Rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında İstanbul Adliyesi’nde Meclis Soruşturma Komisyonu’na ifade veren eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın, “Polisler eve gelmeden önce kapıya gelenlerin terörist olduğunu düşünerek 155'i aradım ve kapıyı açmadım” dediği ortaya çıktı. Bayraktar ifadesinde, "Ağaoğlu bürokrasiden yakındı. Ben de arkadaşım Bakanlık Mekansal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman'ı arayıp ilgilenmesini söyledim" dedi.
Abdullah Oğuz Bayraktar, İstanbul Adliyesinde 27 Ekim 2014 günü Meclis Soruşturma Komisyonu'na verdiği ifadesinde, 17 Aralık Yolsuzluk operasyonu kapsamında eve gelen polisleri terörist sandığını bu nedenle 155'i aradığını söyledi.
Bayraktar, operasyon sabahı en son telefon görüşmesini babasıyla yaptığını ve konunun eve polis olduğunu söyleyen birilerinin gelmesi üzerine olduğunu anlattı. Bayraktar şunları söyledi:
“Esasen polisler gelmeden önce kapıya gelenlerin terörist olduğunu düşünerek 155'i aradım ve kapıyı açmadım. Hatta daha sonra aşağıda kapıda bekleyenlere kimliklerini sordum. Kapıdaki kameradan kimliğin sadece polis logosu olan kısmını gösterdiler. Ben genelde isim ve fotoğrafı göremediğim için ikna olmadım. 155'i aramam üzerine gelen resmi ekibi görünce kapıyı açtım. Artık resmi bir ekip olduğuna göre önce gelenlerle ilgili endişem ortadan kalktı.”
Alınan bilgiye göre, Bayraktar komisyon ifadesinde, iş adamı Ali Ağaoğlu, Emrullah Turanlı ile ilişkisi ve “yemek fabrikası” konularında da şu bilgileri verdi.
Bayraktar şunları söyledi:
“Ali Ağaoğlu'nun ‘Bakırköy 46’ isimli bir projesi için imar izni alınması yönünde yapmış olduğu girişimden sonuç alamamasından sonra karşılaştığımız zaman bana bu projeyle ilgili kurumlardan istenen görüşlerin zamanında gelmediğini kurumların cevap vermesi için destek olmamı istedi. Daha doğrusu bürokrasiden dert yandı. Bürokrasinin yani bir hafta içinde cevap vermesi gereken konuya 3 aydır cevap vermediğini söyledi. ‘Bir sorar mısın neden bu kadar gecikiyor bu iş’ diye söyledi. Bende daha önceden beri arkadaşım olan Bakanlık Mekansal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman'ı arayıp uzun zamandır bir evraka cevap verilmediğini bununla ilgilenmesini söyledim.
Daha sonra Mehmet Ali Bey 'tamam ilgileniyorum’ dedi. Ama bildiğim kadarıyla bu iş hala çözülmedi. Daha doğrusu ben takip etmedim. O zaman da çözülmemişti. Sonra ne olduğunu bilmiyorum.”
“Bulgar Ortodoks Vakfına ait arazinin Taşyapı İnşaat Şirketi tarafından yapılacak bir proje ile özel proje ilan edilmesi iddiasıyla ilgili olarak benim bir bilgim yoktur. Bu konuyla ilgili olarak ben ne şirketin yönetim kurulu başkanı Emrullah Turanlı bir görüşme yaptım ne de bakanlıktan herhangi birisine söyledim.
Benim babam daha önce müteahhitlik yapıyordu. Bu sebeple birçok müteahhidi tanırım. Onlarla zaman zaman konuşurum. Esasen babam bakan olmasa idi müteahhitlerle ve diğer işadamlarıyla daha çok irtibatımız olurdu. Ama babamın bakan olmasından dolayı bu tip ilişkilerden mümkün olduğu ölçülerde uzak duruyorum. Hassas davranıyorum.”
“Benim yemek firmam yok. Ancak kiracılarımın yemek işi vardı. Beni bu yemek işiyle ilişkilendirmek ve binada arama yapabilmek için kiracılarımın yaptığı yemek işini benim olduğu iddiasını öne sürerek arama yapmışlardır. Yemek işi yapan benim kiracılarımdır.”
Bayraktar, pay ölçer cihazlarını satan şirketle nen resmi ne de gayri resmi bir ortaklığı olmadığını savundu.