-ERDOĞAN: 2012'DE IMF BORCUNU SIFIRLAYACAĞIZ ANKARA (A.A) - 16.10.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, göreve geldiklerinde DSP-ANAP-MHP iktidarının kendilerine 23,5 milyar dolar borç bıraktığını, bu rakamı 6.1 milyar dolara indirdiklerini ifade ederek, ''İnşallah 2012 sonu itibariyle bu borcu da sıfırlayacağız'' dedi Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen AK Parti 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ekonomiye de değindi. Yaklaşık bir ay sonra, 18 Kasım 2010'da, iktidardaki 8. yıllarının dolacağını ifade eden Erdoğan, ''hizmetlerle, eserlerle, başarılarla, sevinçlerle dolu bir 8 yılı geride bırakıyoruz'' dedi. ''Adeta bir uçurum kenarından, adeta dipten devraldıklarını'' ifade ettiği Türkiye'yi, bugün zirvelere taşımış olmanın gururu ve mutluluğu içinde olduklarını söyledi. 8 yıl önce, işbaşına geldiklerinde önlerine hedefler koyduklarını, her hedefe ulaştıklarında çıtayı biraz daha yükseğe çektiklerini, her hedefi aştıklarında yeni hedeflere doğru koşar adım ilerlediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Şunu da büyük bir gururla ifade etmek istiyorum: 8 yılın hizmet dökümü, artık uzun, çok uzun bir liste haline geldi. Türkiye için yollar inşa ettik, çocuklarımız için derslikler inşa ettik, üniversiteler kurduk. Sağlıkta cesur bir dönüşüm gerçekleştirdik, adalet saraylarıyla, hükümet konaklarıyla, modern konutlarla, kentsel dönüşüm projeleriyle illerimizin, ilçelerimizin çehresini değiştirdik. Akarsular üzerine barajlar inşa ettik, susuz toprakları suyla buluşturduk, uluslararası enerji projelerini hayata geçirdik, esnafı, sanayiciyi destekledik, teşvik ettik, çiftçimizin, üreticimizin yüzünü güldürdük" diye konuştu. -''HAYALLERİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜK''- 8 yıl boyunca hayalleri gerçeğe dönüştürdüklerini, ekonomide Türkiye'ye büyük bir atılım yaşattıklarını, dış politikada gücü ve itibarı artırdıklarını dile getiren Erdoğan, 2002 sonunda, iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında ekonomik büyüklük olarak 26. sıradayken 7 yılda milli geliri yaklaşık 3 kat büyüterek, 9 sıra birden atlayarak Türkiye'nin dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi haline geldiğini söyledi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük küresel krize rağmen, 2009 yılındaki daralmaya rağmen, kendi dönemlerinde Türkiye'nin yıllık ortalama yüzde 4.3 oranında büyüme kaydettiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün tüm dünyada küresel krizin etkileri en ağır şekilde devam ederken, ekonomilerde daralma, işsizlikte artış yaşanırken, Türkiye son 3 dönemdir büyüyor ve işsizlikte rekor düşüşler kaydediyor. 2010 yılının ilk iki çeyreğinde ortalama yüzde 11 oranında büyüme kaydettik. Bu boyutuyla Avrupa'da ilk, dünyada 3. sırada yer aldık. İşte en son dün, temmuz ayına ait istihdam verileri yayınlandı. 2010 yılı Temmuz ayında işsizlik, geçen yılın Temmuz ayına göre 2.2 puan gibi yüksek bir oranda geriledi ve 10.6 olarak gerçekleşti. Böylece kriz öncesi döneme, yüzde 9,9 oranına daha da yaklaştık. Şu oranlar, Türkiye'nin kriz sürecinde ne kadar başarılı bir performans sergilediğini daha net olarak ortaya koyuyor. Temmuz döneminde Bulgaristan'da işsizlik 3,2 puan arttı, Slovakya'da 2.1 puan arttı, İspanya'da 1.6 puan artarak yüzde 19.4 oldu, İrlanda’da 1.6 puan artarak yüzde 14.4 oldu. 27 Avrupa Birliği ülkesinde ortalama işsizlik temmuz ayında 0.5 puan arttı. Avrupa'da işsizlik artmaya devam ederken, ABD'de yüksek işsizlik oranında gerileme olmazken, biz temmuz ayında da işsizliği yüksek bir oranda aşağıya çekme başarısını gösterdik.'' -IMF'YE OLAN BORÇ BİTİYOR- 8 yıl öncesine kadar, AK Parti iktidarına kadar, ''en küçük bir dalgalanmada savrulan, en küçük bir siyasi krizde dengeleri altüst olan ekonominin'', bugün bu boyutta büyük bir küresel krizi, IMF'e muhtaç olmadan, kendi imkanlarıyla, kendi kaynaklarıyla aştığına dikkati çeken Erdoğan, ''Artık bizim IMF ile işimiz yok. Göreve geldik, 23,5 milyar dolar IMF'ye borç bize, MHP, ANAP, DSP iktidarı devretti. Şimdi geldiğimizi nokta (IMF'ye borç) 6,1 milyar dolar, buraya kadar düşürdük. İnşallah 2012 sonu itibariyle bu borcu da sıfırlayacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, ekonomiyle ilgili değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: ''Merkez Bankası rezervimiz 27 milyar dolardı, bugün itibariyle 77 milyar dolara ulaştık. 2002 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında ortalama endeks 10 bin 987 idi, dün akşam itibariyle 70 binin üzerine çıktı. Ekonomideki büyümeyi Türkiye'ye yansıtmak, insanımıza, şehirlerimize yansıtmak için de yoğun gayret içinde olduk. Kara delikleri kapatarak, israfı önleyerek, yolsuzluklara aman vermeyerek yetimin hakkına, milletin emeğine, alın terine sahip çıktık.'' Kamu işçisinin, memurun, emeklinin maaşlarına yaptıkları zamlarla çalışan kesimleri enflasyon karşısında mağdur etmediklerini kaydeden Erdoğan, anamuhalefet ve muhalefetin 'emeklilere yapılan bu zam çok az' dediklerini anımsatarak, ''Ayıptır yahu...'' karşılığını verdi. 2011 yılı için emeklilere yaptıkları yüzde 8,2 ila yüzde 21,7 oranındaki zammı eleştirenlere bazı ülkelerden örnek veren Erdoğan, şöyle devam etti: ''İspanya, emeklilik yaşını 65'ten 67'ye çıkarıyor; kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 5 oranında düşürüyor, emekli maaş zamlarını aşağıya çekiyor. İrlanda, kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 5 ila yüzde 15 oranında indiriyor, emeklilik yaşını 66'ya çıkarıyor, emekli maaşlarını son alınan maaşa değil, ortalama maaşa endeksliyor. Yunanistan, kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 8 oranında düşürüyor, emekli maaşlarını donduruyor. emeklilik yaşını 67’ye yükseltiyor. İtalya'da aynı şekilde memur maaşları donduruluyor, emeklilik yaşı yükseltiliyor. Romanya'da kamu çalışanlarının maaşları yüzde 25 oranında düşürülüyor, emekli maaşlarından yüzde 15 oranında kesinti yapılması öngörülüyor. İşte böyle bir tablo, böyle bir manzara içinde, Türkiye 2011 yılında emekli maaşlarını enflasyona ezdirmiyor, enflasyonun çok çok üzerinde artış yapıyor. Avrupa'da tüm kamu çalışanlarının maaşından kesinti yapılırken, maaşlar dondurulurken, Türkiye, 2011 bütçesinde ortalama memur maaşını yüzde 13.7 oranında artırmayı öngörüyor. İşte Türkiye farkı bu... İşte emeklilere yaptığımız maaş artışının anlamı bu... dikkat edilirse, yüksek maaş, az maaş. Az alana çok zam, yüksek alana az zam... Bakın indirmeyi konuşmuyoruz, biz artışı konuşuyoruz ve enflasyonun üzerindeki artışı konuşuyoruz.''