Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul 36. Olağan İl Kongresi'nde il başkanlığına seçilen Canan Kaftancıoğlu'nun kendisine ait olduğu belirlenen Twitter'daki hesabından yaptığı paylaşımlarını salondaki ekrana yansıtarak tepki gösterdi. "Ey Kemal" diye seslendiği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "Terör örgütü mensuplarını göreve getirmeyi muhalefet sanan zihniyet CHP'yi esir almıştır. Muhalefet, terör örgütü mensuplarını göreve getirmek değildir. Bu ihanetleri kabul etmeyen nice insanlar olduğunu da inanıyorum. Onlara özellikle sesleniyorum" dedi.
Canan Kaftancıoğlu'nun eşi Naki Kaftancıoğlu'nun "7 dakika önce bu tabakta 1/4" ifadesine yer verdiği tweeti de hatırlatan Erdoğan, "Hıza bak hıza" tepkisini gösterdi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Her şey bir tarafa da Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti ne hale geldi. Ermeni Soykırımı diyerek tarihimizi ve milletimizi aşağılıyor. Devlet katil değil, seri katil diyerek ölen polislerin suçunu devlete atıyo. Gezi Parkı olaylarında, yüzünde maske, elinde taşla çekilen resim ona ait değilse nerede durduğunu belli etmiştir. Ananı da al, haydi Taksim'e diyerek provokasyonların her yerinde bu kişinin olduğu görülmektedir."
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sayın Başbakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Adalet Şurası'nda akademisyen ve yargı mensuplarımızla bir araya gelme imkanı bulduk. Son yıllarda yaşanan birtakım gelişmelerin faturası her ne kadar hükümetimize kesiliyor olsa da aslında yargının kendi iç tartışmalarının ürünüdür.
Kaymakamlarımızla da hem kendi sıkıntılarını görüşme hem de ülkemizle ilgili fikir teatisinde bulunma imkanı elde ettik. Milletvekillerimizle gruplar halinde bir araya gelerek geleneğimizi geçtiğimiz hafta da sürdürdük.
Geçtiğimiz hafta muhtarlarımızla 43. kere bir araya geldik.
Hafta sonu ise Elazığ, Bingöl, Tokat ve Yozgat illerimizde kongrelerimize katıldık. Vatandaşlarımızdan çok coşkulu ve samimi bir hüsnü kabul görüyoruz.
Hava muhalefeti sebebiyle oldukça geçikmeyle ulaşabildiğimiz Yozgat'ta dahi büyük bir heyecanla bizi beklediler. Tüm vatandaşlarıma gönülde teşekkür ediyorum. Şahsen katıldığım kongre sayımız 19'u buldu. Bu hafta sonu da Kütahya ve Uşak kongremize katılacağız. Şubat ayından itibaren de büyük şehirlere ağırlık vereceğiz.
Türkiye'nin çevresinde yaşananlar ve içeride kurulan her gün yenisi ile karşılaştığımız tuzaklar gücümüzü daha da artırıyor. Milletimiz bu konudaki samimiyet ve becerimize güvendiği için ülkenin yönetimini bize emanet etti, ediyor. Gecemizi gündüzümüze katarak tüm gücümüzü ve birikimimizi ortaya koyarak milletimize layık olacak yönetimi sergilemek zorundayız. Önemini idrak edememiş hiç kimsenin AK Parti çatısı altında yeri olamaz. Biz başka partiler gibi vaktimizi koltuk kavgaları ile geçiremeyiz. Omuzlarımızdaki davanın büyüklüğü hepimizin fedakarlık yapmasını gerektiriyor. Ana kademesi ile kadın kolları ile gençlik kolları ile tüm arkadaşlarımızın bu anlayışla çalıştıklarına inanıyorum.
Her şey bir tarafa da Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti ne hale geldi. Ermeni Soykırımı diyerek tarihimizi ve milletimizi aşağılıyor. Devlet katil değil, seri katil diyerek ölen polislerin suçunu devlete atıyor. Gezi Parkı olaylarında, yüzünde maske, elinde taşla çekilen resim ona ait değilse nerede durduğunu belli etmiştir. Ananı da al, haydi Taksim'e diyerek provokasyonların her yerinde bu kişinin olduğu görülmektedir.
İnandığınız Allahınız sizin de belanızı versin demiş. Ey Kemal Efendi, söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Kimle birliktesin gör işte. Böylesine alçakça konuşan birisinin, ana muhalefet partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda oturuyor olması oldukça düşündürtücüdür. Ezanı için, devleti için hayatını kaybeden insanlardan nasiplerini almamış bunlar.
Milletime olan saygım nedeniyle, anacığıma edilen küfürleri burada göstermiyorum. Nice seviyesiz mesajları aktarmıyorum bile. Eğer Türkiye'nin alternatifi bu şahsın CHP İstanbul İl Başkanlığı yaptığı partiyse, vay ülkemin haline. CHP kendi birliğini, bütünlüğünü dahi koruyamaz. Geçtiğimiz yılın kasım ayında da ülkemiz ekonomik saldırı altındayken doların 4 lira olması için de paylaşımlar yapıyordu. Eşi, o da övünerek 7 dakikada çeyrek domuzu nasıl yediğini anlatıyor. Hıza bak hıza. Şahsıma ve anacığıma yönelik küfürleri burada zikretmeden hicap duyacağım. Türkiye'nin siyasi alternatifi bu şahsın İstanbul İl Başkanı olduğu CHP ise vay milletin, ülkemin haline. Bu kafa ile CHP, bırakınız iktidara gelmeyi, kendi birliğini dahi koruyamaz. CHP'ye gönül veren vatandaşlarım bu açıklamalardan sonra, CHP'nin başına, İstanbul gibi bir şehirde gelen bu tür her şeyden olumsuz nasiplenmiş kişilerden sonra bu kafanın benzerini, dünün BDP'sinin, bugünün HDP'sinin başına da musallat etmişlerdir. Normalde, Taksim'in arka sokağında marjinal bir derneğin başında olması gereken bu tipleri siyasi partinin başına koyduğunuzda işte böyle arızi bir durum ortaya çıkıyor. Bu kişileri söz sahibi yaparsanız oraları da batırırlar. Gerçi Kemal Kılıçdaroğlu gibi karikatür bir tipin başında bulunduğu partide herhalde böyle biri yakışırdı. Burada Meclis'in önünde alacakları nedeniyle kendini yaktığı anlaşılan vatandaşımıza "Kendini Saray'ın önünde yaksaydın, ardından Saray'ı yaksaydın" diyecek kadar vicdansız bir adamdır. Biz, suça teşvikten Bay Kemal hakkında davalarımızı açıyoruz. Şuna bak ya, bu söylenir mi?
Bu nasıl bu ülkede siyaset yapıyor, bunların bedelini ödeyecekler. 15 Temmuz gecesi darbecilerin açtığı yoldan kaçıp televizyon başında çay - kahve içerek izleyen bir genel başkanın il başkanı başka nasıl olabilir zaten?
Terör örgütü mensuplarını göreve getirmeyi muhalefet sanan zihniyet CHP'yi esir almıştır. Ey Kemal, muhalefet terör örgütü mensuplarını göreve getirmek değildir. Bu ihanetleri kabul etmeyen nice insanlar olduğunu da inanıyorum. Onlara özellikle sesleniyorum. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinal elinde heder olması demokrasimiz adına büyük kayıptır. Siyaset dertleri çözme işidir. Milletin kültürüne, değerlerine hakaret siyaset değildir. Var olan dertleri çözmeye çalışmalıdır ana muhalefet partisi. Bu yapılan siyaset değildir, bunun adı millet düşmanlığıdır.
biz hizmet yarışında iddialıyız. İddialı olduğumuz için de her seçimden yükselerek büyüyerek çıktık. CHP de nal toplayarak arkamızdan geldi. Bu konuda bileğimizi bükecek bir rakip tanımıyoruz. Bizim anamızdan, babamızdan aldığımız bir terbiye var.
Kanal İstanbul gibi, bu yılın sonuna doğru ilk etabının açılışını yapacağımız yeni havalimanı gibi müjdelerle hazırlıyoruz. CHP'nin 2019 hazırlığı da işte bu. Herkes kendine yakışanı yapıyor. CHP'de yaşananlar ülkemizin güney sınırlarında maruz kaldığı tehditten bağımsız değildir. Türkiye'yi güney sınırlarınca kurmak istedikleri terör koridoru ile kuşatmayı hedefledikleri içeride bir başka boyutu ile CHP ile içeride siyaseti kuşatmaktır. Milletimiz Gezi olaylarından beri böyle bir kuşatmaya izin vermeyeceğini göstermiştir.
Burada özellikle bu toplantı ile benim NATO'ya da bir serzenişim var. Ey NATO siz ortaklarınızdan birine herhangi bir sınır tecavüzünde bulunanlara karşı tavır almakla da mükellefsiniz. Şu ana kadar siz ne tür bir tavır aldınız. Bunu kendilerine duyurduk, duyuruyoruz. Genelkurmay Başkanımız kendileri ile bu konuda görüşüyorlar, görüşecekler.
Biz milletimize verdiğimiz hizmet sözünü layıkıyla yerine getirmek için çalışmayı sürdüreceğiz.