Erdoğan ekonomik iyileşme için yılbaşından sonrasına işaret etti, bir kez daha sabır istedi

Erdoğan ekonomik iyileşme için yılbaşından sonrasına işaret etti, bir kez daha sabır istedi

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ekonomik sıkıntılara işaret ederek, ABD ve AB'de durumun daha kötü olduğunu ifade etti. Vatandaştan bir kez daha "sabır" isteyen Erdoğan, "tedbirlerin ve politikanın etkisinin görülmesi" konusunda yılbaşından sonrasına işaret etti. Avrupa'da rafların boş olduğunu öne süren Erdoğan, Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinin sayısının 1300'den 3 bine çıkartılacağını ve vatandaşın ucuza alışveriş yapacağını söyledi.

Erdoğan, Kütahya’da 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 100. yılı etkinlikleri ve toplu açılış töreninde konuştu.

Erdoğan, "Son dönemde milletimizin canını yakan bazı sıkıntılar, dünyanın da sorunu... Siz bakmayın Avrupa'sından Amerika'sına kadar tüm gelişmiş ülkelerin sanki böyle sorunları yokmuş gibi davrandığına... Onların başındaki kara bulutların taşıdığı felaket yağmurları, bizim yaşadıklarımızla mukayese bile edilmez, bak doğalgaz bulamıyorlar, marketlerin rafları Avrupa'da boş!" diye konuştu. 

Erdoğan, "Yılbaşından sonra uyguladığımız politikaların, vatandaşımızın günlük hayatındaki olumlu yansımlarını daha iyi göreceğiz. Hep söylediğim gibi; biraz sabır ve daha çok destek istiyorum... Bizim en büyük gücümüz birliğimizdir. Yaşadığımız onca hadiseye rağmen hedefleri adım adım hayata geçirdik, eksikleri de süratle tamamlıyoruz" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Bu millet, o imanlı yürekleriyle imansızları İzmir'den denize döktü. Aşağı yukarı aynı sayıya sahip Türk ordusunun kaybı sadece yüzde 6,5 civarında... Büyük Taarruz ve akabindeki çatışmalar, dünya askeri tarihine en başarılı topyekun savaş örneği olarak geçmiştir. Türk'ün ölüm fermanı olarak tedavüle sokulan Sevr'i, milletimiz bu topraklarda kanıyla, canıyla yırtmıştır. 

2023'e hazır mıyız? Kapı kapı yeni bir fetihe hazır mıyız? Bu dönemde İslam dünyasının dört bir yanından, kendileri de binbir yoklukla yaşayan dostlarımızdan ülkemize yardım yağmıştır. Büyük Taarruz öncesi de, tıpkı bugün olduğu gibi, ülkenin askeri gücünden mali kaynaklarına kadar tüm imkanlarını sorgulayarak bu işin olmayacağını söyleyenler vardı. Mücadelenin sadece silah ve parayla değil, imanla, inançla, azimle kazanıldığını herkes gördü. 

Bir yandan İzmir'e doğru ilerleyen ordumuz, diğer yandan da Yunan ordusunun Eskişehir'in kuzeyine doğru kaçan birliklerini kovalamayı sürdürmüştür. Bu amansız takip, 9 Eylül'de İzmir'in kurtuluşuyla nihai amacına ulaşmıştır. 

Milli mücadeleyi kazanan milletimiz, Cumhuriyet'in kurulmasının ardından hayal ettiği, gelişmiş, kalkınmış Türkiye'ye ulaşmak için epeyce beklemek mecburiyetinde kaldı. Kalkınma hamlelerimizin, demokrasi girişimlerimizin önü kesilirken, milli ve manevi değerlerimizi tehdit eden her gelişmenin önü açılmıştır. 2. Dünya Savaşı sonrası, bizden daha zor şartlarda kalkınma ve demokrasi mücadelesine giren ülkeler kısa sürede yol alırken, biz her 10 yılda bir yaşadığımız darbelerle sürekli patinaj yaptık.

Bu sadece kendi eksikliklerimizden, hatalarımızdan kaynaklı değildi. Türkiye'nin her alanda geri kalması için kurulan o mekanizmalar öyle güçlüydü ki, iyi niyetli girişimler bunun üstesinden gelmeye yetmiyordu. 

Hükumete geldiğimizde, 2 asırdır alt yapısı ihmal edilmiş, demokrasisi zayıf, ekonomisi güdük bırakılmış, siyasi ve askeri gücü törpülenmiş bir Türkiye devraldık. Hemen kolları sıvadık. Türkiye'nin asırlık altyapı eksikliklerini 20 yılda tamamlayacak bir büyük kalkınma hamlesi başlattık. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, enerjiye, sanayiye, tarıma, her alanda ülkemizi Cumhuriyet'in hedefi olan muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkardık.

Terörle mücadele, Türkiye'nin sorunlarında ilk sıralardaydı... Bütün terör inlerini bunların kafalarına geçirdik. Yurt içinde yurt dışında bunu başardık. Bundan sonra da başarmaya aynen devam edeceğiz. Bu mücadele kolay gerçekleşmedi. Attığımız her adımda içeriden ve dışarıdan engellerle karşılaştık. Bedeller ödedik. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile hepsinin üstesinden geldik. 

Milletimize kazandırdığımız eser ve hizmetler yanında, küresel ve bölgesel gelişmelerde Türkiye'yi her bakımdan dünyanın en stratejik ülkelerinden biri haline getirdik. Bugün Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına girmeyi hedefleyen bir vizyona kavuşturduysak, bunu son 20 yılda verdiğimiz mücadeleye borçluyuz. 

Son dönemde milletimizin canını yakan bazı sıkıntılar, dünyanın da sorunu... Siz bakmayın Avrupa'sından Amerika'sına kadar tüm gelişmiş ülkelerin sanki böyle sorunları yokmuş gibi davrandığına... Onların başındaki kara bulutların taşıdığı felaket yağmurları, bizim yaşadıklarımızla mukayese bile edilmez, bak doğalgaz bulamıyorlar, marketlerin rafları Avrupa'da boş! 

Tarım Kredi Kooperatifleriyle vatandaşa ürünleri ucuza satmaya başladık, bu artarak devam edecek. 1300 marketi süratle 3000'e çıkartacağız ve vatandaşım Tarım Kredi'den ucuz ürün almaya devam edecek.

Türkiye, yıllar önce tercihini istihdam ve üretimden yaparak ekonomik modelini değiştirdiği için, bu küresel fırtınadan en az kayıpla çıkacak, öyle de oluyor. Yılbaşından sonra uyguladığımız politikaların, vatandaşımızın günlük hayatındaki olumlu yansımlarını daha iyi göreceğiz. Hep söylediğim gibi; biraz sabır ve daha çok destek istiyorum... Bizim en büyük gücümüz birliğimizdir. Yaşadığımız onca hadiseye rağmen hedefleri adım adım hayata geçirdik, eksikleri de süratle tamamlıyoruz. 2053 vizyonumuzu oluşturuyoruz. 2071 idealimiz gelecek, içinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı haline getirmekte kararlıyız. 

Bay Kemal diyor ya ne verdin diye... Kütahyalı çiftçilerimize toplamda 1,5 milyar tutarında tarımsal destek verdik..."