-ERDOĞAN: BAYRAĞIMIZI AYAKLARI ALTINA ALIP YAKIYORLAR MUŞ (A.A) - 30.04.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bayrağımızı ayakları altına alıp yakıyorlar, bunu bunlar yapıyor. Bir çok yerlerde son zamanlarda bunu çoğaltmaya başladılar'' dedi. Muş Belediye Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, ''Muşlu anaların gönlüne sürur gelsin istiyoruz. Bizim bu noktada ne kadar samimi olduğumuz ortada. 8,5 yıldır, önce kaldırılması tartışma konusu dahi yapılmayan, yasakları biz kaldırdık. Buralara partiyi kurmaya geldiğimizde. Bana ne demiştiniz? 'Şu olağanüstü hali kaldırın yeter' Gelir gelmez kaldırdık mı? 'Şu çekiç gücü bir kovun gitsin yeter' Hemen çekiç gücü gönderdik mi? Düşünebiliyor musunuz? Bu ülkenin televizyonlarında Kürtçe konuşulmuyordu. Yarım saat konuşulsun mu konuşulmasın mı bu tartışılıyordu? Biz, şimdi 24 saat TRT Şeşle yayın yapıyor muyuz? Anneler cezaevlerinde yavrularıyla Kürtçe konuşamıyordu. Kaldırdık mı? Konuş kardeşim konuş istediğin gibi konuş. Yaptık mı bunları? Şarkı, türkü konuşulamıyordu, konuş. Kurs açılamıyordu Kürtçe. Kurs aç, açıldı. Şu anda üniversitelerimizde Kürtçe bölümler açtık. Git öğren kardeşim. Bizim böyle bir endişemiz yok düşüncesine güvenen, düşünce hürriyetinden korkmaz biz bu yola böyle çıktık'' dedi. -''4 YIL İÇİNDE ELEKTRONİK KİTAPLARINIZI DA DAĞITACAĞIZ''- Eğitim alanında yaptıkları çalışmalara da değinen Erdoğan, öğrencilerin hepsine ı Pad büyüklüğünde elektronik kitap dağıtacaklarını bildirdi. Erdoğan, ''Okullarımızı 4 yıl içinde bu akıllı tahtalarla donatacağız. 4 yıl içinde elektronik kitaplarınızı da dağıtacağız. ABD'de, Japonya 'da ne kullanıyorlarsa benim Muş'daki kardeşim de onu kullanacak'' diye konuştu. ''Bugün Ergenekon...Bu yolsuzluklara bulaşmış olanları yanında taşıyanlar var mı?'' diye soran Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Var. Onlarla iktidara geleceğini zannedenler var mı? Var. Ama benim milletim onlara yol vermeyecek. Evet mi? Siz zaten 12 Eylül'de de yüzde 92 ile 'Evet' demiştiniz. Evelallah Muş bu. Bu ülkede çok enteresandır. PKK terör örgütünün lider kadrolarından 8 tanesi uyuşturucuya, uyuşturucu kaçakçılığına bulaştığı için bunların Amerika'daki mal varlıklarına, Amerikan hazinesi tarafından el konuldu, donduruldu. PKK neyle uğraşıyor gördünüz mü? Bakınız bunlar Türkiye'de neyle ilintili. Ne yazık ki BDP ile ilintili çalışıyorlar. Bunları artık açıkça söylemeye mecburuz, memuruz bazı gerçekleri ben, millet olarak bilmenizi istiyorum. Yani halkımızı nasıl aldattıklarını bilelim. Soruyorum sizlere benim Kürt kökenli kardeşlerime, Kürt kardeşlerime acaba bu BDP bu bölgede ne getirdi? Bana söyler misiniz? Alt yapı mı getirdi? Kanalizasyon mu, içme suyunu mu, okul mu, yol mu getirdi? Ne getirdi. Sadece belli tutturdukları bazı şeyler var...Bunun dışında hiç bir şey yok. Bunlara bakın işlerine gelmediği için, bu işi başaramayacaklarını anladıkları için dinimizle, imanımızla, kutsal değerlerimizle adeta dalga geçiyorlar, ayakları altına alıyorlar. Bayrağımızı ayakları altına alıp yakıyorlar, bunu bunlar yapıyor. Bir çok yerlerde son zamanlarda bunu çoğaltmaya başladılar. Bu bayrak, sizi niçin bu kadar rahatsız ediyor? Bu bayrak sizi rahatsız ediyorsa, o zaman sizin bu ülkede demokratik mücadele diye bir şansınız zaten olamaz. İşlerine gelmediği zaman da tehdit savuruyorlar.'' 12 Haziran seçimleri yaklaşırken ''sivil itaatsizlik'' diye bir şey tutturulduğunu belirten Erdoğan, yeniden mağdur rolüne soyunulduğunu, çadırlar kurulduğunu söyledi. Miting yapılmak isteniyorsa aynen kendileri gibi miting yapılabileceğini, valiliğe bildirilerek yürüyüş yapılabileceğini, bunların hiçbirine mani bulunmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ama dertleri ne, bunlar yol kesmeye alışmışlar. Bunlar yasa masa tanımazlar. Yol kesecek, caddenin üzerine çadır kuracak, bilmem nereye çadır kuracak. Arkadaş miting mi yapacaksın gel yap. Bak ben de böyle yapıyorum mitingimi, sen de gel yap. Ama düşünebiliyor musunuz BDP'nin milletvekili, yüzü maskeli terör örgüt mensuplarını yanında ellerinde molotofkokteylleri onlarla yan yana fotoğraf karesinde ve BDP'li Diyarbakır Belediyesinden dışarıya molotofkokteylleri atılıyor. Bunların hepsi kameralarda var, hepsi çekildi, yakalandılar. İşte sıkıntı, gerilim buradan geliyor. Onun için devamlı uyarı yapıyoruz, 'Yapmayın, etmeyin, demokrasiye gölge düşürmeyin, gelin her şeyinizi açıkça konuşun, bu ülkede kardeşçe bu mücadeleyi sürdürelim. Eğer millet size yürü diyorsa siz yürüyün, ama demiyorsa o zaman da millete saygı duyacaksınız'. Kalkıp Tayyip Erdoğan'ı tehdit etmekle bir yere varamazsın. Bu istismarcılara sandıkta gereken cevabı verelim.'' ''İşte bugünlerde görüyorsunuz CHP'nin, CHP Genel Başkanı'nın halini'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''İlkeli, tutarlı, omurgalı bir siyasette Silivri ile Batman yan yana gelmez. Silivri'ye gidiyor tezgahında Ergenekon satıyor, Batman'a geliyor tezgahında KCK satıyor, Tunceli'ye gidiyor Alevilik satıyor, Konya'ya geliyor orada da Mevlana ile özdeş oluyor. Yapma dürüst ol, samimi ol. Biliyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu, Alevilik kültürüyle yetişmiş bir insandır, Alevidir, ancak Hacı Bektaş-ı Veli'ye saygısı olması gerekir, olduğunu da zannediyorum. Ama Hacı Bektaş-ı Veli ne diyor, 'eline, beline, dile hakim ol' diyor. Yani bu Arapça'da nedir biliyor musunuz? Arapça'da üç harften oluşur bu 'elif', 'dal', 'be' yani 'edeb'. Onun için de Hacı Bektaş-ı Veli, 'edeb yahu' diyor. Ama bunlarda bu var mı, yok. Nasıl küfrettiklerini duydunuz değil mi? Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun annesine saygı duyuyorum. Çünkü biz analara saygı duyarız, cennetin annelerin ayaklarının altında olduğunu bilenlerdeniz ve biz babanın ayağının altını öpmeyiz ama ben annemin ayağının altını öptüm, öpüyorum, öperim bu yaşımda bile.'' Muş'un, kutsal değerleri ayaklar altına alanları, kutsal değerlerle dalga geçenleri affetmeyeceğini, sandıkta hesabını da soracağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ben buna böyle inanıyorum. Bunlar apaçık şekilde gençlerin kanından besleniyorlar, annelerin gözyaşından besleniyorlar, bunlar yoksulluğun istismarından, terörün, acının devamından besleniyorlar. Bunların ne yapmak istediklerini, kime hizmet ettiklerini, kimin ekmeğine yağ sürdüklerini görmenizi, oynanan oyunu 12 Haziran'da bozmanızı istiyorum. 12 Eylül halk oylamasında ne yaptılar? Gittiler bu BDP, CHP ile birleşti. Ne diyordu BDP? 'Bizim partimiz devamlı kapatılıyor.' 'Tamam' dedik, 'Kapanmasın. Bak hazırlık yaptık. Gel beraber anayasa değişikliğinde bu paketin içine bunu da koyalım.' Ne oldu biliyor musunuz? Oylamaya BDP'liler giremediler, girmediler. 330'un iki oy altında kaldığımız için paketten düştü. Şimdi de çıkmış sağda solda konuşuyorlar bu BDP'liler; 'bizim partimiz devamlı kapatılıyor.' Sen kapatılmamasını istemiyorsun ki zaten, oradan besleniyorsun. 'Ne olur kapanırsa bir tane yenisini daha açarız' diyor. Şimdi tutturmuşlar baraj. Hep bunu konuşuyorlar değil mi?'' AK Parti'nin iktidara geldiği zaman da seçim barajının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi: ''Biz de bu barajla geldik ama ne oldu? Biz Türkiye'nin tamamını kucakladık. Biz sadece bir etnik yapıyı kucaklamadık. 74 milyonun tamamını kucakladık. 780 bin kilometrekareye hitap ettik.'' -''ABDEST NEREDE ALINIR BİLİYOR MUSUN?''- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aile başına 600 lira vereceğini söylediğini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Belediyeler, üniversiteli çocuklarımıza burs veriyordu. Aldınız bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürdünüz ve belediyeler çocuklara artık burs veremiyor. Bunu CHP yaptı, Kılıçdaroğlu sen yaptın, siz yaptınız, beraber yaptınız. Aldatmayın milleti, benim milletim artık bunları yutmuyor ama bu gerçekleri anlatacağız, bunları bilin. Şimdi yanına da bir tane yine almış bakıyorsun, şimdi merhum Ecevit'in koltuğuna sığınıyor, gelmiş bana burdan laf atıyor. Diyor ki 'merhum Ecevit'in ismini ağzına alması için' diyor, 'abdest alması lazım.' Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Ey Kılıçdaroğlu, abdest nerede alınır biliyor musun? Abdesti biz sadece namaz kılarken alırız. Bir de Kitabullah'ı okurken elimize aldığımızda. Olay budur. Bunun dışında, 'filancanın ismini ağzına alırken abdest al', yok böyle bir şey. Bu konularda biz rahatız sen kendine bak. Senin ne denli bu işlerle alakan var bilemem ama ben sadece Hacı Bektaş'ı Veli'nin hitabıyla sesleniyorum sana; eline, diline, beline hakim ol.''