ERDOĞAN: BIÇAK PARASI İSTENİRSE MÜSEBBİBİ CHP'DİR KÜTAHYA (A.A)

-ERDOĞAN: BIÇAK PARASI İSTENİRSE MÜSEBBİBİ CHP'DİR KÜTAHYA (A.A) - 28.07.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer sizden bıçak parası altında usulsüz para istenirse, eğer ameliyat parası istenirse, eğer size muayenehane adres olarak gösterilirse, bunun müsebbibi CHP'dir'' dedi. Erdoğan, Kütahya'da Zafer Meydanı'nda partisi tarafından düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, muhalefet partilerinin her gittikleri yerde emekli vatandaşları istismar ettiklerini savundu.  Anayasa değişikliği ile memurlara toplu iş sözleşmesi hakkı getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, bu haktan, Türkiye'deki yaklaşık 2 milyon memur emeklisi vatandaşın istifade edeceğini belirterek, şöyle devam etti: ''Hani sen emekli dostuydun? Madem emekli dostusun, neden bu düzenlemeye 'hayır' diyorsun? Benim emekli vatandaşım 'akıl tutulması' yaşıyor diye aşağılayanlar, asıl akıl tutulmasını kendileri yaşıyorlar.  Dün bu zihniyet benim vatandaşıma 'bidon kafalı' diyordu. Dün bu zihniyet benim vatandaşıma 'göbeğini kaşıyan adam' diyordu. Bugün aynı zihniyet, benim emekli vatandaşımın AK Parti'ye oy vermesini hazmedemiyor, benim emekli kardeşlerime 'akıl sağlıkları bozuk' diye hakaret ediyor.'' Muhalefetin geçen yasama döneminde 113 kez, bu yasama döneminde 44 kez Anayasa Mahkemesi'ne gittiğine dikkati çeken Erdoğan, ''Ben de onun için bunlara diyorum ki, bunlara göre Anayasa Mahkemesi, Ana Muhalefet Mahkemesi oldu. Orada yattılar, orada kalktılar'' dedi. Erdoğan, ''Sen hakaret etmeyi bırak, çirkin benzetmelerle siyasetin üslubunu ayaklar altına almayı bırak, fındık kabuğunu doldurmayacak muhalefet zihniyetini bırak da çık, aziz milletime şu doktorların Tam Gün Yasası'nı neden Anayasa Mahkemesi'ne taşıdınız? Bunu neden iptal ettirdiniz? Önce onu açıkla'' diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ardından, Sağlık Bakanlığımızın yaptığı bir basın açıklamasını Danıştay idari işlem gibi gördü, bir gün içinde, rekor bir sürede karar verdi ve 30 Temmuzda başlayacak uygulamayı durdurdu. Böyle bir şey olamaz. 'Ben yaptım oldu' mantık bu. Milletin mağduriyeti bunların umurunda değil, hiçbir zaman da umurlarında olmadı. Çünkü bunların tuzu kuru.'' Erdoğan, vatandaşlardan böyle bir talepte bulunulması halinde, Sağlık Bakanlığına ait 184 hattının aranmasını ve şikayetlerin oraya iletilmesini isteyerek Bakanlığın da derhal gereğini yapacağını söyledi. Halkın, son derece de haklı olarak, ''Biz 12 Eylül'de neyi oylayacağız, neye 'evet' diyeceğiz, Türkiye'de neler değişecek'' diye sorduğunu belirten Erdoğan, somut örnekler vermek istediğini söyledi. Danıştay'ın, çok yüksek bir bedelle özelleştirilen İzmir Alsancak Limanı'nın devrini tam 30 ay geciktirdiğini, ardından küresel krizin geldiğini ve özelleştirmenin sıkıntıya girdiğini anlatan Erdoğan, 606 milyon dolara özelleştirilen şeker fabrikalarının, Danıştay'ın kararı nedeniyle 1 yıldır devredilemediğini belirterek, şöyle devam etti: ''Kim kaybediyor? Benim milletim kaybediyor, Türkiye kaybediyor, devletin hazinesi kaybediyor. Verdikleri ideolojik kararlarla bu millete çok ağır faturalar kesiyor, çok ağır bedeller ödetiyorlar. Türkiye böyle bir hukuk sistemiyle kalkınabilir mi, büyüyebilir mi? Böyle bir anlayışla, böyle bir zihniyetle, böyle bir hukuk sistemiyle 21'inci Yüzyıl Türkiye Yüzyıl'ı olabilir mi?'' Anayasa değişikliği ile evrensel bir hukuk sisteminin, Avrupa standartlarında bir hukuk sisteminin ilk adımlarını attıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçiyoruz'' dedi. ''AK Parti yargıyı ele geçiriyor'' diyenlere seslendiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Tam tersine, yargıda kapalı devre sistemini biz kaldırıyoruz, sıkıntılar oradan geliyor, yargıda kast sistemi ortadan kalkıyor, sıkıntı oradan geliyor. Yargıda arka bahçe dönemi artık bu anayasa değişikliğiyle sona eriyor. Bunların feryadı bu. Düşünebiliyor musunuz? Anadolu'da görev yapan kürsü hakimleri dediğimiz yargıç için bunları kastediyorum, bu kardeşlerimizin oylarına bile saygı duymuyorlar. 'Hayır onlar oy kullanamaz.' 'Kim kullanacak.' Biz kullanacağız.' Niye, onlar da yargının eliti, kaymak takımı. 'Biz kullanacağız, biz belirleyeceğiz, onlar kullanamaz' diyorlar.  Biz de diyoruz ki katılımcı demokrasinin gereği bu, Türkiye'deki kürsü hakimlerinin bütün mensuplarının burada oyları olacak, iradesi olacak. Bunların kaygısı, endişesi bu. Millet kazanacak, bunlar kaybedecek. İmtiyazlarını kaybedecekler, onun için feryat ediyorlar. Vesayet düzeninin devamından medet umanlar kaybedecek, bundan rahatsızlar.'' Anayasa değişikliği ile keyfi olarak yurt dışına çıkışların engellenmesinin önüne de geçeceklerini anlatan Erdoğan, ''Hakim kararı olmadan, hiç kimsenin yurt dışına çıkışı engellenemeyecek. Buna ne dersiniz?'' diye sordu. Değişiklikle mahkemelerle ilgili kamu denetçiliğini de hayata geçireceklerini anlatan Erdoğan, iki ayrı iş kolunda çalışan bir kişinin iki ayrı sendikaya üye olabileceğini söyledi. Memurların devletle masaya oturarak toplu iş sözleşmesi pazarlığı yapabileceğini dile getiren Erdoğan, memur emeklilerinin de toplu iş sözleşmesinden istifade edeceğini bildirdi. Avrupa Konseyi üyesi olan 47 ülkenin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görülmekte olan 120 bin dava dosyası bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, bunların 13 bininin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Yakışıyor mu? Neredeyse yüzde 10'u Türkiye'ye ait. Neden Türkiye Rusya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor?  Çünkü Avrupa ülkelerinin birçoğunda bireysel başvuru hakkı var, bizde yok. Anayasa Değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'ni biz, bir çeşit Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi'ne dönüştürüyoruz.'' MHP'ye ve CHP'ye oy ve gönül verenlere de seslenen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu Anayasa değişikliği bir AK Parti projesi asla değil. Bu Anayasa değişikliği bizim şahsi projemiz, kişisel projemiz asla değil. Bu seçimde Hükümetin icraatlarını oylamayacaksınız. Bu seçimde muhalefetin performansını oylamayacaksınız. Bu seçimde, kendi geleceğinizi, çocuklarınızın geleceğini, Türkiye'nin istikbalini oylayacaksınız. Özellikle MHP'ye oy vermiş kardeşlerime şu hususu altını çizerek hatırlatıyorum; lütfen, başınızı ellerinizin arasına koyun ve düşünün: Vereceğiniz her 'Hayır' oyunun kime yarayacağını, kimin işine geleceğini, kime fayda sağlayacağını lütfen düşünün. Bugüne kadar hiç bir araya gelemeyenler bu hayır oyunda birleştiler. CHP, MHP, BDP, YARSAV bunlar hep birleştiler çünkü ortak yanları var. Ortak yanları, bu ülkede bunların bir hayırlı işi olmamıştır. Açık söylüyorum, Sorun soruşturun, hangi eser sizin, neyi yaptınız söyleyin.'' Muhalefete seslenen Erdoğan, ''MHP Genel Başkanı'na, CHP Genel Başkanı'na, BDP Genel Başkanı'na sözlerinde, açıklamalarında, üsluplarında daha dikkatli, daha sorumlu davranmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Hiç kimsenin üç tane oy için, kendi şahsi hırsları için bu ülkenin huzurunu bozmaya hakkı yoktur, olamaz'' dedi. Önceki gün İnegöl'de, dün Hatay'da bazı olaylar olduğunu belirten Erdoğan, ''Buradan, Kütahya'dan, aziz milletimize, tüm vatandaşlarımıza sağduyu çağrısı yapıyorum'' diye konuştu. Terör örgütünün amacının insanları sokağa dökmek, insanların öfkeyle, hiddetle sağa sola saldırmasını sağlamak, şehirlerde ve ilçelerde kargaşa ortamı oluşturmak olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Kim ki öfkesine hakim olmayarak sokağa dökülür, cam çerçeve indirirse bilsin ki terör örgütünün tuzağına düşmüş olur. Çünkü terör örgütünün nihai hedefi kardeşliğimizi, dayanışmamızı sabote etmek. Terör örgütünün nihai hedefi insanları sokağa dökmek, insanları birbirine hasım eylemek. Bu tuzağa lütfen düşmeyelim.'' Terör örgütünün çok kirli bir senaryonun taşeronluğunu yaptığını ifade eden Erdoğan, ''Halk oylaması öncesinde kaos oluşturarak terör örgütü bir kez daha iç siyasete etki etmek istiyor'' dedi.