Bu haftaki grup konuşmasına partilere yeni Anayasa çalışmaları için bir kez daha çağrıda bulunarak başlayan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor 'Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz' diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor” çıkışı yaptı.
"Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirme fikri CHP’nin ve dolayısıyla tüm CHP’lilerin ifadesi midir, yoksa Kılıçdaroğlu’nun kişisel fikri midir?" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu CHP’nin kurumsal iradesi ise ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. Çünkü bu durumda CHP Anayasa gibi temel bir konudan başlayarak tümüyle HDP’nin vesayetine girmiş demektir. Yok eğer bu Kılıçdaroğlu’nun kendi görüşüyle bu durumda da partisinin politikalarından farklı bir ajandaya farklı bir siyasetçiyle karşı karşıyayız demektir" sözlerini kaydetti.
Erdoğan, grup toplantısı sırasında Kılıçdaroğlu'nun 2015 yılında tartışma yaratan Anayasa'nın ilk dört maddesine ilişkin ifadelerini sark ettiği Banu Güven programını yayımladı.
Kılıçdaroğlu, 2015 seçimleri öncesinde çıktığı bir televizyon programında, "Yüzde 10 barajını kaldıralım, YÖK'ü kaldıralım, seçim yasasını değiştirelim lider sultasını kaldıralım, Anayasa'yı değiştirelim" demiş; araya giren Banu Güven'in "2. ve 3. maddeleri mesela" sözlerine ise, "Tabi. Söyledik bütün bunların tamamını. Buyurun gelin yapalım bunların hepsini" diye yanıt vermişti. Ardından Anayasa'nın ilk maddelerinin değiştirilmesine olumlu baktığı söylenerek eleştiri oklarının hedefi olan CHP lideri Kılıçdaroğlu, sözlerine açıklık getirmiş; yanlış anlaşıldığını ifade etmişti. Öte yandan geçen günlerce Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanvekili ve eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın iktidarın anayasa çalışmalarını hatırlatarak, ''Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir" sözleri de gündem olmuştu. A Haber'e konuşan ve sözlerinin çarpıtıldığını belirten Kahraman, ilk 4 maddeye dokunmanın mümkün olmadığını, vatanını, milletini, bayrağını ve cumhuriyeti sevenlerin bunu asla istemeyeceğini belirtmişti. TIKLAYIN - Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman'dan "dindar anayasa" ifadesine ilişkin açıklama: Sözlerim çarpıtıldı; ilk 4 maddeye dokunmak mümkün değil |
Erdoğan, Millet İttifakı ortağı İyi Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener'in "Cumhurbaşkanlığı'na değil Başbakanlığa adayım" açıklamasını, CHP'nin HDP ile "üstü kapalı" gerçekleştirdiği ortaklığa bağladı. "HDP'nin Millet İttifakı'nın ortağı olduğu inkârı mümkün olmayan bir gerçek. İyi Parti'nin bu gerçeğe kör, sağır kalarak kendi konumunu korumaya çalışması artık sürdürülebilir değildir. Bu partinin başındaki hanımefendinin cumhurbaşkanlığından vazgeçip başbakanlığa talip olması da esasen bu trajik komik görüntüyle ilgilidir. HDP tarafı hanımefendinin cumhurbaşkanlığı adaylığını asla kabul etmeyeceğini zaten açıklamıştır. Yani bir anlamda HDP Millet İttifakındaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir" diyen Erdoğan, "Türkiye'nin CHS ile yönetildiği bundan sonra da aynı sistemle yönetilmeye devam edeceği gün gibi aşikarken hayali bir makama talip olunmasının gerisinde bu vetonun bu dayatmanın sineye çekilmesi vardır" diye konuştu.
Öte yandan Erdoğan, CHP'li İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini de hedef aldı. "Ankara, İstanbul büyükşehir belediyelerini kazandınız. Asfaltlarını yenileyemiyorsunuz, asfaltlarını. Çukurlardan geçemiyoruz. Nerede belediye?" diyen Erdoğan, suların da akmadığını ileri sürdü.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'nin CHS ile elde ettiği avantajların ne kadar kritik öneme sahip olduğunu salgın döneminde yaşadık .Gelişmiş ülkeler dahil pek çok devlet hala süren nice ekonomik siyasi sosyal sancılarla kıvranırken biz kendimizi her alanda pozitif yönde ayrıştırmayı başardık. Tarihimizin en köklü yönetim reformunda geriye dönüp baktığımızda "gerçekten iyi bir iş yaptık" diyebiliyoruz. Eksiklikler yok mudur? Elbette vardır. Hepsinin de farkınayız. Hatta bu doğrultuda yaptığımız kapsamlı çalışmalar da elimizde mevcuttur. Yeni Anayasa süreci başarılı bir şekilde neticelenirse devamında bu sorunlar zaten kendi mecrasında çözülür. "
"Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz diyerek PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirme fikri CHP’nin ve dolayısıyla tüm CHP’lilerin ifadesi midir yoksa Kılıçdaroğlu’nun kişisel fikri midir? Bu CHP’nin kurumsal iradesi ise ortada ülkemiz açısından çok vahim bir sorun var demektir. Çünkü bu durumda CHP Anayasa gibi temel bir konudan başlayarak tümüyle HDP’nin vesayetine girmiş demektir. Yok eğer bu Kılıçdaroğlu’nun kendi görüşüyle bu durumda da partisinin politikalarından farklı bir ajandaya farklı bir siyasetçiyle karşı karşıyayız demektir."
"Biliyorsunuz bugün 6-8 ekim olaylarının 7. yıl dönümü. Kandil'deki PKK ele başlarının çağrısı üzerine HDP'nin o dönemki yöneticileri Suriye'deki olayları bahane ederek yandaşlarını sokaklara salmış ve onlarca masum insanın kanını dökmüştü. Gördükleri her sakallıyı kendilerinden olmayan her kesimi linç eden bu gözü dönmüş alçakların Yasin Börü başta olmak üzere pek çok masum insanı nasıl vahşice katlettiğini daha dün gibi biliyoruz. Okulları yurtları otobüsleri sokakları ateşe veren azgın güruhu harekete geçirenler bugün cezaevinde ellerindeki kanın hesabını veriyor. Kılıçdaroğlu da aynı dönemde masumların kanının hesabını sormak yerine PKK ve HDP'nin sokağa saldığı azgın güruha hükümet bütün bu sorunları başımıza açan kendisini değilmiş gibi, şimdi de misliyle vereceği cezalarla halkı sindirmeye çalışmaktadır' diyerek bunlara arka çıkmıştır. "
"Tarih CHP gibi cumhuriyetin en eski partisini HDP gibi bir terör örgütü kuklasının emrine verenlerden elbette hesap soracaktır."
"(İyi Parti'ye) CHP bir taraftan ittifakın bir türlü adı konamayan partisi HDP'yi bir yandan resmi ortağı bu partiyi idare etmek için adeta 40 takla atıyor. HDP'nin Millet İttifakı'nın ortağı olduğu inkârı mümkün olmayan bir gerçek. İyi Parti'nin bu gerçeğe kör, sağır kalarak kendi konumunu korumaya çalışması artık sürdürülebilir değildir. Bu partinin başındaki hanımefendinin cumhurbaşkanlığından vazgeçip başbakanlığa talip olması da esasen bu trajik komik görüntüyle ilgilidir. HDP tarafı hanımefendinin cumhurbaşkanlığı adaylığını asla kabul etmeyeceğini zaten açıklamıştır. Yani bir anlamda HDP Millet İttifakındaki gizli ortaklık hakkını kullanarak bu hanımefendiyi veto etmiştir. Türkiye'nin CHS ile yönetildiği bundan sonra da aynı sistemle yönetilmeye devam edeceği gün gibi aşikarken hayali bir makama talip olunmasının gerisinde bu vetonun bu dayatmanın sineye çekilmesi vardır "
"Her şey bir yana Türk siyaseti böyle bir fotoğrafı hak etmiyor. Birbirlerinden hiçbir farkı yok. Akşam yalan sabah yalan dün söylediğini bugün inkâr eden bir yapı. Gavurun kılıcını çalan bir anlayışla yapılan işin adı muhalefet değil taammüden bu ülkeye ve millete düşmanlıktır. Dünyanın başka hiçbir yerine böyle bir muhalefet anlayışını göremezsiniz. Türkiye’yi yönetmek için aday olduklarını açık gönüllülükler çıkıp ilan etmekten korkanlara bu ülke emanet edilemez. Kafalarında gezdirdikleri 40 tilkinin kuyruğunu birbirine bulaştırdıkları için her gün bir başka tarafa savrulanların ayrın hangi çukura yuvarlanacaklarını kimse bilemez."
"(Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına) Söylenenleri altı altına yazınca ortaya gerçeklikten kopmuş kendi hayal dünyasında yazmış senaryoları hakikat sanmaya başlamış bir ruh hali çıkıyor. Bay Kemal eğer uyuşturucu arıyorsan aynaya bak. AK Parti çatısı altında uyuşturucuyla iştigal eden bir insan bulamazsın. Böyle bir iftirayı da AK Parti'ye atamazsın. Hayatı boyunca devletten aldığı maaş dışında bir iş yapmamış, işletme nasıl kurulur konusunda en küçük bir fikri olmayan bu zatın zırvalarına tek tek cevap vermeyi zül arz ediyorum. Bu zatın aleyhinde verilen ve milyonları bulan tazminat cezalarıyla kendisinin yalancılığı ve müfteriliği yargı kararıyla da tescil edilmiştir. Bu kişi artık milli güvenlik sorunu haline dönüşmüştür. Türkiye'de bir iktidar sorunu yoktur ama ciddi bir muhalefet sorunuyla karşı karşıya olduğumuz biz gerçektir. İnşallah 2023 sadece büyük e güçlü Türkiye'nin inşasının değil aynı zamanda muhalefetin bu prangadan kurtuluşunun müjdesini alacağımız bir yıl olacaktır. "
"Biz geçtiğimiz 20 yılda olduğu gibi bundan sonra da hep ülkemize ve milletimize eser kazandırmanın hizmet etmenin demokrasimizi güçlendirmenin gayreti içinde olacağız. Ülkemizde herhangi bir bireyin ve kesimin hak hukuk özgürlük talebi mi var çözümü biz üreteceğiz. Dün demokrasi ve kalkınma hamlelerimizle Türkiye'ye her alanda nasıl çağ atlatmışsak yarın da büyük ve güçlü Türkiye'yi biz inşa edeceğiz Ülkemizi tarihimizde ilk defa sivil bir anayasaya kavurma girişimimiz bile bu konuda bizim önümüze kimsenin geçemediğinin işaretidir."
"Yav nerede bir dikili taşınız var ya. Şu anda Ankara-İstanbul büyükşehir belediyelerini kazandınız, asfaltlarını yenileyemiyorsunuz. Çukurlardan geçemiyoruz. Nerede belediye? Sular akmıyor her taraf susuz. Niye suları akar hale getiremiyorsunuz? Siz dertli değilsiniz ama biz dertliyiz. Bu ülkenin bizim hizmetlerimizin eserlerimizin dahi olmayan tek bir karış dahi toprağı yoktur. "
"(Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da yapımı süren Merkez Bankası binası açıklamasına) Ya bu adama ne dersiniz. Bu tababet ilminin iştigal alanına giriyor. Biz bunu yaptık ve Merkez Bankası'nı da oraya taşıyoruz, taşıyacağız. Senin gücün ona yetmez. Aklı erse New York'ta yaptığımız TÜRKEVİ'ni de yurt yapma kararı olarak açıklayabilir. O da 36 kat. Bunları neresinde tutup nasıl anlatalım. Ülkemizde kadınlarımızın herhangi bir sorunları veya beklentileriyle ilgili bir beklentisi mi var? Öncüsü biz olduk biz olacağız. Yıllarca kadın hakları savunuculuğu kisvesinin altına saklanarak kendi içlerindeki haksızlık tecavüz bütün bu iğrençliklerin üstünü kapatmaya çalışanların da gerçek yüzlerini ifşa edeceğiz. "
"Bu hafta da Adana Ceyhan oralardayız. Utanmadan sıkılmadan yav diyor bu iktidar başka falan açmadı açmıyor Daha geçenlerde ben 26 tane fabrikanın açılışını yaptım. Bu hafta Adana'da yine fabrika açılışları yapacağım Bay Kemal. Bir dikili ağacın yok ya. Bu işler bizim. Sen zaten fabrika görsen başak bir şey zannedersin. Biz bu ülkenin her ferdini gönülden sevdik. Çünkü biz koskoca coğrafyanın tek umuduyuz. "
"Ekranları başında bizi izleyen milletime gençliğe özellikle seslenmek istiyorum Türkiye dünyanın açık ara en fazla yükseköğretim öğrenci yurdu kapasitesine sahip ülkedir. Mesela Türkiye'de 724 bin kamu 300 bin özel sektörüyle 1 milyonun üzerinde yurt kapasitesi varken İngiltere'de 350 550 bin, Fransa'da 365 bin, Almanya'da 290 bin, İspanya'da 91 bindir. KYK bugünkü 724 bin yatak kapasitesine 180 bin gibi bir yerden gelmiştir. Yetmez, hala süren yatırımlarla birkaç yıl içinde bu rakama 110 bin kapasite daha ilave edeceğiz. Sadece yatak kapasitesini artırmakla kalmadık yurtlarımızın donanımını da otel statüsüne yükselttik. Ülkemizdeki yurtlar iftihar vesilesi bir düzeydedir."
"Bu yıl ortaya çıkan karmaşasının sebebi geçtiğimiz yıl ile bu yılın başvurularının üst üste binmesinin yol açtığı yoğunluktur. Birkaç şehrimiz dışında ülke genelinde yurtlara başvuran öğrencilerimiz yedekleriyle birlikte yurtlara yerleştirilmiştir. Açıkta kalan öğrencilerimizle ilgili de çözüm çalışmalarımız devam ediyor. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize aylık 570 lira beslenme yardımı yapıyoruz bursun dışında. Hiçbir evladımızın maddi imkansızlık sebebiyle üniversite eğitiminden mahrum kalmaması için burs veya kredi veriyoruz. Kapıdan geri döndürmek yok. 76 üniversite ile devraldık şimdi ise 207 üniversitemiz var. Üniversitemizin olmadığı il yok. Biz üniversitelerimizi bu seviyeye getirirken yurtlar konusunda da attığımız atacağımız adımlar ortadadır. Biz üniversitelerle Hakkari'deki evladımızın ayağına üniversiteyi götürelim istedik ve bunu başardık. İlim tahsilini, biz konutlarının anne babasının olduğu yere taşıdık. Ayrıca 1.5 milyon öğrencimize 650 lira bu burcu verirken Yüksek lisans düzeyinde 1300 lira ödüyoruz. "
"Bu ülkede artık hiçbir öğrencimizin harç diye bir sorunu kalmadı. Ama bazıları bu güzel iklimi zehirlemek için olmadık işlere kalkışmaktan. çekinmiyor. Kendi hocalarına bile saygısı olmayan bu tipleri biz öğrenci olarak kabul etmiyoruz. Avrupa’da Amerika’da bu tiplerin hiçbirini bir gün bile üniversitede barındırmazlar. Bizde ise sırf hükümete sıkıntı çıkartıyorlar diye bu saygısız, sevgisiz, kötü niyetli, adeta terörist tiplere arka çıkılıyor. İnşallah bu sorunları da kendi mecrası içinde hiç kimsenin hakkına hukukuna halel getirmeden ama kötü niyetlilere de meydanı bırakmadan en kısa sürede çözeceğiz. Biz üniversitelerimizi terör kılıklılara bırakamayız."