T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sınırötesi operasyona ilişkin olarak, "Hava harekâtlarımızı kesintisiz sürdürürken, bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz" dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında bugün (23 Kasım 2022) saat 04.08'de gerçekleşen Düzce depremine ilişkin olarak, "Düzce’de yaralanan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Gölyaka’da çok sayıda binada hasara açmakla birlikte hamdolsun vahim bir yıkım ve kayıpla karşılaşmadık. Kurumlarımız depremden etkilenen yerlerde gereken tespit ve telafi çalışmalarını yürütüyor. Türkiye’yi depreme hazırlamak için son 20 yıldır geniş bir yelpazedeki çalışmalarımızla bina altyapılarımızı yeniliyoruz. 2022’yi deprem tatbikat yılı ilan ettik. Gölyaka depremi hem deprem gerçeğinin ne kadar yakınımızda olduğunu hem de çalışmaların hızlandırılması gerektiğini göstermiştir." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, "haysiyet fukarası, "sefil" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının sonunda muhalefet liderlerine seslenerek, "Gelin vizyonlarımızı yarıştıralım, projelerimizi kapıştıralım. Hayatı boyunca hasbi siyaset tarzı, harbi insan ilişkisi ile milletimizin gönlünde yer etmiş birisi olarak söylediğim her şeydeki samimiyetimi herhalde kimse sorgulayamaz. Muhalefet liderleri de aynı delikanlılığı sergileyecekse buyurun 2023'ü demokrasi şölenine çevirelim." çağrısını yaptı.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Dün hizmete açtığımız Yusufeli Barajı'nın, Yusufeli yerleşim yerlerinin ülkemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Yusufelili kardeşlerimize ülkemize bu hizmeti kazandırmak için evlerini, iş yerlerini, geçmişte geride bıraktıkları için teşekkür ediyorum. İlçe merkezindeki konutlarıyla, işyerleriyle, kamu binalarıyla yepyeni modern bir Yusufeli inşa ederek kardeşlerimize şükranlarımızı ifade etmeye çalıştık.
TOGG'u alkışlarla karşılamıştık. Yusufeli Barajı'nı altyapı sembolü olarak hoşgeldin diyoruz. Bu abide eserin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Yılda 5 milyar buradan dönüşüm var inşallah. 7 yılda bu gelirli kendini finanse edecek. 35 milyara milli bütçeden gerçekleştirdik. Bay Kemal görüyorsun işte, neyi nereden, nasıl yaptığımızı öğren. Sonra kaynak nereden deme… Yeri gelir milli bütçeden, yeri gelir uluslararası piyasadan ama biz yaparız, aramızdaki fark bu.
Ülkemize gerçekten iftihar verici bir eser kazandırdık. Rabbim hepimizi eseri olmayan gafillerden uzak eylesin. Geçtiğimiz günlerde Türk Devletleri Teşkilatı ve G20 Liderler Zirvesi’ne katılarak ülkemizin çok yönlü diplomasi çabalarında yeni mesafeler kat edilmesini sağladık. Yürüttüğümüz diplomasi trafikleriyle ilgili kapsamlı değerlendirmelerimi kabine sonrasında yapacağım açıklamaya bırakıyorum.
Bugün burada sizlerle hepimizin canını yakan terör saldırı konusundaki gelişmeleri ve atacağımız yeni adımları paylaşmak istiyorum.
İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı saldırı, failleriyle ve onların bağlantılarıyla kısa sürede aydınlatılmıştır. Bombayı koyan terörist ile ona yardımcı olan çok sayıda kişi ülkemiz içinde ve dışında bulundukları yerlerde yakalanarak adalete teslim edilmiştir. En tepeden en aşağıya kadar bu eyleme karışanlar nerede olursa olsun mutlaka bulunacak.
İstanbul’daki eylemi timsah gözyaşlarıyla kınayanların gerçek yüzleri hemen arkasından başlattığımız operasyonlara verdikleri tepkiyle ortaya çıkmıştır.
Biz yaptığımız her anlaşma gibi Suriye sınırlarımızla ilgili ahitlerimize sadık kaldık. Madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Bizim her sözümüz gibi bu beyanımızın gerisinde çok somut gerekçeler, inkarı mümkün olmayan hakikatler var.
Suriye sınırlarımızdaki illerimize son günlerdekiyle birlikte 764 havan, roket, füze saldırısı yapılmıştır. Bu saldırılarda 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
Her ne kadar bazı gafiller Türkiye’nin sınırlarının güvenliği için yaptığı harekâtları ve terör örgütünün buna karşı geliştirdiği yöntemleri kavrayamamış olsa da hamdolsun milletimiz her şeyin farkındadır. Bölücü terör örgütü ülke içinde eylem yapma kabiliyetini yitirdikçe sınır ötesinden gerçekleştirdiği saldırılarına ağırlık vermektedir. 20 yıl önce terör Türkiye’nin sorunlarının sıralamasında birinci sıradaydı, şimdi artık geride. Bu bir iradenin, milletin iktidarına olan güvenin eseridir.
Yılbaşından beri terör örgütü elebaşları sivillere yönelik saldırıları teşvik ederek gerçek yüzlerini sergiliyor. 2016'da 44, 2017'de 9 eylem yapmıştır terör örgütü sınır içinde. Bu sayı son yıllarda yılda 2'ye, 3'e düşmüştür. Ülke içinde silahlı günü büyük oranda kaybeden örgüt tüm dikkatini Suriye üzerinde yoğunlaştırmıştır. Teröristlerin üzerinden çıkan donanımlar ile eğitim gördükleri yerler Suriye'de farklı isimlerle sahaya süren örgütün bizzat PKK'nın kendisi olduğu gerçeğini teyit etmektedir.
Geçtiğimiz yeni yılda ülkemiz sınırları içindeki yerleşim yerlerinde PKK ve bağlantılı örgütler tarafından yapılan 87 ayrı terör eyleminde ise 153 güvenlik görevlimiz ile 173 vatandaşımız şehit olmuştur. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 13 bin 500'ü bulmaktadır.
Uçaklarla, toplarla, SİHA'larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır. Hatay'dan Hakkari'ye sınırlarımızı bir güvenlik şeridi ile kapatmak kararlılığımız her zamankinden bugün daha güçlüdür. Sınır ötesi harekatlarla bu şeridin bir kısmını zaten oluşturduk. Kalanlarını da adım adım halledeceğiz.
Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz. Beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır. Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye'nin harekat yaptığı yerlerden rahatsızlık duymasınlar. Bu harekatlar Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır.
Ülkemizin maruz kaldığı hangi haksızlığı, adaletsizliği, nobranlığı kazısak altından hep aynı anlayış çıkıyor. Biz bunu AB tam üyeliğimizin engellenmesinde, ABD ile aramızda vuku bulan F-35 krizinde, sınırlarımıza füzeler yağarken ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin sökülüp götürülmesinde, Kıbrıs konusunda enerji anlaşmalarına kadar Akdeniz’deki her tartışmada, yaptığımız fedakârlıkların görmezden gelinmesinde yaşadık.
Herkes gibi bizim de kendimize göre bir oyun planımız var. Geçmişten aldığımız dersler ışığında Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. Bunu yaparken tahammül sınırlarımızı zorlayan hadiseler karşısında da tepkimizi göstermekten geri kalmıyoruz.
En çok da bel altı vuruşlara tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz. Son dönemdeki hadiseleri de bu çerçevede görüyoruz. İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını sanıyorlar, sınır şehirlerimize havanlarla saldırarak milletimizin cesaretini kıracaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla ülkemizi Türkiye Yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar. Biz artık bu safhaları geçeli çok oldu.
Vesayetin burnunu sürten, sokakları karıştırmak isteyen vandalları bozguna uğratan, teröristleri açtıkları çukurlara gömen, darbecileri püskürten, ekonomik tetikçilere eyvallah etmeyen, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan Türkiye’yi hâlâ sinsi yöntemlerle dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net. Başaramayacaksınız!
Küresel finans krizinden Covid-19 salgınına kadar yaşanan her hadise bir gerçeğe işaret ediyor. 2021 yılı ihracat rakamımız 225, 2 milyar dolar idi, aşıldı.
2022 itibariyle ihracat hedefimiz 250 milyar dolar, bunu da aşıyoruz. Köhnemiş küresel yönetim ve ekonomi sistemini yaşatmak için kendilerine kurban arayanlara 2023'te de aradıkları fırsatı sandıkta benim milletim vermeyecek. Buradan sesleniyorum; hep birlikte çok çalışmamız, her bir ferdinin gönlünü kazanmamız şarttır.
Bekamıza yönelik tehditlerle mücadelemizi sürdürürken içerideki siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyoruz.
Siyaset, devletin kimler tarafından, hangi programla, hangi kadrolar tarafından idare edileceğini anlatır. Demokrasilerde, seçimlerde halk hangi iktidara, hangi partiye, lidere bu sorumluluğu verirse ülkeyi o yönetmektedir. Daha önce parlamenter demokrasiyle yönetilen ülkemizde güven ve istikrar ikliminin tesisinde ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Hatırlayın, neler çekmiştik?
İstikrarın olması için yönetim sistemini milletimizin teveccühü ile değiştirdik. Koalisyon dönemlerinin ve onun parçası haline gelen darbeler zincirinin ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmek suretiyle bu sorunu çözdük. Hâl+a bu gerçeklerin farkında olmayanların varlığını üzüntüyle görüyoruz. Özellikle SGK Genel Müdürlüğü dönemi hariç herhangi bir bilgisi, kabiliyeti olmayan CHP Genel Başkanı'nın devleti yönetmek sorumluluğu nutukları atması ise ayrı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor.
Kâğıthane'yi Kâğıttepe diye söyleyen kişiden bu ülkeye Cumhurbaşkanı olur mu? Söyleyeceklerimin hepsi de muhatabının sonuna kadar hak ettiği tespitlerdir.
Kendi devletini uyuşturucu parasıyla finanse etmekle suçlayan bir haysiyet fukarası sorumluluk lafını ağzına en son alacak kişidir. Kendi devletini borsasının yükselişi üzerinden hançerlemek isteyen bir sefil, sorumluluk lafının yanına yaklaşamaz. Kendi devletini, ülkesini mafyaya teslim etmekle itham eden bir zavallı sorumluluk kavramının yanından geçemez. Yurtdışına gittiğinde ne kadar terör örgütü destekçisi varsa onların ekmeğin yağ süren bir gafil sorumluluk lafı ile yan yana gelemez. Teröriste terörist, terör örgütüne diyemeyen terör örgütü güdümündeki partiyi ülke yönetimine ortak etmek isteyen bir namert sorumluluktan söz edemez. Devraldıkları belediyelerde yapılanları yaşatmayı beceremediklerinden sorumluluk diyerek ortalıkta dolaşması kadar yüzsüzce bir tavır olamaz. Dünyada ülkesinde orman varlığını en çok arttıran yönetimine ağaç diye saldıranların aslında hangi alçak hesapların peşinde olduklarını Gezi olaylarında görmüştük. CHP Genel Başkanı ağaç diye gevelediğine göre bu nöbet herhalde kendisine geçti.
Cumhurbaşkanlığı adaylığını dahi ilan etmekten aciz olan bu zat harcadığımız her nefesin fuzuli olduğunu biliyoruz. Haksız, hukuksuz, pervasız şekilde itham etttiği öğretmeninden polisine kadar tüm kamu görevlilerinin sahipsiz olmadığını görmesi için kendisine cevap veriyoruz. Bay Kemal, ne bu polis, ne bu sağlıkçılar hiçbiri sahipsiz değildir, onların yanında ve arkasında biz varız.
Dışarıdan bakıp da Türkiye'de her türlü yalan ve iftiranın dolaşıma sokulabileceği vehmine kapılanlar için ağır müdahale ediyoruz. Umudumuzu tümden kaybetmek istemiyoruz. Bu zatın ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırladığını ilan etmesinden memnuniyet duyduk. Bizim asıl yarışmak istediğimiz alan işte burasıdır. Biz muhalefetle mesaimizi sürekli onların yalanlarına cevap vererek değil Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun benzeri gayretleri konuşarak yürütmek istiyoruz.
Eğer muhalefet pozitif siyaset konusunda samimiyse AK Parti grubundan söz veriyorum. Kendilerinin hiçbir eksiklerini yüzlerine vurmayacağız. Hiçbir zayıflıklarının üzerlerine gitmeyeceğiz. Hiçbir gaflarıyla dalga geçmeyeceğiz. Türkiye eski siyaset tarzından çok yorulmuştur. Gençlerimiz desteksiz atıp tutmaktan, fanatizme dayalı siyaseti istemiyor.
Dün 2023 hedefleri demiştik, bugün Türkiye Yüzyılı diyoruz. Yarın inşallah çok daha ileri adımlarla insanımızın karşısında olacağız. Muhalefetin bu yeni siyaset tarzına ayak uydurması bizim de işimizi kolaylaştıracaktır. Gelin vizyonlarımızı yarıştıralım, projelerimizi kapıştıralım. Hayatı boyunca hasbi siyaset tarzı, harbi insan ilişkisi ile milletimizin gönlünde yer etmiş birisi olarak söylediğim her şeydeki samimiyetimi herhalde kimse sorgulayamaz. Muhalefet liderleri de aynı delikanlılığı sergileyecekse buyurun 2023'ü demokrasi şölenine çevirelim.
Eski usulde devam etmek isterlerse milletimizin geleceğini kimseye kurban etmeyiz. Bizde gül var ama bizde gürz de var. Kim hangisini isterse onunla karşısına çıkarız. "
AKP'ye katılan İyi Partili Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan'ın rozetini Erdoğan taktı. Sonrasında kürsüye gelen Özcan, "Sayın bakanlarımız, vekillerimiz. Bugün burada olmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum ama büyük Türk milletimize Düzce'deki deprem nedeniyle geçmiş olsun diliyorum" ifadelerini kullandı. 2019 seçimlerinde İyi Parti'den Nazilli Belediye başkanlığına aday olan Kürşat Engin Özcan, seçimleri kazanmasının ardından ilçenin yeni belediye başkanı olarak göreve geldi.
Özcan'ın partiye katılması hakkında konuşan AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Nazilli'de belediye başkanı olarak seçilen bir kardeşimiz de Nazilli'ye eserler kazandırmak istiyor. Bu nedenle bugün huzurunuzda AK Parti ailesine katılmak istiyor. Kendilerine hoş geldiniz sefalar getirdiniz demek istiyorum" dedi.
2003 yılında MHP İlçe Sekreteri olarak siyasete atılan Kürşat Engin Özcan 2012'de MHP İlçe Başkanı olmuştu. 2017'de MHP'den istifa eden Özcan, İyi Parti İlçe Başkanı oldu. Özcan, 2019 yerel seçimlerinde de Millet İttifakı'nın İyi Parti listelerinden CHP ile ortak aday olarak belediye başkanı seçilmişti. Özcan, 2022 yılında da İyi Parti'den istifa ederek AKP'ye katıldı.