TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde bugün saat 13.00'da düzenlenen basın toplantısına, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Cevat Erder, Mimarlar Odası Başkanı Deniz İncedayı, Mimarlar Odası adına Mimar Mücella Yapıcı, Can Atalay, Erden Kıral, Pelin Esmer, Enis Köstepen, Ahmet Rıfat Şungar ile ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz de katıldı.
Açıklamanın açılış konuşmasını Mimarlar Odası Başkanı Deniz İncedayı yaptı. Emek Sinaması'nın yıkılmasıyla bütün bir ülkenin önemli bir kültür varlığının yok edildiğini belirten Deniz İncedayı, restorasyonu yapılacak binalarda kamu yararının gözetilmesi gerektiğini vurguladı. Kentin tüm varlıkları için yıllardır çeşitli mecralarda mücadele verdiklerini kaydeden Deniz İncedayı, yaşanan yıkımın bir utanç kaynağı olduğunu anlattı.
Yıkımların bütün boyutlarıyla devam etmemesi için tüm bilgi birikimlerini paylaşmaya açık olduklarını söyleyen Deniz İncedayı, "Bu nedenle kültürel mirası ortadan kaldırıcı her eylemi engellemek için elimizden gelen herşeyi kullanacağız" dedi.
Doğan Haber Ajansı'ndan Özgür Arslan'ın haberine göre, Emek Sineması'nın yıkım süreciyle ilgili bilgiler veren Mimarlar Odası Temsilcisi Mücella Yapıcı, sit alanında bulunan ve toplumla bütünleşmiş, İstanbullular'ın kültürel simgesi olmuş yapının, sermayenin sonu gelmeyen tüketim ve metalaşma politikalarına kurban edildiğini belirtti. Basın yayın organlarında yer alan ve "Emek Sineması'nın aslına uygun oylarak taşındığı" haberlerinin gerçeği yansıtmadığını hatırlatan Mücella Yapıcı, yıkılan Emek Sineması'nın evrensel koruma ilkelerine uygun bir restorasyon projesi hazırlanarak asli işleviyle toplumun hizmetine sunulmasını istedi.
Yapılması planlanan projenin mimari detaylarını toplantıya katılanlar ve basın mensuplarıyla paylaşan Mücella Yapıcı, Emek Sineması'nın rant projelerine kurban edildiğini sözlerine ekledi.
Konuşmasında, 1924 yılından kalma binanın restorasyon adı altında yerlebir edildiğini vurgulayan ünlü yönetmen Erden Kıral, "Bize yalan söylediler. Buranın korunması gerekiyordu. Sorun aslında çok derin. Ticaretin kültüre üstünlüğünü görüyoruz. Bununla savaşmamız gerekiyor" dedi.
Emek Sinaması'nın kültürel bir varlık olduğuna değinen Prof. Dr. Cevat Erder, batıda bu tip eserlere kültürel miras değil, kültürel emanet gözüyle bakıldığını anlattı. Emek Sineması'nın sadece bir nesne, bir obje olmadığını belirten Prof. Dr. Cevat Erder, "Kültürel varlıktır. O da sizin var olduğunuz gibi yaşayan birşeydir. Yaşayan bir varlıkla karşı karşıyayız. Mirasyedi kavramı maalesef bize çok uyuyor" dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Emek Sineması'nın aslına sadık kalınarak taşınacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Emek Sineması'nın sokaktan girişi olduğunu anlatan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, kendi tanımlarına göre yapacakları taşımanın binanın orjinalliğini ortadan kaldıracağını, özgün hiçbir parçasının da kalmayacağını savundu.
Konuşmaların ardından Mimarlar Odası adına hazırlanan basın açıklamasını Mücella Yapıcı okudu. Emek Sineması'nın yaşatılması için verilen toplumsal mücadelenin sadece Emek Sineması için değil, geleceği ipotek altına alan bu tür kentsel uygulamalara son verilebilmesi adına son derece yaşamsal ve simgesel anlam kazandığının belirtildiği metinde şu ifadelere yer verildi:
"Sulukule'de, Tarlabaşı'nda, Fener-Balat-Ayvansaray'da ve şimdi de Emek Sineması'nda son derece can yakıcı sonuçlar görmeye başladığımız bu mimarlık, kültür, kültür ve hukuk katliamına; İstanbul'u İstanbul yapan tarihi ve kültürel değerlerin meta olarak görülmesine; kamusal ve kentsel alanların iktisadi enstrümanlar olarak yerli ve ulaslararası sermayenin emrine sunulması politikalarına derhal son veriniz. 'Emek'i ve yıkım sürecini unutacaklar' diyenler yanılıyorlar. Kentimize, emeğimize, mesleğimize ve değerlerimize yapılan hiçbir saldırıyı unutmadık unutmayacağız ve sonuna kadar takipçisi olacağız."
Basın toplantısına katılan ünlü sanatçı Tuncel Kurtiz de yaptığı kısa açıklamada binanın Cumhuriyet Tarihi'nin önemli kültür merkezlerinden biri olduğuna değindi. Önemli bir kültür merkezinin korunamadığını anlatan Tuncel Kurtiz, "Acıdır ki; durduramadık. Hani bizim muhafazakarlarımız. Ben bundan acı duyuyorum. Bütün bu değerlerimiz gidince torunlarımıza neden bahsedeceğiz. Bazı değerlerde bir taşın yerinin bile değişmesine karşıyım" dedi.