Geçtiğimiz günlerde, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen bir yasa tasarısıyla birlikte, hükümet engellilere yönelik hizmet veren özel rehabilitasyon merkezlerine ayırdığı bütçeyi sınırlamaya hazırlanıyor. Engellilere yönelik yeterli devlet okulunun bulunmadığı ülkemizde, bu tasarıyla birlikte engelli çocuklarının eğitiminde ciddi sorunların ortaya çıkmasından endişe ediliyor. Hürriyet Gazetesi yazarı Mehmet Y. Yılmaz’ın konuyla ilgili yazısı Haydi engelliler evlerinize! GEÇENLERDE TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndan bir tasarı geçti. Gazetelerde günün siyasi tartışmaları arasında kaybolup giden, çok önemli bir haberdi bu. Diyeceksiniz ki "peki sen neden yazmadın?" Özür dilemekten başka verebilecek bir yanıtım yok ne yazık ki. Tasarı, engelli çocukların özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden aldıkları hizmete verilen devlet desteğinin yaşam boyunca maksimum 44 hafta olmasını öngörüyor. Görme, işitme, dil-konuşma, spastik, zihinsel, ortopedik veya ruhsal özürlü çocukların özel eğitim merkezlerinde aldıkları eğitimler daha önce devlet tarafından karşılanıyordu. Devlet, elbette özel eğitim kurumlarını destekleme politikasını değiştirebilir. Bu hükümetin bir tercihi olabilir. Ama bir şartla: O zaman bu çocuklara eğitim verebilecek düzeyde devlet okullarının her yerde açılması gerekirdi. Bu yapılmadan özel eğitim kuruluşlarında alınan eğitime desteği kesmek, o çocukları ömürleri boyunca evlerine hapsetmekten farklı değil. Bu tür bir eğitime ihtiyacı olan 190 bin civarında çocuğumuz var. Birçok ailenin ekonomik gücü böyle özel bir eğitimi karşılamaya yeterli değil. Maliye Bakanlığı’nın tasarruf zihniyetiyle bu meseleye yaklaşması, konunun aslının gözden kaçırıldığını gösteriyor. Bütçe giderlerimiz içinde havadan sudan şeylere harcanan onca para içinde 190 bin çocuğun insanca bir yaşama yaklaşma hakkı mı fazla geldi? Kim bilir, belki de Cumhurbaşkanı’nın eşi Köşk’te yaptıracağı tadilatlardan, devlet büyüklerimiz özel uçaklara doluşup yurtdışı gezilere gitmekten vazgeçer de bu çocukların eğitimlerine harcayacak üç kuruşu bulabiliriz! (Hürriyet, 21 Ağustos 2008)