T24 - Türk-Alman Ekonomi Kongresi’nde konuşan Başbakan Erdoğan, “NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne işi var Libya’da?” derken, AB’ye de Türkiye’nin üyeliği konusunda şöyle seslendi: “Çıksın desinler ki, ‘Biz Türkiye’yi istemiyoruz.’ Eyvallah. Ama bizi oyalamayın. Birbirimizi oyalamayalım” dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Düsseldorf’da 12 bin Türk’e yaptığı konuşmanın yankıları sürerken dün de CeBIT Kongre Merkezi’nde, Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nca düzenlen “Türk Alman Ekonomi Kongresi”nde hem NATO’ya, hem de AB’ye mesajlar verdi. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle: İşte Erdoğan’ın konuşmasından bölümler... - “NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne i?i var Libya’da? NATO mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya nasıl müdahale edilebilir? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez.” - ” Şunu bilmeliyiz; biz Tunus’u Tunus halkının görüyoruz. Mısır Mısırlılarındır, Bahreyn Bahreynlilerindir, Yemen Yemenlilerindir, Libya Libyalılarındır, Fas Faslılarındır, Cezayir Cezayirlilerindir. Kendi mukadderatlarını o ülkelerin halkları belirlemelidir. Kimse değil. Kimse kalkıp da o ülkelerdeki petrol kuyularının hesabını yapmasın. Sıkıntı burada. Demokrasi adına, temel hak ve özgürlükler adına bir şeyler konuşacaksak, bazı tavsiyelerde bulunacaksak bunları konuşalım. Bu tarz şeyleri yapalım ama kalkıp da petrolün hesabını yapmayalım. Çünkü bunun faturası, bunun bedeli çok ağır olur.” - “Türkiye, son derece ilkeli, tutarlı ve cesur şekilde, demokrasi ve insan haklarından yana tavır alırken, üzülerek ifade etmeliyim ki, Avrupa’dan bu noktada güçlü ve tek ses duyulmadı. Gelinen noktada farklı gerekçelerle farklı hassasiyetlerin vurgulanmaya başladığını görüyoruz.” - ” Yaşanan son olaylar elbette uzun süre tartışılacak, bu konuda değerlendirmeler, analizler yapılacaktır. Ama, en önemlisi, Avrupa Birliği, yaşanan olaylar karşısındaki tavrını sorgulamak, bir özeleştiri yapmak durumunda kalacaktır; kalmalıdır da.” - “Küresel kriz nedeniyle zor günler yaşayan Avrupa’nın, Türkiye’nin ekonomideki bu gücünü de görmesini ve Türkiye’nin katılım müzakerelerini bir de bu açıdan değerlendirmesini temenni ediyoruz. Şunu açık açık ifade etmek durumundayım; Avrupa Birliği içinde, Türkiye ’nin üyeliğini en fazla desteklemesi gereken ülke olarak biz Almanya’yı görüyoruz. Almanya’dan böyle bir yaklaşım bekliyoruz. Biz, Almanya’nın ülkemizle sahip olduğu geleneksel dostluğu bu alanda da çok belirgin bir şekilde göstermesini istiyoruz.” - “Ben açık sözlü olmayı severim. Benim gizli ajandam yok. Her şeyi açık konuşurum. Öyle değilse çıksın desinler ki ‘Biz Türkiye’yi istemiyoruz’. Başım gözüm üstüne, eyvallah. Ama bizi oyalamayın. Ne siz yorulun ne biz yorulalım. Birbirimizi oyalamayalım, birbirimize çalım atmayalım.” - “50 yıldır AB’nin içinde olan, Gümrük Birliği olan, bunun yanında şu anda müzakere süreci içinde olan bir Türkiy’ye hâlâ Schengen’i müsaade etmiyorsunuz. Bunu neyle izah edeceğiz?” - “O zaman benim aklıma başka şeyler geliyor. Demek ki AB Medeniyetler İttifakı’nın merkezi olmayı düşünmüyor, Hıristiyan Birliği’nin merkezi olmayı düşünüyor. Çıksınlar bize gelsinler desinler ki, ‘Şurada inanç hürriyeti noktaısnda bir sıkıntı var.’ AK Parti iktidarında kimse bunun örneğini veremez. En büyük garantisi bunun, biziz.” - “Almanya’nın vatandaşlarımıza yönelik uyguladığı vize rejimi, ciddi sorunlara yol açıyor. Bunu sadece Almanya için söylemiyorum. AB geneli için söylüyorum. AB’nin burada bize karşı çok ciddi bir yanlışı var.” Schröder’e davet Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’nın Hannover kentinde eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile bir araya geldi. Schröder’in evinde dostane bir havada geçen görüşmenin ardından açıklama yapılmadı. Gerhard Schröder ve eşi, Erdoğan’ı kapıda karşıladı ve yine kapıdan uğurladı. Başbakan Erdoğan ile eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in görüşmesinde Avrupa Birliği (AB) ve dünyadaki gelişmelerin değerlendirildiği bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Erdoğan, Türkiye’de gerçekleştirilecek Medeniyetler İttifakı Konferansı çerçevesinde Schröder’i konuşmacı olarak davet etti. Schröder de bundan memnuniyet duyacağını ifade etti. Görüşmede, AB ile dünyadaki gelişmelerin de ele alındığı öğrenildi. Ziyareti İngiliz ve Alman medyasında Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyareti, Deutche Welle, N-TV, ZDF, RTL televizyon kanallarında ve Alman gazetelerinde geniş olarak yer aldı. İngiliz Independent’te dün yayınlanan Berlin çıkışlı haberde, Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin karşı karşıya kaldıkları muamelenin Türkiye ile Avrupa’nın arasındaki çatlağı yeniden açtığı vurgulandı. Haberde, Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecini güçlendirmek için yaptığı Almanya gezisinde, Türk göçmenlerin entegrasyonuyla ilgili politikaları “uluslararası hukukun ihlali” olarak tanımlaması “şaşırtıcı derecede dobra bir hüküm” olarak nitelendirildiği belirtildi. Alman siyasiler ikiye bölündü Başbakan Erdoğan’ın önceki gün “entegrasyona evet, asimilasyona hayır” dediği Düsseldorf’taki konuşmasına, Alman siyasetçilerden farklı tepkiler geldi. Berlin eyaletinin Başbakanı ve SPD Genel Başkan Yardımcısı Klaus Wowereit tarafından olumlu karşılanırken, Birlik Parti’li (CDU/CSU) milletvekilleri tarafından eleştirildi.Vowereit, “Erdoğan’ın Türkiye’de vatandaşlık yasasında reform yapılacağını açıklaması, kimlik sorunlarını azaltmaya ve entegrasyonu desteklemeye yardım edecek bir teşviktir” derken, CSU Genel Sekreteri Alexander Dobrindt: “Bu konuşma entegrasyon konusundaki çabalarımız geriye götürdü. Yabancı bir başbakanın kışkırtması benzeri olmayan bir durumdur. Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu bakanı Maria Böhmer de, başarılı bir entegrasyonun asimilasyon ile aynı anlama gelmediğini belirterek, “Alman hükümeti de bunu asla iddia etmedi” dedi.