Erdoğan 3 kuruşu ödeyecek

Öcalan'a 'sayın', şehitlere 'kelle' sözlerinin cezası Yargıtay'da onandı... Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Avustralya’da katıldığı radyo programında, terörist başından “sayın”, şehitlerden de “kelle” olarak söz eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verilen “3 kuruşluk” tazminat kararını onadı. Başbakan Tayyip Erdoğan, yerel mahkemenin kararına çok sert tepki göstermişti. Partisinin Grup toplantısında olaya “hile-i şeriye” karıştırıldığını söyleyen Erdoğan, davanın “hiç alakası olmayan” Kartal’da açılmasına da dikkat çekmiş, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir” demişti. -YARGITAY KARARI OYBİRLİĞİ İLE- Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin verdiği kararı onayan Yargıtay şu görüşleri dile getirdi: “Davacılar vekili dilekçesinde, müvekkillerinin şehit anneleri olduğunu, davalının bir konuşması sırasında şehitler için ‘kelle’ tabirini kullandığını beyan ederek, şimdilik 3’er kuruş manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, birleştirme kararı verilmiş, bu kararın dava tarafından temyizi üzerine mahkemece birleştirme kararının nihai karar ile birlikte temyiz edilebileceği gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi.” -MAHKEME KARARI ERDOĞAN'I KIZDIRMIŞTI- Başbakan Erdoğan, mahkemenin verdiği üç kuruşluk tazminat kararına büyük tepki göstermiş ve Parti'sinin Grup toplantısında şunları söylemişti: HİLE-İ ŞERİYE UYGULAYACAKLAR YA! “Ben, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım. Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı. Neymiş birisine ben ‘sayın’ demişim ve bundan dolayı açılan dava da ne biliyor musunuz? 3 kuruşluk manevi tazminat davası... Niye? Acaba diğerleri tutar mı tutmaz mı? Hile-i şeriye uygulayacaklar ya...” -BEN CEZAYA İNANMALIYIM- “Her zaman şunu biz biliriz. Suçun işlendiği yer, eğer matbuatsa yayının yapıldığı yer, suçlunun, zanlının, neyse bulunduğu yer... Hiç alakası olmayan bir yer. Nerede? Kartal ilçesinde... Bunu anlamakta zorlanıyorum. ‘Adalet mülkün esasıdır’ diyorsak, bu esas yerine gelmeli. Çünkü ben de ceza alıyorsam, bu cezaya inanmalıyım. Demeliyim ki, bu ceza haklı, ben de bu cezayı çekmeliyim. -OLMAZ BÖYLE ŞEY- “Şu olaya bak, üç kuruşluk manevi tazminat... Ne demek bu? ‘Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını ben manevi tazminata mahkum ettirdim...’ Olmaz böyle şey... Hukuk, bu kadar zedelenmemeli, bu duruma getirilmemeli. Eğer ben bir manevi tazminata mahkum edileceksem, bunun hakkı verilir, öyle mahkum edilir. Ama ben de buna layık olduğumu kabul ederim. Yoksa nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar