T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin sığınmacıların Avrupa'ya geçişini engellemeyeceği kararının ardından sığınmacıların Yunanistan ve Bulgaristan'a yönelmesi sonrası düzenlenen basın toplantıda Avrupa Birliği'ne yüklenen Erdoğan, "Size 1 milyar Euro göndereceğiz diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz ya? Biz artık bu parayı da istemiyoruz. Sığınmacılar için 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti, AB'nin vereceği parayı bulur, harcar" dedi.
Ortak basın toplantısında ilk olarak konuşan Erdoğan, Avrupa sınırına giden sığınmacılarla ilgili AB'ye sert ifadelerle yüklendi. Erdoğan, "Sığınmacılar, mülteciler gidecekleri yeri seçmekte özgürdürler. Lokal bir hukuktan bahsetmiyorum, uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Nitekim bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü, 1 tane de ağır yaralı var" ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - Yunanistan ve Türkiye arasında karşılıklı suçlamalar
Borisov ise, AB'nin Türkiye'yle imzaladığı anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylerken, "İmzalanan anlaşmaların da yerine getirilmesi gerekiyor. Türkiye'ye bu kaynağın neden verilmediğini ben anlayamıyorum. Avrupa Birliği'nin ana ilkelerinden bir tanesi paylaşılan yüktür" açıklamasında bulundu.
Öte yandan Borisov, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in sosyal medya hesabından 'Yunanistan'ın 1 ay boyunca sığınma başvurularını kabul etmeyeceği' açıklamasına tepki gösterirken, paylaşımın Sofya'da düzenlenmesini planladığı Türkiye-Yunanistan-Bulgaristan zirvesinin iptal olmasına sebep olduğunu söyledi. Borisov, "Sofya'da güçlü ve daha büyük formatla bir toplantı gerçekleştirilmesi için epey çaba harcadım. Belki de başarabilirdik. Tam o sırada öldürülen göçmenler konusunda bilgi geldi. Cumhurbaşkanı Sofya'ya gelmeye hazırdı fakat mevkidaşımla aynı masaya oturma arzusunu göstermeyince beni de böyle bir toplantı düzenleme niyetimden vazgeçirdi" dedi.
TIKLAYIN - BM: Yunanistan'ın sığınma başvurularını askıya alma kararı hukuksuz
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye'nin durumunu maalesef AB üyesi ülkeler ve tüm dünya hâlâ anlamış değil. AB ortak bir yük paylaşımına bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız diye açıklamıştık. Biz Türkiye ile AB arasında varılan uzlaşı çerçevesinde yayınladığımız bildiride yer alan taahhütlerimizi harfiyen yerine getirdik. Bu kapsamda adil yük ve sorumluluk paylaşımındaki beklentilerimiz ise ne yazık ki sonuçsuz kaldı. AB ise 18 Mart bildirisinin gereklerini yerine getirememiştir.
"AB bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hâlâ AB üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye'nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı, bu yükü biz mi kaldıracağız, biz zaten 40 milyar doları aşkın harcamayı yaptık. Söz verdiniz 6 milyar Euro Türkiye'ye verecektiniz. Onu da bize değil STK'lara vereceklerdi. Bunu verdiler mi, hayır? Görüşüyoruz, size 1 milyar Euro göndereceğiz diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz ya? Biz artık bu parayı da istemiyoruz. Sığınmacılar için 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti, AB'nin vereceği parayı bulur, harcar. Türkiye'nin onuruyla oynamaya kimsenin hakkı yoktur.
"AB hâlâ çifte standart uygulamaya devam ediyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını görmezden gelirken Yunanistan'ın 1951 Cenevre sözleşmesi ve AİHS'ye hilaf aldığı ölümleri desteklemektedir. Sığınmacılar, mülteciler gidecekleri yeri seçmekte özgürdürler. Lokal bir hukuktan bahsetmiyorum, uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek göçmenlerin milliyetine bakmadan gerekli korumayı sağlama zorunluluğu vardır. Nitekim bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü, 1 tane de ağır yaralı var.
"AB Konseyi Başkanı Michel de Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir. Yunanistan sahil güvenlik yetkililerinin Ege'de yaptıklarını izlemesini de tavsiye ediyorum. Değerli dostum Boyko'nun liderliğinde Bulgaristan'ın bu konuda sağduyulu yaklaştığını memnuniyetle ifade etmek isterim. Karşılıklı saygı ve anlayış içerisinde Bulgaristan'la mükemmel olarak nitelendirebileceğim bir iş birliğimiz ve dayanışmamız var. Bu iş birliği ve dayanışma anlayışının bütün AB ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı benimseyen bütün ülkelerle Türkiye'nin ve parçası olduğu Avrupa coğrafyasının tamamını ilgilendiren bu hassas süreçte iş birliğine hazırız. Bu düşüncelerle Başbakan Borisov ve heyetine ülkemizle dayanışma ifadesi olarak gördüğümüz bu ziyaretten dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
"Türkiye 9 yıldır göçmenlere baktı. Herhalde diyorlar ki Türkiye bir 19 sene daha bakar. Kusura bakmasınlar artık böyle bir süreç yok. Çok teşekkür ediyorum."
Borisov'un açıklamalarından satır başları şöyle:
"Koronavirüs'e karşı aldığımız önlemler konusunda ihtiyaç duyduğumuz malzemelerle ilgili Sağlık Bakanı'nı çağırdığınız ve yardımcı olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bulgaristan'daki kamuoyuna bilgi vermek adına dünya genelinde zor bulunan, ihtiyacı olan filtreli maskelerin bize temin edilmesi hususunda bize yardımcı olacağınız için de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu maskeler sadece Türkiye, Çin ve Hindistan'da üretilmektedir.
"Perşembe günü Moskova'da gerçekleştireceğiniz ziyaret çerçevesinde Suriye'deki gelişmeler konusunda diplomatik bir çözüm bulacağınızı arzu ediyorum. Can kaybının yanı sıra yüz binlerce göçmen de tabii ki sınırlarımıza doğru geliyor.
"Şahsızın nezdinde Türkiye'nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini yerine getirdiği için teşekkür etmek istiyorum. Bu da Bulgaristan vatandaşlarına müsterih olmalarını sağlıyor. Bu taahhüdü de bir kez daha teyit etmiş olduk.
"Buraya kadar iyi, epey çaba harcadım, Sofya'da güçlü ve daha büyük formatla bir toplantı gerçekleştirilmesi için. Belki de başarabilirdik. Tam o sırada öldürülen göçmenler konusunda bilgi geldi. Bazı benim mevkidaşlarım sosyal medyada görüş paylaşmaktan çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı aslında Sofya'ya gelmeye hazırdı. Fakat mevkidaşımla aynı masaya oturma arzusunu göstermeyince beni de böyle bir toplantı düzenleme niyetimden vazgeçirdi.
"İnanıyorum ki Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi, tüm mevkidaşlarımı toplamamız gerekli. Herkes kapıda bekleyen büyük insani krizi göremiyor. Ben en korkaklar arasından biri değilim. Fakat eminim ki ancak sağduyu, barış ve diplomasiyle çözebiliriz, karşı tarafın da yararlarını korumak suretiyle çözülebilir. Tabii ki imzalanan anlaşmaların da yerine getirilmesi gerekiyor. Türkiye'ye bu kaynağın neden verilmediğini ben anlayamıyorum. Avrupa Birliği'nin ana ilkelerinden bir tanesi paylaşılan yüktür.
"Umarım mümkün olduğunda en kısa zamanda Sofya'da böyle bir toplantı gerçekleştireceğiz. Sayın Erdoğan'a davetimi kabul ettiği için teşekkür ediyorum, tabii ki beni de anlaması lazım, Yunanistanlı mevkidaşım olmadan... Aynı coğrafyada bulunuyoruz. Çok çalışacağız, iyi komşuluk ve anlaşma için. Sınırlarda bekleyen bu çocuk ve kadınları korumak için çok çalışacağız. Bu bölgeden uzaklarda bulunanların öncelikle bizim taahhütlerimizi yerine getirip getirmediğimize bakmalarını istiyorum. Türkiye tarafından tehdit yapıldığını duydum. Fakat Türkiye saatiyle oldukça geç olduğu için bizim de uyku vaktimiz geldi, Sayın Cumhurbaşkanı'yla işi yarı yarıya bitirdik. Örnek teşkil eden bizim ilişkilerimiz karşılığında belki olur.
"Her şeyden önce iyi komşuluk ilişkilerine güveniyorum, inanıyorum ki bir çözüm bulacağız, sonuçta akil insanlarız."