Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 'maddeleri'ne yanıt vermedi: Zerre kadar onuru olsa kasetle geldiği o koltuktan haysiyetiyle çekip giderdi

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun 'maddeleri'ne yanıt vermedi: Zerre kadar onuru olsa kasetle geldiği o koltuktan haysiyetiyle çekip giderdi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "sözde cumhurbaşkanı" ifadesinden dolayı hakkında 1 milyon liralık dava açtığı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alarak, "Zerre kadar onuru, kendisine saygısı olsa kasetle geldiği o koltuktan haysiyetiyle çekip giderdi" dedi. Kılıçdaroğlu'nun, dava konusu olan ifadeyi hangi gerekçeyle kullandığını açıkladığı 9 maddeden herhangi birine değinmeyen Erdoğan, "Ülkemizde siyaseti rekabetle izah edilemeyecek sınırların dışına çıkartan bir anlayışla karşı karşıyayız" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’a yönelik olarak ‘sözde cumhurbaşkanı’ ifadesini kullanmıştı. Bunun üzerine Erdoğan Kılıçdaroğlu’na 1 milyon lira değerinde tazminat davası açmıştı. CHP lideri ise Parti Meclisi Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, dava konusu olan 'sözde cumhurbaşkanı' ifadesini neden kullandığını 9 madde ile açıklamıştı. Kılıçdaroğlu buradaki açıklamalarında, kendisinin Erdoğan'a bir kuruş değerinde açtığı davaları hatırlatarak, "Çünkü ederi o!" demişti.

TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu: Bir ülkenin cumhurbaşkanı şehitler için verilen paraya çöker mi; ona bir paralık dava açıyorum çünkü ederi o!

Partisinin 4 ildeki kongresine canlı bağlantıyla katılan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Biz milletin kurduğu, bugüne de milletin getirdiği bir partiyiz. Gücümüzü de ilhamımızı da milletten alır, birikimimizi sadece millete hizmet için kullanırız."

"Eskiden marjinal kesimlerde rastlanabilecek söylem ve yöntemler ülkenin en büyük ikinci partisinin siyasetinin merkezine yerleşti."

Siyasette her seviyede elbette rekabet vardır, olması da iyidir. Hizmet yolunda yapılan rekabet kaliteyi yükseltir. Ama ülkemizde siyaseti söylemi ve uygulamalarıyla rekabetle izah edilemeyecek sınırların dışına çıkartan bir anlayışla karşı karşıyayız. Eskiden ancak marjinal kesimlerde rastalanbilecek söylem ve yöntemler ülkenin en büyük ikinci partisinin siyasetinin merkezine yerleşmiştir. Aslında biz bu anlayışı muhatap almak istemiyoruz ama öyle şeyler yapıyorlar ki milletimize karşı olan saygımız gereği, cevaplarını vermek, hadlerini bildirmek, hak ettikleri şekilde davranmak durumunda kalıyoruz. Mesela bu zihniyetin temsilcisi olan zat dün yine bühtan üzerine bühtan sıraladı. Neymiş efendim, CHP Türkiye'yi büyütmüş, Ak Parti Türkiye'yi büyütmek için çalışmamış. Kısmen doğru bir tespit. Gerçekten de CHP,  tarihi boyunca Türkiye'nin sorunlarını, sıkıntıları, ayağındaki prangalarını büyütmüş bir partidir. Milletimizin hafızasında CHP büyük acıların, büyük zulümlerin partisidir. Bugün de aynı misyonu yerine getiriyor. AK Parti ise CHP'nin başımıza sardığı bu büyük sorunların hepsini ortadan kaldırmak için çalışmıştır. Her birini milletimizin çok yakında bildiği icraatlarımızın büyüklüğü ise bu tartışmanın konusu bile olamaz. 

Bunu söyleyen kim? Hayatında karar verici olarak tek bir saniye görev yapmamış, irade ortaya koymamış, SSK'yı batırmış, milletin hayrına tek bir işe omuz vermemiş ir isim. Bu kadarla da kalmıyor devam ediyor; seçim bir kişiyi cumhurbaşkanı yapmaz. Arkasından da bir sürü laf kalabalığı ile asıl niyetini gizlemeye çalışıyor.  Tabii bunlar alıştılar darbecilerden, vesayetçilerden, cuntacılardan cumhurbaşkanı seçmeye. Milletin önce 2014'te ardından yeni sistemle birlikte 2018'de doğrudan seçtiği cumhurbaşkanına hâlâ hazmediyorlar. Kendi partilerinde işler kasetle, tecavüzle, tacizle, hırsızlıkla yürüdüğü için milletin tercihi ile bir göreve gelebilmeyi hafsalalarına sığdıramıyorlar. Aslında bakarsanız bu kişinin kürsüde ettiği her laf Allah'ın verdiği havayı boşa tüketmektir. İsraf, her konuda olduğu gibi bu konuda da haramdır. En vahimi de aynı yalanları döne döne tekrarlamayı siyaset sanan bu zihniyetin ülkenin ikinci büyük partisi başında kalabiliyor olmasıdır.

Kendisinde zaten olmayan vasıfları sürekli soru cümleleriyle ifade eden bu karikatür zatın psikolojik analizi işin erbabı için bulunmaz bir hazinedir. Anayasa'da cumhurbaşkanına verilen sorumluluklardan habersiz, cumhurbaşkanının aynı zamanda siyasi sıfat ve görev sahibi olduğunu bilmeyen bir kişi daha alfabenin A'sında bocalamıştır. İşin başında böylesine bir cehalet sergileyen veya kendince herkesi aldatmaya çalışan bir kişinin diğer söyledikleri zaten hükümsüzdür. Darbecilere hak hukuk savunucusu diyen milli projelerimizi engellemek için her şeyi yapan, yatırımcılar ülkeye gelmeyin çağrısı yapan bir kişi için ne desek az gelir. Girdiği her seçimi kaybetmiş bu zatın zerre kadar onuru, kendisine azıcık saygısı olsa kasetle geldiği o koltuktan haysiyetiyle çekip giderdi. Kendi başarısızlığını iftira ve yalan çıtasını sürekli yükselterek örtmeye çalışan bir zihniyetten ülkeye hayır gelmez. CHP'ye oy verenlerin başlarını sürekli yere eğdiren bu zihniyeti en kısa sürece tasfiye edeceklerine inanıyorum. Kim ne derse desin biz partide, hükûmette, Meclis'te, yatırımlarda, dış politikada kendi işimize  bakacağız."