Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, üniter yapılı başkanlık sistemine verdiği ve tüm dünyada tartışma konusu olan ‘Hitler Almanyası’ örneğine ilişkin olarak ilk kez konuştu. Erdoğan, "Hitler örneği verdim hemen şahsıma hücum etmeye kalktılar; Almanya parlamenter sistemle yönetiliyordu ama buna rağmen Hitler gibi bir diktatör ülkenin başına musallat oldu. Ben bunu söyledim" dedi.
Erdoğan, "Başkanlık sistemi bu milletin tarihinde var olan fiili uygulaması bulunan yönetim tarzıdır" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 18. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
Şunu açıkça söylüyorum; burada aslolan şey şudur. Toplumsal mutabakatın sağlanması. Bu ziyaretler ne için yapılıyor? Bu milletin vekilleri olarak bir mutabakat adımı atılsın. Hatta nasip olursa şu anda kurlacak komisyonda bu adım atılırsa sonunda bir de bununla ilgili bir arama konferansı da yapılabilir. Millet ne diyor, milletin de kanaatini de alıp kanaat neticseinde nihai kararı vekiller vasıtasıyla değil, asıllar kararıyla vermek bu işin en isabetlisi olacaktır.
2011 seçiminden sonra benzer bir tecrübe oldu. Daha hızlı ve daha samimi bir anayasa süreci yaşanacağına inanıyorum. Meclis’te başlatılacak çalışmaların verimli olabilmesi için her partinin kendi tekliflerini ortaya koymasında fayda görüyorum. Böylece kimin gerçekten yeni anayasa için çalıştığı kimin de sadece sistemi tıkmanın peşinde olduğu çıplaklığıyla görülmüş olur.
Üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de başkanlık sistemidir. Muhalefet partilerinin bu konuda kendi ttarihleriyle çelişen tutumlarını anlamakta zorlanıyorum. Tutarlı bir politika ortaya koymak yerine ötekiler ak diyorsa ben kara diyeyim diyorsa..
Başkanlık sistemi bu milletin tarihinde var olan fiili uygulaması bulunan yönetim tarzıdır.
Parlamenter sistem dikdatör üretmez diyenler var.
Hitler örneği verdim hemen şahsıma hücum etmeye kalktılar; Almanya parlamenter sistemle yönetiliyordu ama buna rağmen Hitler gibi bir diktatör ülkenin başına musallat oldu. Ben bunu söyledim.
Aynı şekilde Fransa bulamadığı istikrarı yarı başkanlıkta buldu.
Demek ki burada asıl mesele ülkenin hedefleriyle yönetim biçimi arasındaki ilişkiyi doğru kurabilmektedir. Türkiye’nin de yönetim sistemini kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeye ihityacı vardır. Türk biçimi veya Türkiye biçimi dedim başladılar saldırmaya. Bunalr kendi ülkelerinin markasını da istmeiyorlar. Mecbur muyuz illa Amerikan sistemini söylemeye. Biz hepsini alırız adeta bir arı gibi ondan da ondan da toplarız balımızı yapar milletimize sunarız.
Ülkemizde mevcut sistemin işleyişinden memun olan var mıdır? Bugüne kadar duymadım. Şahsen sürekli müdehalelre çanak tutan sistemin ülkeme faydası olmadığını düşünüyorum.
Devamlı darbe getiriyor bu sistem. Çare olarak da Özal’dan Türkşe’e kadar teklif edilen başkanlık sistemini öneriyorum. Türkeş’in varisleri buna karşı çıkyıro. İş, kabir ziyaretiyle bitmiyor, zihin ziyaretiyle, zihin hazmedilmiş olsa karşı çıkamazlar.