Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak, "Sayın Trump, Kudüs, Müslümanların kırmızı çizgisidir" dedi. Erdoğan, "Sayın Trump, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgidir. Bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir. Amerika'yı buradan bir kez daha ikaz ediyoruz. Böyle bir adım atamazsınız. Böyle bir adım atılırsa İslam İşbirliği Zirvesi'ni İstanbul'da toplarız" ifadesini kullandı.
Erdoğan, ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan Türk-İran iş adamı Reza Zarrab'ın tanık olmayı kabul ederek itiraflarda bulunduğu davaya ilişkin olarak da, "Hukukla, ticaretle ilgisi olmayan 'Cambaza bak' oyunudur" şeklinde konuştu.
Taşeron konusundaki çalışmalar hakkında da açıklamada bulunan Erdoğan, "Kamudaki 450 bin ile belediyelerdeki 400 bin işçimiz çalıştıkları yerlerdeki belediyelerde istihdam edilecek" diyerek taşeronun tamamen ortadan kalkacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, "Bu sabah itibarıyla kamuda çalışan taşeron işçi kardeşlerimiz bundan sonra kadrolu olacak" açıklamasında bulundu.
AKP grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
MGK'nın kasım ayı olağan toplantısına başkanlık ettim. Çarşamba günü 375 eseri ülkemize kazandırdık. Ana muhalefet partisini başındaki zatın, grup kürsüsüden sallandığı kağıtların yalan olduğunu ifade ettik. İpliğini pazara çıkardık. Buradan bir kez daha söylüyorum. Cumhurbaşkanının ve yakınının bu tür dolandırıcılıklarla asla alakası ve işi yoktur. Yurt dışına gönderilmiş herhangi bir paraları da söz konusu kesinlikle değildir. Ana muhalefetin, ana hıyanetin başındaki zata çağrımı tekrarlıyorum. İddiasını ispat etmiş olsaydı ben siyaseti bırakacaktım, Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılacaktım. Aynı onurlu tavrı kendisinden bekliyorum. Salı gününden bu yana CHP'nin başında bulunduğu her günü bu zatın sözünü tutamadığı halde gereğini yapmadığı bir zaman olarak kaydediyorum. Bu zatın "Yüzde 40 oy alamazsam gereğini yaparım" dediğini, ekranlar buna şahit, kılını kıpırdatmadığını da biliyoruz. Geçen hafta uyuşturucu kullanımı ile ilgili Meclis araştırma önergesi verdik, AK Partililer reddetti dedi. Halbuki bu önerge 2 Kasım'daki oturumda AK Parti'nin desteği ve katkısı ile kabul edilmiştir. Yalanlarla öylesine beyni bulanmış ki gerçek hayatta neler olup bittiğinden haberi yok. Bu zat şimdi de Amerika'nın ülkemize karşı silah gibi kullanmaya çalıştığı Zarrab davası ile ilgili açıklamalar yapacakmış. Madem bu mesele ile ilgili birkaç hususu paylaşmak isterim.
Amerika'daki dava, hukuk, adaletle ilgili olmayan bir cambaza bak cambaza oyunudur. Pek çok kuş birden vurulmak hedefleniyor. Birisi, Suriye ve Irak'taki projeye hız verilmek istenmesidir. Davanın projesi Amerikan yönetimi içindeki bir gruba aittir. Amerika'da ülkemizdeki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Eski yönetim bakiyesi bir grubun ülkemiz konusunda Trump yönetiminin iradesine aykırı olarak yönetim izlediği anlaşılıyor. Bizim muahtabımız sayın Trump'tır ve öyle de kalacaktır. Bizi yargılamalarının niyeti onbinlerce kilometrelik terör koridorudur. Şantaj aracı olarak kullanmak üzere gündemde tutulduğu açıkça görüldü.
Ortada Feto'nun ve ana muhalefetin güdümündeki bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk soruşturması yoktur Amerika'daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir zaten de olamaz.
Davanın iddianamesindeki komplo iddiası doğrudur ama bu komplo Amerika'ya değil Türkiye'ye karşı kurulmuş bir komplodur. Amerika'ya sesleniyorum hala 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin anlayamadınız mı anlayamayacak mısınız? Şu anda Türkiye'nin yargısı başta Feto olmak üzere bütün suçlulularını yargılayıp müebbet hapse mahkum ederken dosyaları sizlere gelmişken siz hala neyi gizlemeye çalışıyorsunuz?
Türkiye IŞİD'lefiilen savaşan tek NATO ülkesidir. Rakka operasyonundaki IŞİD militanlarının sürüleceği yer Mısır Sahra Çölü oraya. Orada onlar istihdam edilecekler. Görevlerini daha sonra takip edeceğiz.
Teröriste hangi ismin verildiğinin bizim için bir önemi kalmamıştır. Sakın PYD YGP PKK demeyin Suriye Demokratik Güçleri SDG deyin yutarlar. Tezgah bu. Özgür Suriye Ordusu'nu seninle beraber kurduk. Bunun adımını Obama yönetimiyle beraber kurduk o zaman SDG diye bir şey yoktu. Siz şimdi yeni bir manevrayla SDG'yi kurduk.Bundan sonra kimin nerede ne dediğine değil sahada kimin ne yaptığına bakacak ona göre hareket edeceğiz.
Sayın Trump, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgidir. Bu bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir. Amerika'yı buradan bir kez daha ikaz ediyoruz. Böyle bir adım atamazsınız. Böyle bir adım atılırsa İslam İşbirliği Zirvesi'ni İstanbul'da toplarız.
Kiminle ticaret yapacağımızın kararını biz veririz. Türkiye BM kararlarına uymuştur. Türkiye-İran sınırı Amerika'nın kuruluşundan çok önce belirlenmiştir.
Türkiye'nin Amerika'ya karşı bir planı yok ama Amerika'nın bize karşı bir planı olduğu artık iyice anlaşılıyor. ABD sınırımızdaki silahları kime karşı kullanacak? IŞİD'e Suriye'ye Irak' karşı mı kullanacak? Ya İran ya Türkiye sıkıysa Rusya. Trump'ın kendisine söyledim nasıl bu silahlar buraya gelir. IŞİD falan kalmadı orada şimdi silahlar hala geliyor üslerin sayısı artıyor. Takip ediyoruz gereği neyse yapacağız. Ülkemizin anahtarlarını bunların taşeronu olan FETÖ ve CHP'ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim?
Batı 15 Temmuz'dan 3 gün 5 gün geçtikten sonra bizi aramaya başladı. Gittiler gidiyorlar dediler. Ama onların hayalleri 16 saat sürdü. Milletimiz bunların siyasi ayaklarına her zaman dersini verdi. Çünkü dünya beşten büyüktür diyerek küresel düzene baş kaldırmamızı sağladı. Türkiye asla şu veya bu coğrafyanın güç odağını kayıtsız şartsız tabisi olamaz. Bu millet bugüne kadar kula kul olmadı bundan sonra da olmayacaktır.
Sözlerime söz vermeden önce yaklaşık 900 bin çalışanımızı ilgilendiren ve kamuoyunda taşeron olarak bilinen düzenlemeye değinmek istiyorum. Kamudaki 450 bin ile belediyeler ve il özel idarelerindeki 400 bin işçimiz çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadi teşekküllerinde istihdam edilecekler. 23 bin mevsimlik işçilerin halen en fazla 5 ay 29 gün olan çalışma süreleri de 8 ay 29 güne kadar çıkartılabilecek. Kamuda 4C statüsünde çalışan kardeşlerimiz de 4B kadrosuna alınıyor. Böylece kamuoyumuzda uzun zamandır tartışılan bu meseleyi kökten çözmüş oluyoruz. Bu aradaki komisyonlar, taşeronlar tamamen ortadan kalkıyor. İşçi kadrosuyla görev alıyorlar. Belediyelerde de iktisadi teşekküllerinin personeli olarak göreve devam ediyor."