Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 3 Kasım 2019'dan 24 Haziran 2018'e çekilen baskın seçim için partisi AKP'nin, seçim beyannamesini açıkladı. Erdoğan, yeni dönemde AKP'nin yeniden iktidar olması durumunda cemevlerine hukuki statü vereceklerini söyledi.
Habercem'den Tolga Balcı, AKP'nin iktidarda olduğu süre boyunca Aleviler hakkında neler yaşandığını derledi:
2005 - Başbakanlık reddetti Cem Vakfı 2005 yılında başbakanlığa başvurarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevi ve diğer inançları da kapsayacak şekilde kamu hizmeti vermemesinden şikâyetçi oldu. Vakfın talepleri arasında, Aleviliğe hukuksal statü, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, cemevi inşası, cemevlerinin işleyişi için kamusal fon öngörülmesi ve Alevi dedelerine devlet memuru statüsü kazandırılması da vardı. Tüm bu talepler 19 Ağustos 2005 tarihinde Başbakanlık tarafından reddedildi. 2007 - Erdoğan’ın talimatıyla Alevi açılım süreci başlatıldı AKP'nin Alevi kökenli İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu o dönem Hükümet’in Aleviler konusundaki yaptığı çalışmaları doğruladı. Çamuroğlu, Erdoğan’ın bu konunun ele alınması ve herkesi memnun edecek çözümlere ulaşması konusunda sağlam irade ortaya koyduğunu söyledi.
Çamuroğlu, “Genel Müdürlük oluşturma konusunda net bir şey yok. Türkiye’de Alevilikle ilgili bir kuruma ihtiyaç var. Şu anda netleşmiş bir şey yok. Çözüm metodlarını araştırıyoruz” diye konuştu.
Cem Vakfı Başkanlığı'nı yürüten Prof. Dr. İzzettin Doğan yaşanan süreci, "AKP hükümetinin gizli ajandası var. Bu yapılan çalışma devleti Sünnileştirme operasyonudur. Bu çalışmalar yapılarak, AB’nin gözü boyanmaya çalışılıyor, kamufule hareketler bunlar. Samimi olsalar halkın önünde tartışırlar bu konuyu. Demokrasilerde gizli kapaklı şey olmaz. Varsa böyle bir şey halkın önünde, siyasi partiler arasında tartışılır” diye yorumladı.
2008 - Erdoğan: Cemevleri ile ilgili şahsıma ulaşmış bir talep yok Erdoğan, 2008 yılında alevi kurum ve STK’lar ile bir araya geldiği bir toplantıda "Cemevleri ile ilgili şahsıma ulaşmış bir talep yok. Ulaştığında da biz bunlara uzak kalmayız, değerlendiririz. Anayasa ve yasalar içerisinde yapılabilecek bir şey varsa, gerekli adımları atarız" dedi. Başlatılan açılım süreci Muharrem ayında verilen birlik mesajları ve çözüm üretmeye çalışıyoruz söylemleri dışına çıkamadan seçim dönemlerinde hatırlanan bir mesele olarak hep bir kenarda durdu. 2010 - AİHM süreci 2010 yılında ise cemevlerinin ibadethane olarak tanınması için açılan davalarda iç hukuk yollarını tüketen Aleviler Cem Vakfı ve Prof. Dr. İzzettin Doğan önderliğinde davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı. 2012 - Erdoğan: O cemevi bir ucube olarak yapıldı
Erdoğan 2012 yılında katıldığı bir televizyon programında Karacaahmet Mezarlığı yanındaki cemeviyle ilgili olarak "O cemevi bir ucube olarak yapıldı orada. Hala kaçaktır. Ruhsatı yoktur. Karacaahmet Türbesi’nin yanında ucube olarak durur" diye konuştu. Erdoğan, Sivas katliamı davasında "zamanaşımı" kararı verilmesini “'Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı” sözleriyle değerlendirdi.
Sivas Katliamı sanıklarına avukatlık yapanlar AKP’de vekil oldu. Hükümette bakanlıklar verildi.
2013 - Erdoğan: İslam’da tek ibadethane vardır, cami 2013’e gelindiğinde ise Erdoğan, AKP’li İç Anadolu milletvekilleriyle gerçekleştirdiği kahvaltılı toplantıda Aleviler ve cemevi meselesi gündeme geldi. Erdoğan, “Alevilik din mi diye soruluyor” diyerek de şöyle devam etti: “Din değil. İslam içinde bir kurum olarak görünüyor. Net bir tanımı yok. Biz geçmişte Ali’yi çok sevenler olarak görürdük ama bunların Hazreti Ali ile alakaları yok yaşam tarzı olarak. Bizim yaşam tarzımıza uygun olan Türk Alevileri. Öbürleri ise tamamen farklı yerde. Cemevleri ibadethane değil. İslam’da tek ibadethane vardır, cami. Cemevleri kültür evleridir. Alevilerin sorunları Kürtlerden fazladır söylemi de doğru değil. Onların sesleri fazla çıkıyor.” Aynı yılın temmuz ayında ise katıldığı bir davette Erdoğan: "Alevilik Hz. Ali'yi sevmek değil mi? Alevi Müslüman değil mi? Sünni de Müslüman Eğer Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse, ben dört dörtlük bir Aleviyim. Çünkü Hz. Ali efendimizi çok seviyorum. Ben onu nasıl sevmem. O nasıl yaşıyorsa, ben de onun gibi yaşamaya gayret ediyorum. Ama Aleviyim diye ortaya çıkıp, Hz Ali'nin yaşam şeklinden uzak olanlara da söyleyecek hiçbir şeyim yok." Aynı yıl yapımı başlanan 3. Köprünün temel atma töreninde köprü isminin Yavuz Sultan Selim köprüsü olacağı duyuruldu. 2014 - Erdoğan: Böyle bir yasal statü İslamiyet'te bölünmeye sebep olur 2014’ün temmuz ayına gelindiğinde ise dönemin Erdoğan Alevi sivil toplum örgütleri ile iftarda buluştu. Burada yaptığı konuşmada Erdoğan şunları söyledi:
“Alevi kardeşlerim cemevine ibadethane diyorsa, benim itirazım olmaz. Ama şahsi görüşüm, böyle bir yasal statü İslamiyet'te bölünmeye sebep olur. Biz Alevi kardeşlerimizin inançlarına saygılıyız ve üzerimize ne düşerse de yapmak istiyoruz.” 2014’ün Mayıs ayında ise cemevlerinin hukuki statüsü tartışılırken bir olay yaşandı. Cenaze için Okmeydanı Cemevine gelen Uğur Kurt polis kurşunu ile vuruldu ve hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı olarak seçildikten sonrada Erdoğan çözüme bir türlü kavuşmayan Alevi sorunu üzerine çözümden uzak söylemler üretmeye devam etti. 2015 - Erdoğan: Alevilik dinse orada Tayyip Erdoğan yok 2015 yılında yine bir seçim arifesinde Erdoğan, Almanya’da katıldığı Gençlik Buluşması’nda gerçekleştirdiği konuşmasında, “Eğer Alevilik, Hazreti Ali'yi sevmekse benden daha Alevi’si olamaz. Ama yok. Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu 'Alisiz Aleviler' düşünsün” dedi. 2016 - AİHM: Din ve vicdan özgürlükleriyle ilgili 9'uncu madde ihlal edildi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2010 yılında Cem Vakfı ve Prof Dr. İzzettin Doğan önderliğinde açılan davayı 2016 yılında karara bağladı. Mahkeme, Türkiye’de Alevilerin din özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine ve kendilerine dini planda ayrımcılık yapıldığına hükmetti. AİHM kararı üzerine Cemevlerine yasal statü tanınmasını öngören yasa tasarıları Meclis’te AKP vekiller tarafından reddedildi.
Alevilerin evleri birçok şehirde işaretlendi
Malatya, Maraş ve Adıyaman’da Alevi ailelerin yoğunlukta yaşadığı mahallelerde evler işaretlendi. Alevi yurttaşları tedirgin eden bu çirkin saldırıya hükümet çocukların yaptığını ileri sürdü yaşanan olayları geçiştirdi.
2018 - Erdoğan: Cemevlerinin hukuki statü sağlayacağız
Erdoğan erkene çekilen 24 Haziran baskın seçimi için partisinin seçim beyannamesini açıklarken, "Demokrasimizi geliştirmeye devam edeceğiz, demokrasiyi bir üst lige çıkaracağız. Cemevlerinin hukuki statü sağlayacağız" dedi.