-ERDOĞAN: ''ACI VE SIZIYI BİZ BİLİRİZ'' KIZILCAHAMAM (A.A) - 16.10.2010 - Bilal Yakınbaş - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İşten atılmanın acısını da üniversite kapısından boynu bükük geri çevrilmenin sızısını da biz biliriz. Susmanın ve susturulmanın, konuştuğu, yazdığı için mahkeme koridorlarına düşmenin, şiir okuduğu için mahpus damlarında gün saymanın nasıl bir hissiyat olduğunu biz biliriz'' dedi. Erdoğan, Asya Termal Tatil Köyü'nde gerçekleştirilen AK Parti 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, toplantının Türkiye'ye, millet, demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi. Mevlana'nın 'İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı olmaz' dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Biz, bugün bir kez daha dostun aynasında kendimize bakıyoruz. Bugün bir kez daha birimize ayna tutuyor, bir birimize gönüllerimizi açıyoruz. 'Yapacağın işi önce arkadaşlarınla istişare et, ehli olanla istişare et' tavsiyesine uyuyor, yaptıklarımızı değerlendirmek, yapacaklarımızı planlamak, kendi iç muhasebemizi tutmak üzere bugün bir araya geldik. Bizler, millete sevdalı, ülkeye sevdalı hizmeti sevdalı bir kadro olarak yola çıktık. Bizi, ideallerimiz, hedeflerimiz, milletimize olan aşkımız, sevdamız bir araya getirdi. Bizler, millete hizmet üretmek, eser üretmek, sorunlara çözüm üretmek için kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Bu ak kadro, benlik, bencillik kavramlarını millete hizmet potasının içinde eritmiş, hiç bir zaman ben dememiş her zaman biz demiş bir kadro bir kadrodur. Millete tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar bizi anlayamazlar. İnsanı hor görenler, millete aşağılayıcı gözle bakanlar, 'göbeğini kaşıyan adamlar', 'Bidon kafalı' diyenler, bizim ideallerimizi anlayamazlar. Milletle gönül bağı, lisan bağı kuramayanlar, bu ak kadronun farkını, mücadelesini anlayamazlar. Bize, olduğumuzdan farklı etiketler yapıştıranlar her zaman mahcup oldular. Bizi olduğumuzdan farklı yaftalayanlar hayalık kırıklığı yaşadılar. Şımaracağımızı, mağrur olacağımızı, zafer mahmurluğu ile dengemizi kaybedeceğimizi, milletin iltifatı karşısında ayaklarımızın yerden kesileceğini ümit edenler beyhude beklediler. Niyet okuyuculuğu yapanlar, gizli gündem falı tutanlar bize ilişkin gelecekten haber verenler her seferinde ama her seferinde yanıldılar. Her zaman söylüyorum 'millete efendilik değil millete hizmetkar olmak için yola çıktık'. Biz bu asil milletin ta kendisiyiz, tüm renkleriyle, tüm güzellikleriyle Türkiye'yiz, bütün sesleriyle, nefesleriyle, şarkılarıyla, türküleriyle, ağıtlarıyla, halaylarıyla, zılgıtlarıyla Türkiye'yiz. Gözünü yola dikmiş, oğlunu bekleyen annelerin yüreğini biz biliriz, evladını kaybetmek nedir, babasız, anasız büyümek nedir? Biz biliriz, emeğiyle alın teriyle geçinmeyi biliriz. İşten atılmanın acısını da üniversite kapısından boynu bükük geri çevrilmenin sızısını da biz biliriz. Susmanın ve susturulmanın, konuştuğu, yazdığı için mahkeme koridorlarına düşmenin, şiir okuduğu için mahpus damlarında gün saymanın nasıl bir hissiyat olduğunu biz biliriz.''