Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Ankara-Washington hattında yaşanan gerginliğin ardından boykot çağrısı yaptı. Erdoğan, "ABD'nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var” dedi. Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Eskiden bu işler daha sofistike, daha örtülü yapılırdı. Şimdi bodoslama şekilde üzerimize geliyorlar” ifadesini kullandı.
TIKLAYIN - Vestel hisseleri Erdoğan'la uçtu
Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından ATO Congresium'da düzenlenen 'İktidarının 16. Yılında AK Parti Sempozyumu'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"AK Parti'yi ve AK Parti dönemini anlamanın bugünlerde çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün burada her biri çok değerli katılımcıların, yeni fikirleri, yeni yaklaşımları ortaya koyacağına inanıyorum.
Partimiz söz konusu olduğunda her fırsatta ifade ettiğim bir tespitimi bir kez daha paylaşarak sözlerime başlamak istiyorum: AK Parti, nevzuhur bir siyasi oluşum değildir. AK Parti'yi milletimizin partisi olarak gördük ve tanımladık. Partinin tarihi milletimizin tarihi kadar eskidir. Coğrafyasıyla, tarihiyle, kültürüyle, sevinciyle, hüznüyle bu milleti anlamayan hiç kimse AK Parti'nin ne olduğunu, nereden geldiğini, nereye gittiğini çözemez.
Türkiye'ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler daha sofistike, daha örtülü, daha dolaylı yollardan yapılırdı. Şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Yapabileceğimiz 2 şey var: Biri ekonomi, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği teknik tedbirleri aldık, alıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile ilgili kurumlar çalışıyor. Biz de tüm süreci yakından takip ediyoruz.
İkinci ve asıl önemli husus siyasi duruşunuzu sağlam tutmaktır. Madem saldırının ekonomi ile ilgisi yok, öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor.
Ülkemizin gerçek ekonomik gücü ile alakası olmayan bir konuma yerleştirilmeye çalışıldığını biliyoruz. Türkiye ismini kapatıp, ülkemizin ekonomik verilerini dost düşman kime gösterirseniz ortada bir gariplik olduğunu fark edecektir. Son döviz kuru olayına bir bakalım... Dolar bir anda 4.8 seviyesindeyken nasıl oldu da 7'lere fırladı? Kurun, 2 yılda 4.8 seviyesine çıkması bile anlamsızken bunu nasıl izah edeceğiz?
Anormallik var mı diye baktığımızda manzara şudur: Bankalar mı battı? Bugün ülkemiz dünyadaki en sağlam bankacılık sektörüne sahip. Kamu borç stoğunun milli gelire oranında Avrupa'nın en iyilerindeniz. Ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. Dünyada örnek gösterilen turizmde patlamaya yaşayan ülke konumundayız. Savaşa mı girdik, işgale mi uğradık, siyasi veya sosyal kaos mu yaşıyoruz? Bu soruna her zamanki klasik bakış açısının dışında bakmak zorundayız.
İşin ekonomi tarafının küresel boyutunun olduğu açıkça ortadadır. ABD, Çin'den Rusya'ya kadar pek çok yeri ekonomik bakımdan hedef almış durumdadır. Bu durum tek başına ülkemizde yaşananları izaha yetmiyor. Ülkemize yönelik daha derin bir operasyon var. 16 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütmekle büyük bir sıçrama yaptık. Bundan rahatsız olanlar gayet tabiidir. Kendimiz kazandığımız kadar, iş yaptığımız yerlere kazandırmaya dikkat ediyoruz. Dış ticaret rakamlarımıza baktığımızda ticari ilişkilerimizde karşı tarafın bizden fazla kazandığını görüyoruz. Bunu söylerken kendimizi dev aynasında görmek gibi yanlışa kapılmıyoruz. Kendimize güveniyoruz ama eksiklerimizi de iyi biliyoruz.
AK Parti döneminde en önemli değişim, devletimizle milletimizi barıştırarak ekonomimizi çok ileri taşımamış olmamız. Rahatsızlık burada birileri hazımsılık burada. Birileri ekonomiyi silah olarak kullanmaktan çekinmiyor. Adımlarımızı bu denli dikkatli atmamızın sebebi budur. Biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Afganistan'da, Somali'de, Kosava'da birlikte olmadık mı? Bu yaptığınız nedir, nereye varmak istiyorsunuz? Bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir. Yaşadığımız sürecin bir maliyeti var ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesiz.
15 Temmuz bunun en somut ve en büyük örneğidir. Tankların, topların, uçakların, namluların karşısında dimdik durduk. Hiç kimsenin şüpheniz olmasın ki, doların, kurun, faizin karşısında aynı kararlılıkla duracağız. Milletime inanıyorum. Onlar yoğun bir şekilde TL'yi hemen alıp, doları bozdurduğunu görüyorum. Dolar hemen bozdurulup TL'nin onurunu korumamız en güzel cevap olacak. Dün siyasi özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip korumuştur. Bugün de birbirimize kenetlenip imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.
Buradan iş dünyamıza sesleniyorum. En güzel cevap işimize 4 elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. ABD'nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var. Ne yaptığımızı anlasınlar. Biz kendimize yeteceğiz. Biz insansız hava araçlarını istediğimizde 'Kongre izin vermiyor' diyorlardı. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Bunları üretiyoruz. Sıkıntımız yok. Batı'da yapacağımız pek çok görüşme olacak. Batı'dan dostlar arıyor, görüşüyoruz, görüşmeye devam edeceğiz. Türkiye'de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz, bir araya geleceğiz. Gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabbimizin yardımı yakındır, endişe etmeyin.
'Bekle gör' anlayışıyla üretimi durdurursak, İhtiyat diyerek ticareti aksatırsak, asıl o zaman düşmana teslim duruma düşeriz. 'Dövize gidersek kurtuluruz' yok. O zaman batarsın. Sen Türk'sün, sen Türk lirasıyla beraber yoluna yürüyeceksin. 26 Ağustos'ta yeniden Malazgirt'ten yola çıkacağız, unutmayın. Yeniden bir diriliş olacak inşallah.
Pazarlarımızı genişletmek için dünya kazan biz kepçe daha çok dolaşacağız. Ülkemize yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceğiz. Bunları başardığımızda kurulan tuzakların birer birer bozulduğunu, yazılan senaryoların yırtıldığını göreceğiz."