ERDOĞAN: BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ TARTIŞMA KONUSU YAPTIRMAYACAĞIZ MERSİN (A.A)

-ERDOĞAN: BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ TARTIŞMA KONUSU YAPTIRMAYACAĞIZ MERSİN (A.A) - 04.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle asla ameliyat yaptırmayız ve tek devlet, bunun için elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bütünlüğümüzü kimseye asla tartışma konusu yaptırmayacağız'' dedi. Erdoğan, partisince Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nun yanındaki alanda düzenlenen mitingde konuştu. ''Ne olur aramıza fitne fesat sokmak isteyenlere aldanmayın'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Dün Diyarbakır'daydım orada coşkuyu, sevgiyi, aşkı, bütünleşmeyi gördüm. Gittik, gidiyoruz ama birileri gidemiyor oralara. Diyorum ki 'bana konuşma metni hazırlayacağına, Diyarbakır'a gel'. Sayın Bahçeli bana konuşma metni hazırlıyor, sen, Diyarbakır' gel, Mersin'de takılıp kalma. 81 vilayetin 80'inde varız, 81 vilayette ya birinci partiyiz, ya ikinci.  Bizim bayrağın yanına bir bayrak koyacağım diyorlar, nereden çıktı bu. Bizim bayrağımızın rengini görüyoruz değil mi? Bu bayrak al, burada sadece bir etnik unsur yok. Burada Türkün, Kürdün, Lazın, Gürcünün, Çerkezin, Arnavutun, Romanın bu ülkede yaşayan tüm kardeşlerimin kanı var, rengini oradan aldı. Nasıl olur da bu bayrağımızın yanına ikinci bayrağı koyabilirsin, bu ayrımcılıktır. Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle asla ameliyat yaptırmayız ve tek devlet, bunun için elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bütünlüğümüzü kimseye asla tartışma konusu yaptırmayacağız.'' Erdoğan, CHP ile yaşanan afiş tartışmasına da değinerek şunları söyledi: ''İstanbul'da, Diyarbakır'da bazı yerlerde bilboardlarda bu CHP ne tür afişler astırdı biliyor musunuz, 'rahibe kıyafeti giydirmeye evet.' Yani benim örtülü giyinen vatandaşlarımın kıyafetini rahibe kıyafetine benzetecek kadar bunlar saptılar, sapıttılar. Şimdi ne diyor, gene kıvırmaya başladı. Diyor ki 'bu bize ait değil, hükümet bunu bulsun çıkartsın'. Bu benim görevim değil, senin görevin.'' -''DANIŞTAY, MİLLET ALEYHİNE KARAR VERDİ''- Milletin ve devletin menfaatine olan konularda kararlarını geç açıkladığını ifade ettiği Danıştayın, Tam Gün Yasası'nda Sağlık Bakanlığının basın açıklaması üzerinden ''ışık hızıyla'' 24 saatte yürütmeyi durdurma kararı verdiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: ''Danıştay, millet aleyhine karar verdi, lehine değil. Ben siyasetçi olarak yanlış yaparsam bunun hesabını millete veriyorum, sandıkta, bedelini milletim bana ödetiyor. Danıştayın sebep olduğu zararların hesabını kim soracak, bedelini kim ödeyecek. Ben çıkıyorum, 'siyaset yapmak isteyen cübbesini çıkarsın, siyasete girsin' diyorum. Beyefendiler kızıyor ama siyaset yapmaktan, siyasete müdahale etmekten kaçınmıyorlar. Millet iradesi üzerinde kirli oyunlar oynamaktan hiç çekinmiyorlar.  Yüksek yargı mensupları arasında geçen telefon konuşmaları internete düştü. Oralarda neler konuşulduğunu duydunuz mu? Ne tür çirkin planlar kurulduğunu gördünüz mü? Ne tür kirli tezgahların hazırlandığını biliyor musunuz? Ne diyorlar, halk oylamasında 'hayır' çıksın diye İmralı ile ittifak kurmayı konuşuyorlar. Tunceli'de yolu kesip, köylülere halk oylamasında 'hayır' diyeceksiniz diyen teröristlerle, 'hayır' için kirli oyunlara başvuranları benim milletim affeder mi? Bu ne gözü dönmüşlüktük. 12 Eylülde 'evet' diyerek bu kirli tezgahları bozacaksınız. 12 Eylülde 'evet' diyerek Türkiye üzerine çökmüş karabulutları dağıtacaksınız, Türkiye'nin ufkunu aydınlatacaksınız, önünü açacaksınız.''  -''ANAYASA MAHKEMESİ BİRAZ REDAKSİYON YAPTI''- ''CHP ve BDP oy kabinine milletvekillerini göndermedi, bu nasıl demokrasi, bu milli iradeyi ipotek altına almak değil mi'' diyen Erdoğan, CHP'nin daha sonra Anayasa değişikliği paketini Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğini anlattı. Anayasa Mahkemesi'nin ''biraz redaksiyon yaptığını'' belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Enteresan olan şu, Anayasa Mahkemesi ne diyor biliyor musunuz? 'Bu metin, Türkiye'nin geleceğiyle alakalı olarak, yürütmenin kendi yetkilerini daha da azaltan bir metindir' diyor. Buna rağmen isyan etti muhalefet, şimdi biz size geldik, milletimize getirdik. 12 Eylülde bu işi bitiriyoruz. Milletin hayrına olan hiçbir konuda bir araya gelemeyenler, 'hayır' noktasında bir araya geldi. CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV bir de bir kısım medya, çeteler. Bir kısım medya diyorum, çünkü biz MHP ile başörtüsü konusunda bir anlaşma yaptık, kızlarımız üniversiteye rahat gidebilsin diye, 411 oyla Meclis'ten geçti, ertesi gün TÜrkiye'nin en çok satan gazetesi bir başlık attı, '411 el kaosa kalktı' diye. Hani özgürlükten, haklardan yanaydınız. CHP ne yaptı? Hemen Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Şimdi ne diyor? 'Başörtü sorununu ben çözerim' diyor. İnandınız mı? İnanın kendisi de inanmıyor, bunlar akşam başka konuşur sabah başka konuşur. Anayasa Mahkemesi'ne götürenler arasında onun da imzası yok muydu?   Çarşaflı vatandaşlarımıza CHP rozeti taktılar, sonra otobüsten tekme tokat indirdiler. 12 Eylülde bunun da hesabını sormaya 'evet' mi? Bu aldatmacalardan bıktık.''