Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda yaptığı konuşmada iş insanları arasında hiç ayrım yapmadığını söyledi.
Erdoğan, İstanbul'da bir otelde gerçekleştirilen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu'na katıldı.
Geçtiğimiz haftalarda hayata geçen proje bazlı teşvik sistemine değinen Erdoğan, "Bu yatırımlar sayesinde istihdam artışı sağlayacağız. yurt içinde ve dışında ekonomimiz ile ilgili değerlendirme yapan kimi çevreleri etkisiz hale getirmenin yolu teknoloji ve sermaye konusunda yeni yaklaşımları hayata geçirmekten geçiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
Gümrük vergisi muafiyetinden inşaat harcamalarının KDV istisnasına, personel desteğine, kamu arazilerinin ücretsiz devrine kadar çok önemli teşviklerle yatırımcının karşısına çıkıyoruz. Sizleri ekonomi bakanlığımızla temasa geçmeye davet ediyorum. Bugüne kadar ülkemizde yol yürüyüpde bundan pişman olan kimse yoktur. Yatırımcılarımızın memnuniyetini her yerde görüyoruz. Birileri ısrarla ülkemizdeki iş adamlarımızın varlıklarını dışarıya çıkardıkları yönde tezviratlar üretiyor. Her kim işini ticaretini yatırımlarını büyütmek geliştirmek için değil de para kaçırmak için böyle bir yola tevessül ediyorsa kimse kusura bakmasın affetmeyiz. Milletimizin de eli hem bu dünyada hem öteki dünyada yakalarında olacaktır. Bu ülkenin ve milletin imkanları ile büyüyen herkese yakışan kazancını da aynı yolda kullanmaktır. Bu sözlerim yurt dışına yatırım yapanlara değil varlık kaçıranlar varsa onlaradır. Böyle bir davranışın geçerli bir izahı olamaz. Cumhurbaşkanı olarak şahsen kimliğine bakmaksızın iş adamlarımızın önünü açmanın hep gayreti içinde oldum.
Daha geçen gün TÜRSAB çatısı altında temsil eden turizmcilerimizle verimli bir görüşme yaptık. Doğru yapılan işleri desteklemiyorsam bu ihanettir bunu yapamam. Doğru iş için destek isteyen herkesin yanında oldum, olmaya devam edeceğim. Bunlara rağmen yurt dışına gidenler oluyorsa orada bir problem var demektir. Sadece kazanmak ve daha çok kazanmak isteyen iş adamı bu sorumluluğunun farkında değil demektir. Yanlış anlaşılmasın ama burada mesele kazanmak değil kazandığınla ne yaptığındır. Ben hep söyledim, örneğin otomotiv sanayinde Türkiye'nin yerli ve milli otomobilini üretememesi girişimcilerimizin hassasiyetinin ne noktada olduğunu göstermektedir. Yerli otomobilde imza safhasına geldik. Süratle ortak şirket kurularak yola çıkılacaktır. Cesareti kırılmış girişimcilerimizin hikayeleri de vardır.
İş dünyasına bakışımızdaki temel mantığı asla kaybetmedik. Zaman zaman kulağımıza birilerinin OHAL'i bahane ederek iş dünyamızın yatırım şevkini kırdığı yönünde haberler geliyor. OHAL'in terörle mücadele dışında kullanılması oldu mu? 20 yıl öncesine gidin, grevlerin olduğu günleri hatırlıyor musun? OHAL sadece terör örgütlerini engelliyor. Biz bu mücadelemizi 8 gerekiyorsa 8, 9 gerekiyorsa 9... Ülkemizin huzuru için bunu yapmaya devam edeceğiz. Her kim iş adamlarımızı bununla tehdit ediyorsa gerekiyorsa şahsıma kadar bunu bildirsin. Kim yapıyor bunu? Adı sanı ünvanı ne olursa olsun gözünün yaşına bakmayız. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun dışında iş yapmaya kalkan, ilişkilerini kumpas kurmak için kullananları bulmam bizim boynumuzun borcudur. Şayet böyle bir gafletin içine düşersek tarihte millette affetmez.
24 Haziran'ın bu konuda en uygun tarih olacağını kararlaştırdık. Seçim sözü bir defa ağızdan çıktıktan sonra bunun önünü almak zor. Uyum yasaları ile ilgili gerek görevlendirdiğim arkadaşlar gerek Sayın Bahçeli'nin görevlendirdiği arkadaşlar çalışmalarını sürdürüyor. Şu anda temeli atılan cumhur ittifakının hassas bir şekilde çalışması anlamına geliyor. 1.5 yıllık görev süremiz var. O kadar koltuğa hevesli değiliz. Millet devam diyorsa devam ederiz. Yeni yönetim sistemimizle sorunları çok daha hızlı çözme imkanına kavuşacağımızdan şüpheniz olmasın.
Belli sayıda kabineden oluşacak hükümet parlamentodan değil, milletvekili olursa istifa etmesi durumunda kalacak, dışarıdan bu kabineye üyeler almamız söz konusu olacak. İş dünyamız içindeki pehlivanları da göreceğiz.