Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 16 Nisan'daki referandumdan 'Evet' çıkması halinde 'tek adam' sisteminin geleceğine ilişkin sözlerine ilişkin olarak "18 maddede tek adamlık yok, öyle bir şey varsa Gazi Mustafa Kemal tek adam." yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı ayrıca kanser hastalarının hastane ve tedavi masraflarının da devlet tarafından karşılanacağını duyurdu.
Erzurum'da konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Erzurum'a 20 katrilyonun üzerinde hizmet verdik. Erzurum'a bu lazım. Erzurum, doğunun incisi olacak.
Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de, Bestler-Dereler'de inlerine girdik. 20 ayda 10 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. Durmak yok, yola devam. Bu ülkenin huzurunu kaçıranlara, bu ülkenin birliğini, beraberliğini bozanlara, bu ümmeti parçalamaya çalışanlara tarihi bir ders veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.
Anayasa değişikliği teklifine ilişkin yapılacak halk oylamasıyla ilgili tüm yaşananları ATV-A Haber ortak yayınında anlattım. Ülkemizde bir ana muhalefet boşluğu olduğunu da herhalde izlediniz. Şimdi diyeceksiniz ki "Kılıçdaroğlu var ya" (Yuh sesleri) Dadaşlar, bunun cevabını size fıkrayla vereyim. Dadaşa sormuşlar Kamil'i mi seversin, Kemal'i mi seversin. Dadaş hemen cevap vermiş, demiş ki "Kemal'i severim". Niye demişler?
Dadaş'ın cevabı çok manidar. "Kamil bir yalan söylüyor, bir doğruyu. Kemal hep yalan söylüyor, beni yormuyor" demiş. Kılıçdaroğlu da hep yalan söylediği için artık kimseyi yormuyor. Ama bu durum ülkemizde bir boşluk da yaratıyor.
Ana muhalefet partisi demek, iktidardan sonra ülkenin yönetimi konusunda söz sahibi olacak parti demek. Bunlar sadece konuşuyor. İktidara geldiğinde eğitimde ne yapacak? Adalette ne yapacak? Ulaştırmada ne yapacak? Bir şeyler sunar ya. Bunlarda hiçbirisi yok.
Burada tüm vatandaşlarıma, tüm milletime soruyorum; CHP'nin böyle bir hazırlığını gören, duyan var mı? Kağıt üzerinde kalan saçma sapan laflardan bahsetmiyorum.
Somut projelerden bahsediyorum. Bay Kemal, biliyorsunuz SSK'nın genel müdürlüğünü yapmıştı. Ne kadar başarılı olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Geçen başbakanımızla konuştuk, kanserle ilgili ilaçlarda bir sıkıntı vardı. Kanserli hastalarımızın ilaçlarının masraflarını kendileri karşılaşaması gibi bir durum vardı. Bunu da "Devlet halledecek" dedik. İnşallah hazırlıklar ona göre yapılıyor, bu tür hastalarımızın tedavisini devlet olarak üstleneceğiz.
18 yaş parlamentoya girmek girmemek. Kalktı onun da önünü kesmeye çalıştı. Gazi Mustafa Kemal vatanı gençlere emanet etti. E ne oldu? Sen hani gazinin kurduğu partinin genel başkanıydın? Tutturdu bir tek adam. Ne tek adamı ya? Bizim 18 maddeyi bir okusan, burada öyle bir şey yok. Eğer böyle bir şey varsa o zaman Gazi Mustafa Kemal tek adamdı. Hem partisinin genel başkanıydı, hem cumhurbaşkanı.
Ve sevgili kardeşlerim, bakınız 14 yıldır iktidar olmamıza rağmen hala yeni projeler, yeni yatırımlar yapıyoruz. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapıldığı zaman bunlar "Hayır" dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapıldığı zaman "Hayır" dediler. Boğazdan geldiler, engellemeye çalıştılar.
Dedik ki, yetmez. Bir de otomobillerin geçeceği boğazın altından bir tünel yapalım dedik. Buradan AK Partilisi de geçiyor, CHP'lisi de geçiyor. Başı açık, başı örtülü böyle bir şey var mı? Yok. Hepsi vatandaşımız. Biz onlara bu hizmetleri verdik. Bizim için önemli olan ölçü şu, insan. Bak kardeşim, şunu unutmayın.
Biz seksen milyonu yaratılanı severiz, yaratandan ötürü anlayışıyla sevdik. Bunlar lafla peynir gemisi yürütüyorlar. O nedenle ana muhalefetin başındaki zatın bir dediği, bir dediğini tutmuyor. Milletimiz bu gerçeği gördüğü için bunlara ülkeyi emanet etmiyor. Bizim milletimizin takdirine sunduğumuz yönetim sistemi değişikliğini, normal şartlarda muhalefetin teklif etmesi gerekiyordu. Gel işte, "Evet" de. Demez. Dert başka.
Milletimize bu teklifi götürmesi gereken ana muhalefet partisi olmalı. Gördüğünüz gibi roller değişti. Bu değişimin asıl manası nedir biliyor musunuz? Yıllarca devleti, vesayet odakları vasıtasıyla tepe tepe kullananların sonu geliyor. Millete değil, kendilerine hizmet eden devlet hayaliyle yananlar için 16 Nisan kabus günüdür. Onların kabus günü benim milletimin bayramı olacaktır. 16 Nisan'ı bayram günü yapmaya hazır mıyız? Erzurum, 16 Nisan'da kendisinin ve çocuklarının geleceğine sahip çıkmaya hazır mı? (Evet sesleri) Dadaş, seni veren Allah'a kurban olayım.
PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DEAŞ'ıyla üstümüze geliyorlar. Biz sahada oldukça kimse bizi masanın dışında tutamaz. Hele menüye hiç koyamaz. Bu vatan bedeli kanla ödenerek elde edilmiş ve bugüne kadar korunmuş bir vatandır. Bu iş öyle Avrupa'da vatandaşlarımızın üzerine atla, itle saldırmaya, terör örgütleri üzerinden canımızı yakmaya benzemez. PKK'nın saldırıları işgal girişimi değil midir?
DEAŞ'ı öne sürerek ülkemizi kana bulayanların amacı bu değil midir? Suriye ve Irak'taki gelişmelerinin her yolunun ülkemize çıktığını biliyorsunuz. (İdam isteriz sesleri) 16 Nisan'dan sonra idamla ilgili taslak parlamentoya gelecektir. Geçerse ben onaylarım. Ha, parlamentodan geçmezse idam için referanduma gideriz.
10 Ağustos 2014'ten bu yana cumhurbaşkanlığı görevini yürütüyorum. Fiili durumun yolu açıldı, beni siz seçtiniz. Şimdi bunu anayasaya uygun hale getirmek için, 16 Nisan'da yeni yönetim sisteminin kararını verecek. Aday olduğum zaman partimden istifa etmiştim. Şimdi, "Evet" kararını milletim verirse, benim partime dönmemin yolu açılacak."