Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Zaferi’nin 100. Yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. "Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e endekslendiğimiz hedeflerimiz aslında tıpkı milli mücadelemizin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırıydı. Türkiye'nin kendi verdikleri rollerin dışına çıkmasını istemeyenlere alın terimizle ve yeri geldiğinde kanımızla istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul ettirdik" diyen Erdoğan, "Bazıları hâlâ 2023 hedeflerimizi sıradan bir orta-uzun vadeli kalkınma programı sanmaya devam ediyor. Halbuki biz bu iradeyi ortaya koyarak cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “Sakarya zaferi tıpkı Malazgirt gibi tıpkı bir tarafta Viyana kapılarını diğer tarafta Kızıldeniz’i kucaklayan şanlı tarihimizin önemli yapraklarından biridir. Gazi Mustafa Kemal’in bir çeşit kıyamet savaşı olarak isimlendirdiği bu büyük zaferi Nazım Hikmet şöyle tasvir ediyor” diyerek, ‘Kuvâyi Milliye - Altıncı Bap’tan bir bölüm okudu. “Milli mücadelemizin adeta son kalesi olan Polatlı Haymana hattında kazanılan bu zaferin hikayesini nesilden nesile aktararak İstikbal Harbimizi ne büyük fedakârlıklarla kazandırdığımız unutturmamalıyız” diye konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sakarya Zaferi'nin akabinde Ankara'da faaliyet gösteren TBMM uluslararası alanda milletin asıl temsilcisi olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Bu durum daha da verilen mücadelenin diploması alanına da taşınmasını sağlamıştır. İzmir'in kurtuluşunun ardından vatan topraklarının kalan kısımlarında da kontrolü sağlayan Ankara hükümeti bilahare Osmanlıyı ekonomik ve siyasi olarak boğan düşünceyle mücadeleye girmiştir. Bu çetin mücadele Lozan Antlaşması'yla sonlanmıştır. Anadolu'dan tamamen sökülüp atılmak istenen Türk milleti dişiyle tırnağıyla, tüm gövdesi ve ruhuyla verdiği milli mücadelesini kurduğu cumhuriyetle yeni bir başlangıç haline getirmiştir. TC yaşadığımız onca badirelere uğradığımız onca saldırılara rağmen 100. yılın eşiğine kadar gelmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki büyük kalkınma heyecanı daha sonra yerini taklitçi ve teslimiyetçi bir zihniyete bırakmıştır. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte vesayetin sinsi oyunlarına ve darbelerin yol açtığı hasarlara rağmen milletimiz demokrasi ve kalkınma istikametinde ısrarcı bir tutum ortaya koymuştur. Geçtiğimiz dönemde ülkemizin nispi bir istikrar ve güven ikliminde ne büyük başarılara imza atabileceğini hep birlikte ispat ettik. Milli iradenin gücünün önünde ne vesayetin ne sosyal mühendislik hesaplarının ne terör örgütlerin ne darbelerin duramayacağı gerçeğini cümle aleme gösterdik.
Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e endekslendiğimiz hedeflerimiz aslında tıpkı milli mücadelemizin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırıydı. Türkiye'nin kendi verdikleri rollerin dışına çıkmasını istemeyenlere alın terimizle ve yeri geldiğinde kanımızla, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan bir ülke olduğumuz gerçeğini kabul ettirdik. Bazıları hâlâ 2023 hedeflerimizi sıradan bir orta-uzun vadeli kalkınma programı sanmaya devam ediyor. Halbuki biz bu iradeyi ortaya koyarak cumhuriyet tarihinin en iddialı ve cesur makas değişikliğini gerçekleştirdik. Demokrasi ve kalkınma standartlarımızı dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine çıkararak asırlardır kuşatma altında tutulan medeniyet tarih ve kültür ufkumuzu tekrar açmayı başardık.
Bir yandan eğitimden sağlığa, sanayiden spora asırlık ihmallerin telafisini gerçekleştirdik. Diğer yandan hak hukuk adalet özgürlük alanlarında milletimizi uzunca bir süredir yaşadığı mağduriyetleri giderecek adımları da attık. Böylece ülkemizi dünyanın yaşadığı büyük dönüşümleri vaktini ve enerjisini kendi iç mücadeleleriyle heba eden bir konumdan her alanda potansiyelini en üst seviyede kullanabilen bir seviyeye geldik. Evlatlarımıza işte bu güçlü altyapının üzerinde 2053 vizyonunu inşa edecekleri bir miras bırakmanın gayreti içindeyiz."
Sözlerinin devamında, "Elbette bu noktaya öyle kolay gelmedik. Son iki asırda yaşadığımız ne badire varsa hepsinin de benzerleri önümüze çıkarıldı. Dikkatimizi hedeflerimizden uzaklaştırmak için dört bir tarafımızdan çekiştirildik, taciz edildik, tecrit edildi. Hamdolsun tüm bu engelleri Allah'ın ve milletimizin yardımlarıyla aşarak bugün bulunduğumuz yere ulaştık. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma sancıları yaşadığı bir dönemde Türkiye olarak sahip olduğumuz imkanlardan aldığımız güçle yönümüzü hep geleceğe dönük istikametimizi belirleyerek oraya doğru yürüyoruz" diyen Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bir süredir ardı arına 100. yıllarının kutlamalarını yaptığımız milli mücadelemizin sembol adımlarını her birini geçmişim muhasebesini yapılması ve geleceğin istikametinin belirlenmesi bakımından önemli adımlar olarak görüyoruz. Bu adımların zirvesini hiç endişe etmeden 29 Ekim 2023'te vasıl olacağımız cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı oluşturuyor.
Bugün dünyada tarih köken inanç ve kültür bakımından bütünlüğü olmayan, devlet geçmişi birkaç asrı bulmayan pek çok ülke vardır. Sahip oldukları güvenlik ve refah iklimiyle tüm bu eksikliklerini kapatmaya çalışanların gerçekten çetin sınamalarla karşı karşıya kaldıklarında nasıl lime lime döküldüklerini beraberce takip ediyoruz. İnanın dökülüyorlar. Ayakta duracak mecalleri yok. Türkiye'nin yaşadığı saldırılarına maruz kaldığı gizli-açık ayak oyunlarının içinden geçtiği imtihanların sadece birini bile kaldıramayacak ülkeler var. Salgından tabii afetlere kadar son dönemde yaşanan her olağanüstü durum bu tabloyu daha da belirgin hale getiriyor. Hamdolsun biz milletimizin birliğine beraberliğine kardeşliğine sahip çıkmasını arkamızdaki binlerce yıllık devlet geleneğinin gücü sayesinde dimdik ayaktayız. Bilhassa son dönemde yaşadıklarımızın ardından artık kendimize daha çok güveniyor geleceğimize daha umutla bakıyoruz. 2023’e yaklaştıkça bu güven ve umut zeminini bozmaya yönelik tacizlerin artması doğru istikamette gittiğimizin işaretidir. Cumhur İttifakı olarak geleceğimize daha özgüvenle yürüyoruz. Daha özgüvenle de bunu başaracağımıza inanıyoruz."
"Milletimiz milli mücadele günlerinden bu yana sahip olduğu o derin irfan hasretiyle tercihini hep ülkesi ve kendisi için doğru olandan yana kullanmıştır. Kardeşlerim bizim için esasa olan milletimizin iradesidir. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye'yi muasır medeniyet üzerine çıkarmayı hedefleyen mücadelemizin başarıya ulaşması için son nefesimize kadar çalışacağı" diyen Erdoğan, "Malazgirt’ten bu yana kazandığımız hiçbir zafer gibi bunun da kolay olmayacağını biliyoruz. Dışarıdan ve içeriden pek çok engeli aşarak bugünlere nasıl geldiysek inşallah menzile de o şekilde ulaşacağız. Bunun için de bir olacağız iri olacağız diri olacağız kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız" sözlerini kaydetti.