ERDOĞAN: "ŞİFRE OLAYINI ORTAYA KILIÇDAROĞLU ATTI" YALOVA (A.A)

-ERDOĞAN: "ŞİFRE OLAYINI ORTAYA KILIÇDAROĞLU ATTI" YALOVA (A.A) - 12.05.2011 -  AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şifre olayını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığını belirterek, ''Ama şimdi deşifre oldular. Yürüttükleri kampanyanın, kurdukları tezgahın altında kaldılar. Aylardır gençlerin hissiyatı, hayali, umudu, geleceği üzerinden yürüttükleri kampanyada iplikleri artık pazara çıktı. Bu kampanyanın içinde kim var? Ana muhalefet partisi CHP. Yedeğinde MHP. Başka kim var? BDP. Başka kim var? Her zamanki gibi candaş medya, yandaş medya'' dedi. Partisince Yalova'daki Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, siyasetin kasetlerle değil, akıl, bilgi ve tecrübe ile şekillenmesini istediklerini ve bunu yaptıklarını ifade etti. Erdoğan, ''Biz arazi adamıyız, masa adamı değil. Biz Ankara'ya mahkum olanlardan değiliz, 780 bin kilometrekareyi adım adım, karış karış gezenlerdeniz. 74 milyon vatan evladına ulaşanlardanız, eşit mesafedeyiz. Bize Güneydoğu farklı, Trakya farklı değil. Çünkü halkım ayrımcılığın olmadığı bir iktidarı şu anda yaşıyor. Şimdi yeniden büyük Türkiye var'' diye konuştu. Son günlerde oynanan kirli bir oyunu, bir kirli tezgahı, gençlerin istismarı yolunda yürütülen bir kampanyayı dikkatlere sunmak istediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Biliyorsunuz, ortaya bir şifre olayını Sayın Kılıçdaroğlu attı. Kopya iddiasıyla attı. Ama şimdi deşifre oldular. Yürüttükleri kampanyanın, kurdukları tezgahın altında kaldılar. Aylardır gençlerin hissiyatı, hayali, umudu, geleceği üzerinden yürüttükleri kampanyada iplikleri artık pazara çıktı. Bu kampanyanın içinde kim var? Ana muhalefet partisi CHP. Yedeğinde MHP. Başka kim var? BDP. Başka kim var? Her zamanki gibi candaş medya, yandaş medya. Önceki gün, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, YGS sınavına ilişkin iddialara takipsizlik kararı verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, birkaç gündür 'açıklayacağım' diyerek gençlerin zihnini bulandırma girişimi akamete uğradı. Birileri de hemen bu karara itiraz ettiler. Yürütmeyi durdurma kararı da reddedildi. Bakın oraya başvuruyorsunuz olmuyor, buraya başvuruyorsunuz olmuyor. Artık bu kirli tezgahlara bu ülkede yer yok. Bir kez daha başkalarına atmak istedikleri çamur ellerine, yüzlerine bulaştı.'' -''BİRKAÇ GÜN İÇİNDE MAİLİ KİMİN ATTIĞI DA ORTAYA ÇIKACAK''- Başbakan Erdoğan, üç gündür, ''Bir bakan ÖSYM'ye mail gönderdi'' denilerek Türkiye kamuoyunun meşgul edildiğini, gençlerin tedirgin edildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Mail atmak problem değil. Kemal Kılıçdaroğlu adına da ÖSYM'ye bir mail atabilirsiniz. Problem değil, sahtekar çok... Altına Kemal Kılıçdaroğlu'nun adını yazar, farklı bir yerden bu maili atar. Bunlar zor değil. Bunu bilen bilir, içimizdeki gençlerin çoğu bunu bilir. Şimdi bunu ağzına doladı ve yandaş, candaş medyası da en başından olduğu gibi 3 gündür bunun yalan ve atma iddialarının borazanlığını yapıyor. Ya, bu kadar ciddi bir meselede insan açıklama yapmadan bir düşünmez mi, 'söylediklerim nereye gidecek?' Ben Lüleburgaz'da dedim ki, 'Eğer onurlu bir insansan çık, bu bakanın kim olduğunu açıkla'. Ama açıklayamadı. Gerçekten bunu belgeleyebiliyorsan, ben böyle bir bakanı bir dakika kabinemde tutmam. Şimdi dürüstlük nerede, senin neren dürüst? Şimdi göreceksiniz, bakın bugün gazetelere bu söylenen mail düştü ve mailin onunla alakası olmadığı gibi böyle bir yeğeni de yok. Böyle bir mail söz konusu değil ve şimdi birkaç gün içinde büyük ihtimalle bunu kimin attığı da ortaya çıkacak. Buna da inanıyorum. Şimdi 'dürüst olmak' diyor. İstanbul'a büyükşehir belediye başkan adayı olduğunda da benim belediye başkanımla ilgili dosyalardan bahsetti. Allah aşkına bir tane dosya duydunuz mu? Varsa dosya yargıya götür. Şimdi benimle ilgili konuşuyor. 'Şöyle dosya, böyle dosya'. Şimdi 8,5 yıldır parlamentodasın, al Bahçeli'yi de yanına, beraber bu Tayyip Erdoğan ile ilgili bir tane dosya çıkarabiliyorsan çıkar, yargı ortada. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Benim böyle bir derdim yok ki, o kadar rahatım. Ama senin hayatın nasıl geçmiş, sana belgeyi tekrar göstereceğim. Şimdi burada, Yalova'dan söylüyorum. O ismi açıklayamayacak. Ortaya tek bir belge ve delil koyamayacak. Çünkü her zaman tarzı bu, sadece mikser. Sadece bozmayı, yıkmayı biliyor bunlar. Buradan tekrar genç kardeşlerime sesleniyorum. Bunların oyununa gelmeyin, derslerinize iyi çalışın, imtihana iyi hazırlanın ve hayallerinizin üzerinden oyun kurmak isteyenlerin oyununa gelmeyin.'' Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarda olduğu müddetçe hiç kimsenin hakkının hukukunun yenmesine müsaade etmeyeceklerini ifade ederek, ''Böyle muhalefete can kurban. CHP, böyle her söylediği yalan olan, her iddiası yalan çıkan, yarım saat içinde çark edebilen, U dönüşü yapabilen bir genel başkanı daha önce hiç görmemişti'' dedi. -KASET ÜZERİNDEN SİYASET- Erdoğan, kasetler üzerinden bir kez daha Türkiye'de siyasetin şekillendirilmek istendiğini belirterek, ''Çeteler, bir kez daha Türkiye'de demokrasiye musallat olmak istiyor. Hukuk dışı örgütler, kirli senaryolarla bir kez daha Türkiye'ye rota çizmek istiyor'' dedi. Başbakan Erdoğan, partisince Yalova Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, mitinge katılan Yalovalıları en kalbi duygularla, hasretle, muhabbetle selamladığını söyledi.  Erdoğan, ''Yalova'ya, Altınova'ya, Armutlu'ya, Çınarcık'a, Çiftlikköy'e, Termal'e, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime, tüm vatandaşlarıma selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum'' dedi.  Yalova'ya bugün bir kez daha, 12 Eylül halk oylamasında ''Evet'' diyerek, ileri demokrasiye, özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne vermiş olduğu destekten dolayı şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yalova'yı 1995'te il statüsüne kavuşturdular, 77 nolu plakayı verdiler ama sonra geriye dönüp bakmadılar. Yalova orada kaldı. Yalova depremde büyük tahribat gördü, çok canlarını kaybetti ama Yalova'ya ulaşamadılar, enkaza ulaşamadılar, o canlara ulaşamadılar. Yalova'ya hak ettiği hizmetleri biz kazandırdık ve kazandırıyoruz. Yalova'ya, 77 nolu plakanın ötesinde, şehir kimliğini biz kazandırıyoruz. Üniversitesiyle, dershaneleriyle, derslikleriyle, hastaneleriyle, yollarıyla, depreme dayanıklı TOKİ konutlarıyla daha nice hizmetimizle Yalova'yı bölgenin en güzel şehirlerinden biri haline getiriyoruz. Yalova bizim göz bebeğimiz, Yalova bizim gururumuz.'' Yalova'nın, Türkiye'nin örnek bir şehri olduğunu kaydeden Erdoğan, ''İnşallah öyle kalmaya devam edecek, inşallah sadece Türkiye'de değil, Yalova dünyada da bir cazibe merkezi olarak yerini koruyacak'' dedi.  ''Biz, siyasetin kasetler yoluyla dizayn edilmesine, tasarlanmasına, şekillenmesine de aynı şekilde karşı çıktık, karşı çıkıyoruz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''28 Şubat döneminde bunu yaptılar. Kasetler yoluyla siyasete yön vermek istediler. Sonraki dönemlerde aynı şekilde, gizli çekimler, gizli kayıtlar, yasa dışı dinlemeler yoluyla siyaseti şekillendirmek istediler. CHP'nin eski genel başkanına ait görüntüler yayınlandığında, biz anayasa ile ilgili paketi paylaşıyorduk, parlamentodaydık. Orada bu haber bana geldiğinde bunu büyük bir üzüntüyle karşıladım. Ulaştırma Bakanımı yanıma çağırdım, bu yayınların durdurulması için devreye girmesini istedim. Bu görüntüleri siyasi bir malzeme olarak kullanmayacağımızı ifade ettim. Bu görüntüler ne kadar çirkinse, bunları malzeme yapmanın da o kadar çirkin olduğunu söyledim. Ama bu mesele hiç büyümeyebilirdi, bu mesele gündemden çıkabilirdi.'' Bu görüntülerden hemen birkaç gün sonra, belli medya gruplarının bu görüntüleri çarşaf çarşaf ön sayfalarına taşıdığını, günlerce bu görüntülerin yazıldığını, çizildiğini ve konuşulduğunu anlatan Erdoğan, ''Kendileri de konuştu. İkide bir, 'AK Parti bunu çözmeli' dediler. Ya ben senin bekçin miyim? Yargı devrede, gereken yapılmış. Yürütme olarak eğer buna müdahale edilmemiş olsaydı, rezaletin biri bin para olacaktı. Rezalet alıp başını gidecekti. Buna müdahale ettik diye mi yanlış yaptık?'' şeklinde konuştu.