Erdoğan Adalet Yürüyüşü'nü 15 Temmuz'la kıyasladı: Onların F-16’sı vardı, siz de yürüyüş yapıp akşam dinleniyorsunuz

Erdoğan Adalet Yürüyüşü'nü 15 Temmuz'la kıyasladı: Onların F-16’sı vardı, siz de yürüyüş yapıp akşam dinleniyorsunuz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde gerçekleşen 'Adalet Yürüyüşü'ne "Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var!" sözleriyle tepki gösterdi. "Onların F-16’ları vardı, sizde yürüyüş yapıp akşam karavanlarda dinleniyorsunuz. Yapılan iş hukuki değildir. 15 Temmuz’u yapanların akıbeti belli, mahkemeler devam ediyor" ifadelerini kullanan Erdoğan "Yollarda yasal olarak yürümeniz hükümetimizin bir lütfudur" dedi.

İstanbul'da medya temsilcileriyle iftar buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

 

"Medya dünyasının köşe başlarında bulunanlar..."

 

Maalesef bizler ülkemizde senelerce haber yerine özellikle de dezenformasyonla ağır bir propanganda programıyla hep karşı karşıya kaldık.

Bilhassa medya dünyasının köşe başlarında bulunanlar, ellerindeki bütün gücü milletin sesini duyurmak için demokrasinin gelişmesi için değil, özellikle de kendi ideallerini yansıtabilmek, bunu özellikle ısrarla devam ettirebilmek amacıyla kullandılar.

Medya, halk adına kamuoyu oluşturan bir kuvvet olmaktan ziyade kendisini siyasetin, yargının, yasamanın, yürütmenin özellikle yerine koyan bir konumda olmuştur.

 

"Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını terör örgütünün emrine verenlere..."

 

Darbe dönemlerinde Türk medyası kötü bir imtihan verdi.

Türkiye'de Anayasa ve yasalar herkes için bağlayıcıdır. Siyasetçiler gibi gazeteciler de hukuka bağlı kalmak zorunda. Özgürlüklerin de bir sınırı vardır. Ben de sınırsız özgürlüğe sahip olduğumu söyleyemem. Bügün ülkemizde mesleğini gazetecilik olarak belirten cezaevinde bulunan 177 kişiden sadece 2'si sarı basın kartı sahibidir. Haber peşinde koşmakla ihanete aracılık etmek tamamen farklı şeylerdir.

Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını terör örgütünün emrine verenlere, eline silah alıp dağa çıkan arasında temelde bana göre hiçbir fark yoktur.

Dünyanın hiçbir yerinde devlet sırlarını sözüm ona haberleştirmek gazetecilik olamaz.

 

"Adalet yollarda değil, adalet binalarında aranır"

 

Bugün ortalığı ayağa kaldıranlar nümayişle suç bastırmaya çalışmak yerine öncelikle kendilerini hesaba çekmeli. FETÖ ile işbirliklerini sorgulamalıdırlar. Hukuk önünde hiç kimse dokunulmaz değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldırınlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar. Adalet yollarda değil, adalet binalarında aranır. Rahmetli Demirel'in ifade ettiği gibi 'yollar yürümek ile aşınmaz' bunu aşındıramayacaklar. Varsa bir haksızlık müracaat edeceğin yer belli. Siyasette sözü olanın bunu ifade edeceği yer de yol kenarları değil meclis kürsüsüdür. Gelirsin Meclis kürsüsünden ifade edersin. 

 

"Onların F-16’sı vardı, siz de yürüyüş yapıp akşam dinleniyorsunuz"

 

Mahkeme kararlarının da usulleri bellidir. Bunun dışında bir hareket tarzının ne ülkeye ne millete ne de adaletin tecellisine katkısı olmayacaktır. Bu ülkeyi birlik beraberlik içiresinde muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak istiyorsak o zaman ülkeyi karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Sizin gibi 15 Temmuz'da da bunu yapanlar oldu. Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16'ları vardı. Tanklar, toplar ile saldırıyorlardı. Sizlerde yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz. Sizler kalkıp TEM'i, E-5'i işgal ederiz diyecek olursanız o zaman durum aynen 15 Temmuz'a dönüşür. Ona da tabii ki müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok. 

 

"Bunu bir tehdit yolu olarak düşünüyorlarsa, hiç mi hiç kazandırmayacaktır"

 

Zaten yapılan iş hukuki değil. Yasal yollardan bunu böyle bir adım atmak suretiyle gidişiniz şu anki hükümetimizin bir inceliğidir. Daha da ileri gidiyorum lütfudur. Bunun da çerçevesi içinde devamı ama bu şekilde kalkıp da gerek ulusal, uluslararası bazda ülkemizde özgürlüklerin olmadığı bir ülke havasında yansıtmanın gayreti içerisine girmek bu ülkeye bir şey kazandırmayacağı gibi kendilerine de bir şey kazandırmayacaktır. Bunu bir tehdit yolu olarak düşünüyorlarsa, hiç mi hiç kazandırmayacaktır. Her şey ortadır."