Türkiye'de ilk defa engellilerin hayatı çok katılımlı bir projeyle belgesel haline getirilecek. Film Yapımcıları Meslek Birliği (FİYAB) himayesinde gerçekleşecek proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı maddi desteğiyle Engelli Aileleri Eğitim ve Kültür Dayanışma Derneği'nin (ENAD) ve Türkiye Körler Federasyonu ile Türkiye Sakatlar Derneği Ankara Şubesi'nin ortak çalışması olacak. Proje kapsamında engelliler, deniz dibine dalış ile dağa tırmanma gibi çeşitli etkinlikler yapacak ve bu faaliyetleri filme alınacak. AA muhabirinin projeye ilişkin sorularını yanıtlayan FİYAB Yönetici Asistanı Ayşe Sönmez, "Bizim Engelimiz Yok, Ya Sizin?" sloganıyla gerçekleştirilecek projenin, 8 ayda tamamlanacağını bildirdi. Proje için çalışmalara başlandığını anlatan Sönmez, belgeselde kullanılmak üzere şarkı hazırlandığını ve kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarına da başladıklarını söyledi. Tüm çalışmaların, 30 Ekim 2009 tarihinde tamamlanmış olacağını umduklarını belirten Sönmez, eserin, 3-7 Aralık 2009 tarihinde Dünya Engelliler Günü'nde Türkiye'de yapılması öngörülen "We Care" Engelli Film Festivali başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışında yayın yapan çeşitli festival ve televizyon kanallarında gösteriminin sağlanacağına işaret etti. Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Konu engelliler olduğunda, düşlerin şaşılacak kadar yalın olabildiği görülmekte. Ancak bu düşler aynı zamanda gerçekleşmesi daha kolay mümkün olabilecek düşler. Belgeselimiz bir engellinin 'engelsiz yaşam'a ulaşma düşüyle başlayacak. Bu hayatın tanımlandığı yol kavramına da gönderme yapacak şekilde bir seyahat ve yolculukla bütünleştirilmesi öngörülmekte. Projenin hazırlık sürecinin devamında Anadolu'nun farklı bölgelerine gerçekleştirilecek yolculuklarda çeşitli doğa ve spor aktivitelerinin engelli kişilerce hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bunlar arasında Erzincan'da Fırat nehrinde rafting, Antalya ve Muğla'da yamaç paraşütü, Bolu Abant'ta bir trekking grubuyla birlikte trekking yapmak, herhangi bir Karadeniz yaylasında günlük kamp yapmak, herhangi bir denizde yüzüp dalış yapmak ve de Ağrı dağının zirvesine yakın kısmına kadar çıkmak yer almakta." Önyargıyı kökünden değiştirmek Ayşe Sönmez, projenin, zor koşullarda hayat mücadelesi vermek durumunda kalan engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak düzenlemelerin önünü açmak ve başta yakınları olmak üzere tüm toplumdaki ön yargı ve yaklaşımları kökünden değiştirebilmeyi hedeflediğini söyledi. Sönmez, "Belgesel ile toplumda bedensel veya zihinsel engelli kişilerin yaşayan ve başaran her insan gibi çoktan hakkettikleri saygın duruşlarını sağlamlaştırmayı da amaçlıyoruz" diyekonuştu. Sönmez, şunları kaydetti: "Ön yargıları kökünden değiştirmek... Bunu en iyi ve en akılda kalacak şekilde yapmanın yolu görsel bilgilendirmeden geçmekte. Maalesef ki ülkemizde hala insanlar engelli ve engelsiz diye keskin sınırlı bir gruplandırma ile değerlendirilmekte. Bu değerlendirme neticesinde ancak belli zamanlarda yapılan bağışlarla ayakta kalmaya çalışan ve kendini her defasında tekrar hatırlatmak zorunda kalan sivil toplum kuruluşlarının çabası ile ne yazık ki kısa ve tutuk adımlarla yol alınabilmekte. Oysa ki inancımız herkesin sadece insan olmak ve yaşıyor olmak alt gerekliliği ile aynı haklara sahip ve eşit imkanlarla donatılı bir yaşam sürmelerinin gerekliliği doğrultusunda. Bu noktadan çıkışla yapmak istediğimiz çift yönlü geri dönüşe sahip bir proje. Hem seçilen sloganı müziklerle destekli ve belleklerde uzun süre yer edecek ve uzun süre konuşulacak başarı öykülerini belgeselleştirip toplumdaki yerleşik kanı dışında radikal ve kesin hatlı yeni bir bilinç oluşturmak hem de bunun uzantısı olarak ortaya çıkardığımız işin DVD ve CD formatında satılabilir malzeme olarak değerlendirilmesi amaçlanıyor." "Sivil toplum kuruluşlarının ayakta kalıp çalışmalarını devam ettirebileceği ve daha kapsamlı ve büyük işleri yapabilmelerini de olanaklı kılan bağımsız ve bağış zihniyetinden uzak bir gelir getiren kaleme sahip olmalarını sağlamak da önceliklerimiz arasında" diye konuşan Sönmez, belgesel çekim sırasında istihdam edilecek engellilere, oyunculuk gibi yeni kapılar açma imkanının da kendilerini heyecanlandırdığını söyledi.