Askerdeyken arkadaşının tüfeğinden çıkan kurşunla öldürülen er Sevag Şahin Balıkçı'nın annesi Ani Balıkçı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarıyla ilgili mesajına ilişkin, "Geç kalınmış bir açıklama. Ben o Ermenilerin torunuyum. Bizden özür diliyor. Mesajın, iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Acılar paylaşılsın. Artık bu ırkçılık, karşıtlık, birbirlerine yanlış fikirler beslemek olmasın, başka kişilere zarar gelmesin" dedi.
Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre, askerliğinin bitmesine 23 gün kala oğlunun vurulduğu haberinin geldiğini hatırlatan Balıkçı, "Acemi birliğinde yemin törenine gittik. Orada bana 'anne bana silah verdiler' dedi. 'Oğlum verdiler ama korkma içi boştur' dedim. Korkusundan değil, hiç oyuncak silahı bile olmamıştı. Silahla hiç işimiz olmamıştı" diye konuştu.
Olaydan bir gece önce oğluyla telefonda görüştüklerini aktaran Balıkçı, telefonda oğlunun kendisine Ermenice "iyi geceler" dediğini ve ses tonundan moralinin iyi olduğunun anlaşıldığını aktardı.
Anne Ani Balıkçı, oğlunun ölümüne ilişkin davanın 3 yıldır devam ettiğini belirterek, "Davam burada çözülsün. Burada gerçekler görülsün. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitmeye utanırım" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarıyla ilgili mesajını okuduğunu ve olumlu karşıladığını ifade eden Ani Balıkçı, şunları söyledi, "Geç kalınmış bir açıklama. Ama buna da şükür diyorum. Hiç olmazsa güzel bir dil kullanmış. Ben o Ermenilerin torunuyum. Bizden özür diliyor. Önemli olan kafa yapısının değişmesi. Mesajın, iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Acılar paylaşılsın. Artık bu ırkçılık, karşıtlık, birbirlerine yanlış fikirler beslemek olmasın, başka kişilere zarar gelmesin. Yurt dışından gelen Ermeni dostlarımız da mesajı olumlu değerlendirdi. Onlar da memnun. Büyük bir kısmı memnun. Ama arkasından amaları var."
Tarihin araştırılması için ortak bir kurulun oluşturulmasını desteklediğini anlatan Balıkçı, "Önce insan sonra Ermeniyim. Oğlum da öyleydi. İnsan sevgisiyle doluydu" şeklinde konuştu.
Oğlunun odasındaki eşyaları kaldırmayan ve odayı fotoğraflarıyla donatan anne Ani Balıkçı, "Eşini kaybedene dul, anne ve babasını kaybedene öksüz deniliyor ama evladını kaybedenin adı yok. Yakınını kaybedenin içinde 40 mum yanarmış. Herhalde onun için 40'ı yapılıyor. Her gün bir mum sönermiş ama biri hiç sönmezmiş. Valla evlat kaybedilince 40'ı da yanıyor, hiç sönmüyor" ifadelerini kullandı.