Sözcü Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, kadın polislerin başörtüsü takabileceğine dair yönetmelik düzenlemesinin ardından Danıştay'da da bu düzenlemenin yürürlüğe girdiğini yazdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine 24 üye seçildiğini hatırlatan Öztürk, "Cumhurbaşkanı'nın atadığı 3 kadın üyeden Oya Işık ve Binnaz Mahioğlu türbanlıydı. Böylece türban, Cumhurbaşkanı kontenjanından atanan iki üyeyle birlikte yüksek yargıya da girmiş oldu" ifadesini kullandı.
Saygı Öztürk'ün Sözcü'de "Türban, yüksek yargıya da taşındı" başlığıyla yayımlanan (30 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
Darbe girişimi Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde önemli bir güç haline geldiğini ortaya koydu. Açıkçası, TSK içinde bu kadar Fethullahçı olduğu tahmin edilemezdi. 15 Temmuz'un yaraları sarılmaya çalışılırken, Atatürk'ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini unutanlar, sonunda istediklerini başardı. Dileriz, o topraklarda yeni şehitler verilmez.
Ülkemizi tam anlamıyla batağa çekmek isteyenlerin hain tuzakları da var. Siviller bazı binalara doldurulup, pikapların üzerine uzun menzilli silahlar yerleştirilip örgüt karargahı gibi gösterilen yerlerin bombalanması hedefleniyor. Böylece, Türk askerinin sivilleri hedef aldığı propagandası yapabilmek için her şeyi yaparlar. Türkmen yöneticilerden Samir Hafez de, bu konudaki tuzaklara dikkat çekiyor, Türkiye aleyhine müthiş propagandalar yapılacağını söylüyor.
Önce üniversitelerde, sonra imam hatip liselerinde, devlet dairelerinde türban serbest bırakıldı. Bu düzenleme sırasında türbanın silahlı kuvvetlere, emniyete, yargıya girmemesi de öngörüldü. Ama zamanı gelince buralara da yayılacağı biliniyordu.
Darbe girişimi soruşturması, kamu kesiminde açığa almalar, tutuklamalar derken, askerimizin Suriye'ye girmesine gözler çevrilmişken, birden kadın polislerin türban takabileceklerine ilişkin yönetmelik düzenlemesi yapıldı. Sıra türbanın yüksek yargıya taşınmasına geldi. Sessiz sedasız onu da yaptılar. Yargıtay ve Danıştay'da üye sayısını azaltmak amacıyla yapılan düzenleme kapsamında bütün üyeler önce açığa çıkarılacaktı. İşte tam o günlerde Cumhurbaşkanı tarafından Danıştay üyeliklerine Göç İdaresi Başkanlığı 1. Hukuk Müşaviri Oya Işık ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1. Hukuk Müşaviri Binnaz Mahioğlu atandı. Yasa gereği, yüksek mahkeme üyeliklerine, üyeliği sona erenler arasından atama yapılacağı için iki kadın üye de yeniden seçilebilecekler arasında yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Danıştay üyeliğine 24 üye seçildi. Cumhurbaşkanı'nın atadığı 3 kadın üyeden Oya Işık ve Binnaz Mahioğlu türbanlıydı. Böylece türban, Cumhurbaşkanı kontenjanından atanan iki üyeyle birlikte yüksek yargıya da girmiş oldu… Yüksek yargıdaki bu durum, türbanın artık alt mahkemelere de sokulacağı anlamına geliyor. Yakın bir gelecekte yargıda sakal dönemi de başlarsa buna da şaşırmamak gerekiyor.
Yargı mensubunun dinsel, ideolojik, etnik durumunu yansıtmaması esastır. Türbanlı yargıç başı açık bir kadınla ilgili o kişinin aleyhinde doğru karar verse bile “hâkim türbanlı, benim başım açık olduğundan aleyhime karar verdi” diye düşünmesinden bile yargı yara alır ve güven sarsılır.
Yargının bazı dönemlerde siyasi iktidar tarafından “sivil darbe aracı” olarak kullanıldığı, siyasi ve ekonomik rakipleri tasfiye ettiği bilinir. “Ergenekon”, “Balyoz” döneminde olanları, hatırlayalım. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, bu kadar Fethullahçı kadro varsa bunlar zamanında yargı eliyle gerçekleştirilen darbenin bir sonucudur. Adalet doğru, yansız ve tarafsız çalışırsa bu silah kullanılmayacak. 5 bin yıl önce yazılan Hamurabi Kanunu'nun 5. maddesinin içeriğini hatırlatalım:
“Bir yargıç, bir davaya bakıp bir karara varırsa hükmünü yazılı olarak sunar. Daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun tarafından kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan edilerek yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla yargıçlık icra etmek için oraya oturamaz.”
1 Eylül'de yeni yargı yılının açılışı var. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı sarayında yapılacak adli yıl açılışına katılmayacak. Saraydaki açılışın yaratacağı olumsuzluğun farkında…
Devleti örümcek ağı gibi sarmışlar. Yıllarca Fethullahçılara yol verenler, en kritik görevlere gelmelerini sağlayanlar, şimdi onları ayıklarken, bu yapıyla hiç ilgisi olmayanlar da arada kaynıyor. Bayrama girerken on binlerce ailenin büyük acılar, sıkıntılar içinde olduğunu da belirtelim.
Fethullahçılar ayıklanıyor ama Menzilciler, Kırkıncı Hocacılar, Okuyucular Yazıcılar, KÖZ'cüler, Milli Damarcılar, Nakşiler daha neler neler… Şu anda en etkili olan da Hak Yolcular gözüküyor. Hemen her grubun içinde de Fethullahçılar kendilerini gizlemeyi başarıyor.
Devlet bir cemaatten temizlenirken, yerlerini başka cemaatlerin almalarına izin verilmemeli… Onların da güç elde ettiklerinde darbelere kalkışmayacağını da kimse garanti edemez.