T24- Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın ailelerine karşı tutumlarını yazdı. Barbarosoğlu, Erbakan'ın ailesi için "Külfetleri değil nimetleri paylaşması daha ön plana çıktı" dedi ve Erdoğan'ın tersine, Erbakan'ın hem siyasi hem biyolojik çocuklarını göz hisasından dinleyen bir baba olmadığını söyledi.
Barbarosoğlu'nun köşesinde yayımlanan (15 Haziran 2011) yazısı şöyle: Küçük hikayeden büyük hikayeye Tayyip Erdoğan ve ailesiTayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan'ın rüyasını gördüğü pekçok şeyi gerçekleşirdi. AK Parti'nin 2011 seçimlerinde kullanmış olduğu "Hayaldi gerçek oldu" sloganı süreci özetleyen çok iyi bir slogan.
Erbakan'ı bildiğiniz gibi 27 Şubat 2011 tarihinde kaybettik. Merhum Erbakan Türkiye'nin harflerini iyi kavramış, bu harflerden en etkili kelimeleri türetmiş ama iş cümle kurmaya geldiğinde takılmıştı.
Neden takılmıştı?
Kendi kimliğini, iradesini diğer vekillerin iradesinin önüne koymuş ve lideri olduğu parti kazandıkça gelişen değişen Türkiye'yi okumaktan vazgeçmişti.
Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, Refah Partisi'nin kuramadığı cümleleri kurdu. Cümlelerden başarılı fragmanlar ortaya çıkardı.
Türk siyasi hayatında üç dönem ezici bir çoğunlukla birinci gelen ilk parti olarak şimdi o fragmanlardan "başarılı bir kitap" inşa etmesi bekleniyor.
Hayaller nasıl gerçek oldu?
Hayallerin nasıl gerçek olduğunu anlamak için 12 Haziran gecesi balkondaki anne ve babaya onlara halkın arasında heyecanla eşlik eden evlatlara odaklanmak gerekiyor. Esra Erdoğan Albayrak heyecanla fotoğraf çekiyor, Sümeyye Erdoğan coşku halesinin içinde gözyaşı döküyor, torun babasının omuzlarında dedesine ve ananesine el sallıyordu. Yani halkın içinde.
Ekranlarda rastladınız muhakkak Başbakan'ın çocuklarını kast ederek 'onun çocukları en iyi yerlere geliyor da bizim çocuğumuz niye işsiz' diyen anneler vardı. Bu söylem toplum nezdinde bir maya olarak kabarmıyor. Çünkü bir taraftan Başbakan fakir ve başarılı gençlerin takibi meselesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan bu yana sürdürüyor, diğer taraftan Esra Erdoğan Albayrak örneğinde olduğu gibi fakir gençlerin eğitimi ile bizzat ilgileniliyor. Bu ilgiler kulaktan kulağa yayıldıkça Başbakan ve ailesinin etrafında efsanevi bir güven oluşuyor.
Onun için medyanın Başbakan'ın oğulları ve kızları hakkında yapmış olduğu olumsuz haber dili her defasında ters teperek, Başbakan'ın çocuklarının etrafında muhabbet halesi oluşmasına katkı sağlıyor.
Alfabenin bize ait harflerinden en çarpıcı kelimeleri türetmiş olan merhum Erbakan iş cümle kurmaya geldiğinde neden tutuk kalmıştı?
Erbakan'ın ailesi siyaset sahnesinde başarılı bir sınav veremedi. Ailenin külfetleri değil nimetleri paylaşması daha ön plana çıktı. Başbakan Erdoğan'ın 12 Haziran gecesi altını çizdiği tevazu bahsi bu bakımdan önemlidir.
Merhum Erbakan zafer elde ettikçe, hem siyasi oğullarını hem de biyolojik çocuklarını göz hizasından dinleyen bir baba olamadı. Gölgesinde ot bitmeyen ulu bir ağaç olarak kalmayı tercih etti.
Oysa Tayyip Erdoğan yenidünyayı kavramak için gençler ve çocuklar ile sıkı bir diyalog içinde olmanın önemini daha işin başında kavramıştı. Onun için Tayyip Erdoğan'ın kullandığı kelimelere, konuşmasında geçen cümlelere dikkat edildiğinde, yenidünyanın sınırsızlığını kavrayan bir bakış açısına sahip olduğu derhal farkedilir.
Nitekim sınırsızlığı balkon konuşmasında "İzmir kadar Beyrut, İstanbul kadar Bosna sevinmiştir" diyerek ve İslam coğrafyasının merkezlerini tek tek sayarak ortaya koydu.
Küresel dünyada sınırlar yok. Bu sınırsızlık iyi kullanıldığı zaman bir avantaj ama gelişmeler iyi kavranamadığında kolay baş edilemeyecek bir dezavantaja dönüşüyor.
Bu seçimden bütün partiler muzaffer çıktığını söylüyor. Doğrudur. Ama sınırsız dünyada ittifaklar ile siyaset yapmanın mümkün olduğunu kavramış iki parti var sadece.
Biri AK Parti, diğeri BDP.
AK Parti sadece Türkiye ile değil Türkiye sınırlarının dışındaki dünya ile ortak değerler etrafında ittifak kuran bir söylem ortaya koyuyor. İslam coğrafyasında coşku ile karşılanan seçim zaferi bu ittifak dili ile yakından alakalı.
İttifak dili kuran diğer parti Refah/Fazilet/ AK Parti'nin seçim stratejisini kendine uygun olarak güncelleyen BDP.
Önümüzdeki seçimlerde BDP tıpkı Refah, Fazilet, AK Parti'nin yaptığı gibi bünyesinde sadece bir kimlik değil, kimliğini ikinci planda tutan ya da parantez içine alan sosyalistleri, liberalleri, eski İslamcıları şemsiyesinin altında toplayarak Türkiye'nin tamamına açılmayı deneyecektir.