Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin idam cezasına çarptırılmasıyla ilgili olarak konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Mursi, şayet idam edilirse ki inanmıyorum, inşallah edemeyecekler, terör örgütüyle mücadele hayatını kaybeden bir kardeşim şehitlik rütbesine erişmiş olacaktır. Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam, Rabbim inşallah bizlere de o makamı lütfedecektir diye inanıyorum” dedi.
Kayseri’de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ilgili kısmı şöyle:
Mursi'ye ve arkadaşlarına karşı yapılan bu olay yenilir yutulur bir olay değildir. Dünyanın buna sessiz kalması bilesiniz ki kendini inkarıdır. Eğer 'demokrasi, sandık' diyorsanız, şu anda dün açıklanan bu kararla sandık idama mahkum edilmiştir, demokrasi idama mahkum edilmiştir, milli irade idama mahkum edilmiştir. Doğan Grubu, sen de avucunu daha çok yalarsın. Beraber hareket ettiğiniz paralel örgüt, aynı şekilde siz de çok avucunuzu yalarsınız. Çünkü bizim abdestimizden şüphemiz yok, onun için de namazımızdan şüphemiz yok.
Mursi, şayet idam edilirse ki inanmıyorum, inşallah edilmeyecek, edemeyecekler, terör örgütüyle mücadele hayatını kaybeden bir kardeşim şehitlik rütbesine erişmiş olacaktır. Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam, Rabbim inşallah bizlere de o makamı lütfedecektir diye inanıyorum.
Mısır'da, yüzde 52 ile, milletin oylarıyla iş başına gelen Mursi'yi ve arkadaşlarını, 122 kişi, idama mahkum kararı aldılar. Türkiye'de de bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi, 'Şok karar, yüzde 52 ile idam'. Ey Doğan Grubu, seni muhatap almam ama şunu bilmen lazım, siz hayatınızı korkuyla geçiriyorsunuz. Şunu bil, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Bizim ölümümüz şahsiyetlidir, Mursi'nin idamı şahsiyetlidir.
Ey Avrupa, ey Batı, hani Avrupa Birliği'nde idam yasaktı. Peki niye sesiniz çıkmıyor? Niye siz darbeci Sisi'nin yanında yer aldınız? Tüm dünyaya sesleniyorum, uluslararası kurumlara sesleniyorum, niye yaptırım uygulamadınız? Türkiye'de Gezi olayları olduğu zaman bütün medyanızla, her şeyinizle bize saldırdınız. Gezi olaylarında ne olmuştu? Dert başkaydı, Türkiye'yi zaafa uğratmak. Ama başaramadılar, bittiler, tükendiler. Zannettiler ki ekonomik olarak çökerteceğiz. Onu da başaramadılar."