirvesinde
Aylık bazda yüzde 14 artması beklenen TÜFE, yüzde 2.61 artış gösterdi. Yıllık Enflasyon ise yüzde 15.39'a yükseldi. Bu sonuç, enflasyonda yıllık bazda 2003 yılından beri görülen en yüksek oran oldu. Üretici fiyatları da Temmuz 2003’ten beri en yüksek seviyesini gördü ve yıllık bazda yüzde 23.71'e sıçradı. Enflasyonda beklentileri çok aşan bu artışların nedeni ise kurlardaki yükseliş ile birlikte gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışları oldu.
2016’da yüzde 8,5 seviyesinde olan enflasyonunun 2 yıl içinde neredeyse iki katına çıkması, Türkiye’de “Enflasyon canavarı geri mi dönüyor?” endişesine yol açmış durumda. Türkiye ekonomisi 1994'teki kriz döneminde, enflasyonda yüzde 125 seviyelerini görmüştü. 90’lı yıllar boyunca yaşanan yüksek Enflasyon , ülkede derin bir yoksulluk yaşanmasına neden olmuş ve ekonomide ağır yaralar açmıştı.
Enflasyondaki yükselişi değerlendiren TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Çok tehlikeli bir eşikte duruyoruz” diyor. Enflasyonun makul seviyeleri aştığını dile getiren İmamoğlu, “Merkez Bankası’nın yüzde 5 hedefine rağmen, son dönemde Enflasyon yüzde 8-9 bandındaydı. Geçen yıl çift haneyi gören enflasyonda bu yıl itibariyle yeniden tek haneye dönüleceğini umuyorduk. Daha yılın yarısında yüzde 15’i aşan enflasyonu kimse beklemiyordu, moraller bozuldu."
Enflasyondaki bu ani artışta kurlardaki yükselişin önemli bir etkisi olduğunu vurgulayan Dr. İmamoğlu, “Son 6 ayda 2 kur şoku ile birlikte çekirdek Enflasyon yükselişe geçti. Bundan sonra enflasyonu düşürmek için tek başına kurların düşmesi de yeterli olmayacak. Kapsamlı bir ekonomik programa ihtiyaç var” diye konuştu.
Bu noktada akıllara gelen ilk konu ise Merkez Bankası’nın yüzde 5’lik Enflasyon hedefinin güncellenmesi. TÜSİAD Başekonomisti İmamoğlu’na göre, mevcut Enflasyon hedefinin hiçbir ciddiyeti kalmamış durumda.
İmamoğlu, “Merkez Bankası bir an önce daha ciddi ve gerçekçi bir hedef belirlemek zorunda. Ayrıca bu hedef büyüme ve para politikası ile de uyumlu olmalı. Talep yönlü büyüme devam ederse, Enflasyon daha da tırmanacak. Aşırı frene basılırsa da kriz olur. Beklenti bozuldukça, korkarım enflasyonda çok daha büyük artışlar olabilir” uyarısında bulunuyor.
Enflasyondaki yükselişin Türkiye ekonomisi açısından yeni bir dönemin kapısını araladığına işaret eden Ekonomist Uğur Gürses ise yaptığı açıklamada, “Türkiye’de artık bol ve ucuz para dönemi sona erdi. Kurdaki en ufak bir oynama enflasyona çok hızlı yansımaya başladı. Türkiye hızla yüksek Enflasyon içinde ekonomik durgunluğa doğru yol alıyor” değerlendirmesini yapıyor.
Gürses’in vurgu yaptığı durum, iktisat biliminde ‘stagflasyon’ olarak tanımlanıyor. Yüksek Enflasyon ile birlikte ekonomik durgunluğa girilmesini tarif eden stagflasyon, birbiri ile çelişen iki durumun yarattığı bir krize işaret ediyor. Türkiye’de şu anda ara malı fiyat artışlarının yüzde 28-30 civarında seyrettiğini, TÜFE’nin ise yüzde 15’i aştığını dile getiren Uğur Gürses’e göre, mevcut tabloya göre Enflasyon yüzde 20'lere doğru tırmanmayı sürdürecek.
Uğur Gürses’e göre topluma ‘acı reçete’ yazmadan enflasyonu kontrol altına almak mümkün değil. Normal bir ülkede Enflasyon hedefi 3’e katlandığında Merkez Bankası başkanının istifa etmesi gerektiğini kaydeden Gürses, "Maalesef bugüne kadar yapılması gerekenler yapılmadığı için, bundan sonra zam ve vergiler ile IMF benzeri bir acı reçeteye mahkum olacağız” diyor.
Dr. Zümrüt İmamoğlu ise, enflasyonunun gerilemesi için yeni dönemde açıklanması beklenen ekonomik programa dikkat çekiyor. Tüm iş dünyasının şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Temmuz’da yemin ettikten sonra kuracağı ekonomi yönetimini beklediğini dile getiren İmamoğlu, şöyle konuşuyor: “Açıklanacak yeni programın ayakları yere basan hedefler ve tedbirler içermesi gerekiyor. Piyasalar da bunu bekliyor. Bu yeni programın içeriği, 2018’in geri kalanı ve 20019’da nasıl bir ekonomi yaşayacağımızı gösterecek.”