ABD'nin 44'üncü başkanını belirlemek üzere yapılan ve rekor düzeyde katılımla gerçekleşen seçimi, ülke tarihinin ilk siyahi başkan adayı olan Demokrat Barack Obama kazandı. Böylece ocak ayındaki devir teslimde kimin ekonomik enkazı devralacağı da belli oldu. Bu enkaz edebiyatı bizim ülkemizde 50 yıldır yapıla gelir ama şu anda Amerika'ya oldukça uyuyor.
Seçim sonrası tüm haberler, videolar, galerilerABD resesyona girdi Amerikan ekonomisinin yeni başkanın kontrolüne girmeden hemen önceki resminde resesyona girmiş dev bir ekonomi var. İmalat sektörü üç aydır arka arkaya daralıyor. Üretimin seviyesi 1982 yılından bu yana en düşük düzeye inmiş durumda. Amerikan ekonomisinin gözbebeği otomotiv sektörü ise sürünüyor. Otomobil satışları geçen ay son 25 yılın en düşük seviyesine indi. Mesela General Motors'un satışları yüzde 45 gerilemiş. Bu rakam önemli çünkü Amerikalı bilir ki: General Motors kötüyse Amerika gerçekten kötü durumda demektir. Bir tür barometre yani. Diğer bir barometre ise bankaların durumu. Ülke büyük buhrandan bu yana en kötü finansal krizini yaşıyor. ABD Merkez Bankası (FED) bankalara sormuş işler nasıl diye. Sorulan yerel bankaların yüzde 75'i ve yabancıların ise yüzde 40'ı kredi verme şartlarının zorlaştığını söylemiş. Enflasyon yüzde 5'i işsizlik ise yüzde 6'yı aşmış durumda. Her iki büyüklüğün daha da artmaması için hiçbir neden yok.
Başkanın işi zor Bu durumda yeni başkanın işi zor. Obama'yı Ronald Reagan'a benzetenler var. Onun vergileri düşürmesi yönünde ciddi bir beklenti oluştu. Kolay değil iki yıl boyunca kampanyasında sürekli bu konuyu işledi. Şimdi vergi indirimine gitmezse olmaz. Üstelik Amerikan ekonomisini resesyondan çıkartmak ve halkın tüketim dürtüsünü tekrar uyandırmak gerekiyor. McCain ise vergi konusuna geç uyandığı için bu konuda Obama'nın gerisinde kaldı. Ama o da vergi indiriminin gerekliliği temasını son günlerde de olsa işledi. Üstelik profesyoneller McCain'in vergi paketinin istihdam yaratma ve ekonomiyi tekrar harekete geçirme anlamında Obama'nınkinden daha iyi olduğunu öne sürüyorlar. Obama'nın planı biraz daha popülist ve düşük-orta gelir gruplarının gönlünü kazanmaya yönelik. McCain ise şu anda sıkıntılı günler geçiren büyük şirketleri ve işletmeleri rahatlatacak bir paket sundu. 11 Eylül saldırısının ardından başlayan durgunluk döneminde de Bush çareyi geniş kapsamlı bir vergi indiriminde bulmuştu. Ekonomi altı yıl süren aralıksız bir genişleme dönemine girmişti. Sonra da oluşan ve yakın zamanda bir bir patlayan balonların şişmesinde bu vergi indirimlerinin ve Amerikan Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin payının olduğu da aşikar. Dolayısıyla dünyayı sarsacak bir sonraki balonun temeli de bugünlerde atılıyor olalabilir. Bu nedenle Obama'nın ve McCain'in ne vaat ettiği ve neler yapacağı sadece Amerikalı seçmeni değil dünyanın geri kalanını da ilgilendiriyor.