Erdoğan'dan 'parti içi' çıkışlara tepki: Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler seçim kampanyası süresince neredeydi?

Erdoğan'dan 'parti içi' çıkışlara tepki: Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler seçim kampanyası süresince neredeydi?

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden bazı siyasileri eleştirdi. "Maalesef belli seviyelere gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil" diyen Erdoğan, "Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler bütün seçim kampanyası boyunca neredeler ya?" diye sordu. "Zamanı geldiğinde bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz" diyen Erdoğan tepkisini, "Bunları sırtımızda taşıyacak değiliz" sözleriyle sürdürdü.

Konuşmasının devamında, AKP'nin sadece Ankara'da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Hangi ilçelerde neler oluyor bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler döndüğünü hepsini biliyoruz. Zamanı geldiğinizde bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz: Bunları sırtımızda taşıyacak değiliz. Bu parti bir davadır. Bu davaya gönül verenler sır küpü içinde kendilerini tutmaları gerekir. Tutmuyorlarsa kendileri bilir. Bizi diğerlerinden ayıran da budur" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, TBMM'den geçirilecek bir yasa değişikliği ile belediye encümeni seçim sisteminin değiştirileceğinin işaretini verdi. Erdoğan, “Encümende atanmışlar mı hakim olacak, seçilmişler mi? Tabii ki de seçilmişler. Geçmişte öyle diye buna böyle mi devam edecek? Yanlışın neresinden dönerse kardır diyerek bu yanlışı düzeltmek lazım” dedi.

Muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde uğradığı linç girişimine ilişkin olarak konuşan Erdoğan, CHP'nin seçim sürecinde PKK güdümünde hareket ettiğini söyleyerek, "PKK ile iş birliği, el birliği yapacaksın, bunları yutalım mı? Yutmayacağız arkadaşım" dedi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu, "Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun" diye eleştirdi.

 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Toplantımızı ülkemiz ve partimiz için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Toplantımızı bu defa farklı bir şekilde yapıyoruz belediye başkanlarımız be diğer teşkilat mensuplarımızla yapacağımız bu toplantıda değerlendirmelerimizin hassasiyetle olmadı ve 31 Mart seçimlerinde yaşananlar bundan sonra önümüzdeki süreç malum bu süreci en güzel şekilde değerlendirmek için hazırlıklarımız ve tabii ardından 2024 yerel seçimleri, buna yönelik de yapılacak hazırlıklar, gerek teşkilat yönetimlerinde atacağımız adımlar, gerekse takınacağımız tavırla çok büyük önem arz ediyor. 31 Mart'ta yeniden veya ilk kez seçilenleri bir kez daha kutluyorum.

"Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oranı yakalamamıştık. Bu sonuç AK Parti olarak girdiğimiz seçimlerdeki en yüksek ikinci oy oranıdır. Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan hem de 24 Nisan seçimleriyle uyumlu bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki dörtlü ittifakın toplamı ise yüzde 44 buçukta kaldı.

"Sayın Bahçeli'ye, ve ekibine teşekkür ediyorum"

"Sayın Bahçeli'ye, ekibine ve tüm MHP'li kardeşlerimize bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. Belediye başkanlıklarında da önemli bir başarıya imza attık. Milletimiz bize, 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe, 203 belde belediyesini yönetme sorumluluğunu vermiştir. Milletimiz ülkemizdeki toplam 1389 belediyenin 758'ini Ak Partili kadrolara emanet etmiştir. Oranlamayı belediye sayısına göre yaptığımızda başarı sayımızın yüzde 54.2'ye çıktığını görüyoruz. 

"Biz esasen İstanbul ve Ankara'da seçim kaybetmedik, kazandık"

"İtirazlar sebebiyle seçimin yenilenmesi kararı verilen 3 ilçe bu tablonun dışındadır. Yaptığımız itirazlar ve YSK tarafından değerlendirilen İBB için seçimleriyle ilgili süreci de sonuna kadar takip ediyoruz, edeceğiz. İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıkıyor. Biz esasen İstanbul ve Ankara'da seçim kaybetmedik, kazandık. Arkadaşlar, her şeyden önce kazanmak nedir, kaybetmek nedir, bunun üzerinde ayrıca durmak gerekir. İstanbul'da 39 ilçenin 24'ünde AK Parti, 1'inde MHP olmakla beraber 25 ilçeyi almış bulunuyoruz. Kalan 14 belediyede muhalefet ipi göğüslemiştir.  İBB Meclisi'ndeki 312 üyeden 176'sı Ak Parti'ye 4'ü MHP'ye, 132'si diğer partilere mensuptur. Ankara'da da durum farklı değildir. 25'den 19'unu Ak Parti aldı, 3'ünü MHP aldı, 22. Ne kaldı onlara 3 tane.

"Büyükşehir belediye başkanlıklarını nasıl kaybettiğimizi elbette sorguluyoruz"

"Ezici çoğunluk elde ettiğimiz her iki yerde büyükşehir belediye başkanlıklarını nasıl kaybettiğimizi elbette ki sorguluyoruz. Tedbirleri inşallah alacağız. CHP, demokratik hakların kullanılması konusunda sınıfta kalmıştır. 

"CHP'liler seçimlere gölge düşürmeye çalışıyor"

"CHP'liler seçimlere gölge düşürmeye çalışıyor. CHP genel başkanı 16 Nisan referandumundan sonra yapılan açıklamalar arşivlerimizde duruyor. Ak Parti'nin sergilediği olgunluk CHP tarafından asla gösterilmemiştir. Öyle ki CHP genel başkanı halk oylaması sonuçlarını tanımayacağını söyleyecek kadar ileri gitmiştir. Hatta Anaya Mahkemesi'ne her zaman olduğu gibi başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi onlar için en önemli müracaat kapısıdır. CHP'nin bu hukuk tanımamazlığı hem AYM'de hem de AİHM'de karşılık bulmamıştır.

Erdoğan'dan İş Bankası'na yanıt

"Son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Kamu yöneticiliği bu vasfı taşıyanların memur sıfatıyla orada olması gerekirken, kamu yöneticisi olmadığı halka birçok bankalardaki adeta işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur, bu güne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Garanti Bankası, FİBA, Şeker Bank. Bu banakların binlerce çalışanı buralarda görev almıştır. Dün İş Bankası açıklama yaptı, 'Bunalr bizim bilgimiz tahtındadır' gibi. Biz zaten tahtındadır diye bir şey söylemedik. Biz sizin çalışanlarınızın buralarda görev aldığını söylüyoruz.

"Daha birçok şeyler var. Bunların üzerinde ben duracak değilim. YSK'nın verdiği karara uyacağız; 'AK Parti umudunu kesti' deniyor; arkadaşlar son ana kadar hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz.

"Demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil"

"Meclis'teki seçimlerde İstanbul'da tüm belediye başkan vekilliklerini bizim arkadaşlarımız kazandı. Şimdi önümüzde encümen var. 5 tanesi seçilmiş, 5 tanesi atanmış artı bir de belediye başkanı. Bunu da ben şahsen demokrasiye uygun bulmuyorum. Çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil. Yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda ele almak şart. Bunun çalışmasının yapılması lazım. Geçmişte öyle diye buna böyle mi devam edecek? Yanlışın neresinden dönerse kardır diyerek bu yanlışı düzeltmek lazım.

"İçimizde de bize yanlış yapanlar var"

"Biz 'artık bu iş bitti kaybettik' noktasında değiliz. Hakkımızı elimizdeki tüm hukuki verilere dayalı olarak arayacağız. Bunun çalışmasını da sürdürüyoruz. Tabii şunu da söylemem lazım, ne yazık ki biz dışarıyla bir mücadele verirken ama içimizde de bize yanlış yapanların da olduğunu burada ifade etmeden geçemeyeceğim. Tabii bu yeni bir şey değil. Bu ilk insanla başlayan bir süreç. Hamil'le Kabil arasındaki o süreç hâlâ devam ediyor. Kıyamete kadar da devam ediyor. Maalesef içimizde belli seviyelere gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler bütün seçim kampanyası boyunca neredeler ya? Bunlar nereye gittiler? 'Efendim ben beğenmedim' Beğenmeyebilirsin. Biz herkesin beğeneceği isimleri bulma bir başarıyı ne zaman gösterdik ki bugün de göstereceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Burada bir yönetim varsa bu yönetim istişarelerini yapar ve bir karar verir. Bu karara da hep beraber uyarız. İşte bu bir teşkilatın ahlakıdır. Ama bu ahlaktan mahkum olanlar, kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar. Bunu bilmeleri lazım.

"Zamanı geldiğinde bunların hesabını sormasını biliriz"

"Bilesiniz ki bu teşkilat sadece Ankara'da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat değildir. Hangi ilde, hangi ilçelerde neler oluyor, bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler olduğunu, döndüğünü, hepsini biliyoruz. Gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz. Bunları sırtımızda taşıyacak değiliz. Bu parti bir davadır. Bu davaya gönül verenler sır küpü içinde kendilerini tutmaları gerekir. Tutmuyorlarsa kendileri bilir. Bizi diğerlerinden ayıran da budur. 

"Yeni kadrolarla saflarımızı güçlendireceğiz"

"Siyasette nasıl olduğunuzu seçim sonuçları ortaya çıkarır. Milletimiz bize çalışın bekamıza istiklalimize hayata geçirin, hedeflerimizden kopmayın mesajını vermiştir. Bununla birlikte daha 10 ay önceki seçilerde yüzde 60, 70 oy aldığımız kimi ilçelerde kaybetmiş olduğumuz yerlerin bize anlattıklarını da göz ardı etmiyoruz. Bunun bize anlattığı mesajı göz ardı etmiyoruz Kırşehir, Karaman, Yozgat, Kırıkkale gibi yerlerde pek çok örnekte bu sıkıntıyı yaşadık. Bunları yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız. Değişim hayatın bir gerçeğidir. Değişimleri adım adım gerçekleştireceğiz. Bu adımları birileri istediği için değil, kendi ihtiyaçlarımıza göre atacağız. Hiçbir emeği, birikimi, potansiyeli heba etmeyeceğiz. Yeni değerler, kadrolarla saflarımızı güçlendireceğiz.

"Herkese kucak açıyoruz"

"Sırtını terör örgütlerine dayayanlar bizi anlayamaz. Türkiye karşıtı senaryolarının figüranlarına razı olanlar bizi kavrayamaz. Sırça köşklerinde yüksek siyasetçilik oynayanlar bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez. Ak Parti milletin partisidir. Ülkemizi ve milletimizi hedeflerine ulaştırmak için herkese kucak açıyoruz. Eğilmeyecek, bükülmeyeceğiz. Zehirli oklarını partimize sağlamak için dört bir yanda bekleyenlere bu meydanı bırakmayacağız.

"Söylemler keskinleşir ancak bizim siyasi kültürümüzde sandıkların kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi geride bırakıldı. İcraat dönemiyle seçim dönemi farklıdır. Biz kızgın demiri soğutalım çağrımızla bu ince noktaya dikkat çektik. Önce Türk milleti, kardeşlik, demokrasi, yatırım, üretim, istihdam, ihracat diyen bir parti olduk.

"Gün bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenme günüdür"

"Ne zaman içimize kapanmış birbirimizle kavga etmişsek o zaman kaybettik. Gün bir, iri, diri, kardeş olma hep birlikte Türkiye olma günüdür. Gün bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenme günüdür. Cumhur ittifakı bu ortak paydanın itici gücüdür. Bu ülkedeki tek kutuplaşma Türkiye ortak paydasında buluşanlar ile terör örgütü safında bulunanlar arasındaki kutuplaşmadır. Onun dışında bir kutuplaşma bilmiyoruz. Ülke olarak böyle bir kutuplaşmaya da ihtiyaç yoktur.

Lince uğrayan Kılıçdaroğlu'na: Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun

"CHP zihniyeti hep yaptığı gibi bir şehit cenazesinde yaşana bir müessir hediyesi yine çığırından çıkarmaya çalıştı. İşi çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Şehit cenazesine katılmak, ailenin acısını paylaşmak elbette herkesin hakkıdır. Güzel de bir şeydir. Ancak seçim sürecinde kendini PKK'nın güdümünden kurtaramamış, PKK ile işbirliği yapmış ve bu konuda atması gereken adım daha dikkatli olması gerekenler, daha özenli hareket etmek zorunda olamaları gerekir. Acaba buraya gitmek ne getirir, ne götürür? Çünkü bu şehit nereden geliyor? Senin iş birliği yaptığın o PKK'nın canavarlarının alçaklarının siyasi görüntüsü olan HDP ile sen iş birliği yapmışsın. Şimdi bunu söylemeyelim mi? İş birliği, el birliği yapacaksın, bunları yutalım mı? Benim mehmedimi şehit edenlerle iş birliği yapacaksın. Yutmayacağız arkadaşım, bunları söyleyeceğiz. Dağ ile anlaşacaksın, dağ sana talimat verecek, bunları televizyonlarda hep izledik. Ve sen onlarla dayanışma halinde olacaksın sonra da Çubuk'a gideceksin. Ya siz benim Çubuk'taki köylümü, kardeşlerimi hiç düşünmüyor musun? Ben bir cumhurbaşkanı olarak bir şehit evine giderken gidişim rahatsız eder mi etmez mi diye soruyorum. Memnun oluruz derlerse gidiyorum. Bir sıkıntı var derlerse gitmiyorum İkinci bir sıkıntıyı niye yaşatayım. Herkes beni m gibi düşünmek, beni sevmek zorunda değilim. Yaptığım görevi de bir siyasi istismar haline getirmeye gerek yok. Yav sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun. Çıkıyor bunların bazı hokkabazları hükümetten kimse orada kimse yoktu. Benim bakanlarım orada bulundular. Maalesef onlar bir bilgi kirliliği ortaya koymak için bunları yapıyorlar.

"Biz kimsenin şiddete maruz kalmasını tasvip etmedik" 

Kaldı ki Çubuk'un oy potansiyeli ortada. Adeta sen zaten orada yoksun. Ver kalkıyorsun dolaylı yollardan o köyü terörist olarak ifade ediyorsun. Nasıl ifadeler kullandığının da farkında değiller. Aile zaten gelmenizi istemiyor. Buna rağmen oraya gidiyorsunuz. Biz kimsenin şiddete maruz kalmasını tasvip etmedik. Geçmiştekileri iyi biliyoruz. Bay Kemal Hacı Bektaş'ta bizim bakanımız Bekir Bey'in senin gözlerinin önünde nasıl darp edildiğini biliyoruz. Konuşmanda bir geçmiş olsun temennide bulunmadın. Bunlar da kayıtlarımızda var. Aynı şekilde Tamer Beye yapılan saldırı, sizin besleme medyanızın nasıl başlıklar attığını biliyoruz, bunların hepsi bizim gündemimizde var. CHP'nin Çubuk'ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak işi şehitlerimize, terörle mücadeleye, AKP'ye, hükümete karşı bir nefret kampanyasına çevirmeye çalışması yanlıştır.

"Biz sizin cibiliyetinizi de, geçmişinizi de biliriz"

İstanbul'da zafer sarhoşluğu içinde Şişli'de bir kız yurduna saldıracak kadar gözü dönene CHP'lilerin Çubuk halkını teröristler gibi bir ifadeyle yaftalamaya hakkı yoktur. O yurttaki kızlarımızın o geceyi nasıl geçirdiğini acaba Bay Kemal sen biliyor musun? Sizin bu konularda zerre kadar hassasiyetiniz yok. Biz sizin cibiliyetinizi de, geçmişinizi de biliriz. Milletin değerlerine, devletin kadrolarına, masum insanlara neler yapabileceğinin işaretlerini vermiştir. CHP'li kabul edilebilecek belediyelerde işçi kıyımları başlamıştır. Asgari ücret ilan ediyorsun ne asgari ücreti, biz zaten ilan ettik. Böyle bir yalanlarla dolu çuvalın ağzını kapatmışlar millete yutturmaya çalışıyorlar. Ellerine fırsat geçtiğinde hemen gerçek yüzlerini ortaya çıkarıyor içlerindeki kişi ortaya döküyorlar. 

"CHP'nin kutuplaşma siyasetine karşı milletimizle birlikte kültür ve inancımıza göre mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bizi CHP'nin HDP'nin yaptıklarından ziyade 2002'ye kadar beraber yol yürüdüğümüz birinin söyledikleri, politikaları üzüyor. Seçimde aldıkları oy ne olursa olsun, görmezden gelemiyoruz. Ardahan'da üniversite kurmanın anlamı ne diyor? Hocası var, talebesi yok diyor.  Adama sormazlar mı tabelesı var, binası yok. Boğaz'a girdiğin zaman Büyük Çamlıca Camii'ni göreceksin. Bunlara oy verenler herhalde bu sözlerden ötürü hesaba çeker. Cahil insan gülün güzelliğini görmez dikenine takılır. Bay Temel öğretim üyesi öğrencisi yok diyorsun. Iğdır Üniversitesi 6 bin 500 öğrenci 278 öğretim elemanı ile faaliyetlerini sürdürüyor. Büyük Çamlıca Camii'ni küçümsemek hangi akılla izah edilir bilmiyorum. Mİlletimizin bu hezeyan sahiplerine hak ettikleri dersi vereceklerine inanıyorum.

"Ermeni tehciri ne soykırım ne de büyük felakettir"

Ermeni meselesinde Türkiye'nin utanacak bir geçmişi yoktur. Bir asır önce bu toprakalrda yaşananların mağduru varsa o da bizim milletimizdir. Balkan Savaşları sırasında ve sonrasında kadını ve çocuğuyla 2 milyon kardeşimizi kurban verdik. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Rus ve Ermeni işgallerinde bu kadar vatandaşımız katledildi. Sözünü ettiğimiz kayıplar sivil kayıplardır. Ermeni tehciri bir hicrettir. Bir mecburiyet olarak uygulandığı için acılar yaşanmıştır. 

Şayet Ermenilere karşı iddia edildiği gibi bir yola başvurmuş olsaydık bugün Avrupa'dan Amerika'ya, Kuzey Afrika'dan Kafkasya'ya kadar geniş bir alanda yaşayan milyonlarca Ermeni'den söz edilemezdi. Ama bunların konuşulacağı yer parlamento binaları değil arşivlerdir. Bunu yapacak olanlar da bilim insanlarıdır. Bizim arşivlerimiz Ermeni meselesi konusunda herkese açıktır. Davet ettik kimse gelmiyor, arşivlerde neler olduğunu bildikleri için. 

Amaçları gerçekleri anlamak olan herkes bu arşivlere girebilir. Bunun dışında her mesajı reddediyoruz. Ermeni tehciri ne soykırım ne de büyük felakettir. Bu acı bir olaydan ibarettir. Fransa Cumhurbaşkanı önce bu işleri öğrenmeli. Bu işleri bilmiyor. Yanlış kılavuz seçtiği için yanlış konuşuyor. Ülkesinde 700 bin Ermeni  var diye bu mesajı vermek seni kurtarmayacak. Siyasette dürüst olmazsan kaybedeceksin.

"ABD ile S-400 konusunda görüş ayrılığı var"

ABD ile S-400 konusunda ciddi bir görüş ayrılığı halindeyiz. Kim ne derse desin bizim için asıl önemli olan ülkemizin istikbalidir. Suriye'deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı ve derhal S400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz. Şu şöyle demiş bu böyle demiş hepsi bir kenara. Biz ne diyoruz o önemli. 

"Türkiye'yi beğenmiyorsanız bu işi bitirelim"

Avrupa Birliği için tüm kriterler yerine getirilmiştir. Bunun nedeni birliğin izlediği tutarsız politikalardır. Kendi ilkesizliklerinin üstünü kapamak için ülkemizi suçlama yoluna gidiyorlar. AB ile ilişkilerin geliştirilmesi veya sonlandırılması konusunda bir adım atılacaksa bunu yapacak olan Avrupalılardır. Türkiye'yi beğenmiyorsanız bu işi bitirelim. Havadan sudan bahaneler uyduruyorsunuz. Türkiye AB müzakereleriyle ilgili çok kan kaybetti. Biz verilen sözlerin yerine getirilmesini sabırla bekliyoruz.

Golan Tepeleri Suriye'nindir İsrail'in değil. 1947'den itibaren yaptığı işgallerle İsrail bir işgalci yapılanmadır. Bu işgalci yapılanma gücünü ABD'den alıyor. Bu güçle beraber işgal hareketini devam ettiriyor.

Personelde şişirme kadrolaşma işine giden kaybeder. Böyle belediyecilik olmaz. Bunu yaptığınız zaman belediye olarak hangi yatırımı yapacaksınız? Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla yapacağımız çalışma neticesinde bunu bilimsel bir zemine oturtacağız.