Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, "Güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abide Kavşağı'nda, Şanlıurfa Kuzeybatı Çevre Yolu, Abide Kavşağı İlave Köprü Viranşehir Pompaj Sulaması 1. ve 2. Kademe ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan, "Artık Türkiye eline vur ekmeğini al, başına vur diz çöktür uysallığıyla teslim alınmış eski Türkiye değil. Bugün kendi siyasi, ekonomik, askeri vizyonlarını kendisi belirleyen, demokrasi ve kalkınma atılımlarını kendi iradesiyle hayata geçiren, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye var." dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burası Türklerin, Kürtlerin, Arapların asırlardır kardeşçe yaşadığı bir medeniyet şehridir. Bin yıllık bu birlikteliği hep beraber dünyanın en güzel kültürel zenginliklerinden birine çevirdik. Bölgemizde yaşanan istikrarsızlıkları, kavgaları, kargaşaları ve bunların yol açtığı felaketleri, acıları, zulümleri görüyorsunuz. Siz zayıf olursanız, dışarıdan karışanınız da karıştıranınız da çok olur. Bugün binlerce kilometre öteden gelip kendi güvenlik ve refahları için bu bölgede bayrak gösterenleri, vekalet savaşı yürütenleri görüyorsunuz. Üstelik bunu yapanlar aynı zamanda Türkiye'nin kendi sınırlarını, kendi vatandaşlarının hayatını güvenlik altına almasına da karşı çıkıyor. Çünkü bunların derdi, ne bu coğrafyadaki Kürt'tür ne bu coğrafyadaki Arap'tır ne bu coğrafyadaki Türk'tür ne bu kadim coğrafyanın asli halkları olan diğer kesimlerdir. Bunların tek derdi kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarıdır."
“Allah'a hamdolsun, artık Türkiye eski Türkiye değil. Artık Türkiye eline vur ekmeğini al, başına vur diz çöktür uysallığıyla teslim alınmış eski Türkiye değil. Bugün kendi siyasi, ekonomik, askeri vizyonlarını kendisi belirleyen, demokrasi ve kalkınma atılımlarını kendi iradesiyle hayata geçiren, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye var. Geçtiğimiz 20 yılda, asırlık eser ve hizmetlerle kayıplarını telafi eden, altyapısını kuran, öz güvenini kazanan Türkiye, artık kararlarını kendi iradesiyle vermekte, atılımlarını kendi gücüyle gerçekleştirmektedir. Dünyanın, salgından savaşa pek çok krizin pençesinde kıvrandığı bir dönemde biz sadece altyapımızın gücünü ispat etmekle kalmadık, aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme kabiliyetimizi de dost, düşman herkese kabul ettirdik. Ülkemizin üretimden diplomasiye her alanda sahip olduğu potansiyeli en üst seviyede hayata geçiriyoruz. Daha önce hedeflerimize dudak bükerek bakanlar, artık doğruya doğru diyerek bu tabloyu kabullenmek mecburiyetinde kalıyor. İnşallah 2023'te Türkiye'yi küresel ligin zirvesine çıkartarak, yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız."
"Bilindiği gibi 1920'de Fransızlar bu bölgeye girdiğinde işgal generali doğruca gittiği kabrine hitaben 'Selahattin, Haçlı Seferi bitti ama bak biz döndük.' demişti. Haçlı artıklarına o dönemde şanlı direnişinizle hak ettikleri cevabı sizler vermiştiniz. Bugün de maşaları vasıtasıyla bin yıl önceki hesaplaşmayı tekrarlamak isteyenler olduğunu görüyoruz. Şimdi de bu ruhunu satılığa çıkarmış alçaklar en güzel cevabı, sergilediğiniz şu birlik, beraberlikle cesaretinizle metanetinizle fedakarlığınızla yine sizlerden alıyor ve alacak."
"Şimdi dört şey söylüyorum, bir ekonomi, iki diplomasi, üç terörle mücadele, dört hep birlikte Allah'ın izniyle hiç taviz vermeden, inşallah bu topraklardaki mülteci kardeşlerimize gönüllerimizi açmak. Biz gönüllerimizi açtık mı? Bizde ayrım var mı? Biz ensarı da muhaciri de biliriz. Bundan tavizimiz yok. Bay Kemal bilmeyebilir ama biz biliriz. Onun öyle bir derdi yok. O ne ensardan anlar ne muhacirden anlar. Benim peygamberim muhacirdi değil mi? Medine'ye Mekke'den bir muhacir olarak gitti. Şimdi de onun ümmeti olarak bizler, muhacirler olarak gelenleri de biliriz, ensar olarak kucağımızı açmayı da biliriz.
Hiçbir dönemde mazlumun kimliğine bakmadık, bugün de bakmıyoruz. Suriye'deki Kürt de Arap da Türkmen de bizim kardeşimiz. Hepsinin hakkını, hukukunu, onurunu, geleceğini korumak hem insani hem tarihi olarak boynumuzun borcudur. Tabii bunu yaparken önce kendi vatandaşlarımızı, kendi şehirlerimizi güçlü tutmamız gerektiğini biliyoruz. Bu anlayışla 20 yıldır ülkemizi, 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla huzur ve güven içinde geliştirecek, kalkındıracak, refahını artıracak çalışmalar yürüttük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halen tarımsal üretime yönelik güneş enerjisi yatırımlarına 7,5 milyon liraya kadar çok uygun şartlarda Hazine destekli kredi sağladıklarını anlatarak, "Şimdiye kadar bu kapsamda 229 milyon liralık kredi kullanıldı. Bu kredilerin şartları ve vadeleri daha da iyileştirilebilir. Yeter ki siz kendi enerjinizi üretin, bu enerjiyle daha çok ürün elde edin, kendinize, ailenize ve ülkemize daha çok katkıda bulunun, biz her türlü kolaylığı sağlarız." ifadelerini kullandı.
"Basınçlı sulamadaki elektrik destek oranını da yüzde 25'ten yüzde 35'e çıkartarak, bundan 88 bine yakın çiftçimizin yaklaşık 2 milyar lira istifade etmesini sağladık. Bununla kalmadık, elektrikteki KDV'yi yüzde 18'den yüzde 8'e indirerek, ülke genelinde vatandaşlarımızın 3 milyar lira daha az fatura ödemesini temin ettik. Çiftçilerimizin kullandığı elektriği de tıpkı hanelerdeki tüketim gibi maliyetinin yaklaşık yarısına abonelere vermek için devletimiz yılda 15 milyar liralık bir yükü üstüne alıyor. Ayrıca elektrik faturalarının ödemesini, aylık yerine hasat döneminde yapma imkanı getirdik."
"Şimdi yeni bir müjdeyi daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Bereketli hilalin merkezi Şanlıurfa'nın verimine verim katmak için şehrimizde bir yenilenebilir enerji endüstri bölgesi kuruyoruz. Kendi elektriğini üretmek isteyen çiftçilerimiz, bu endüstri bölgesinden ihtiyaçlarını hem kolayca hem de ekonomik olarak karşılayabilecektir. Amacımız, istihdama da önemli katkısı olacak bu projeyle Şanlıurfa'yı ülkemizin en büyük yenilenebilir enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Sık sık elektrik konusunda yaşanan tartışmalarla gündeme gelen bu şehrimizi artık kaçak göçek işlerine gerek kalmadan elektrik üretimindeki gücüyle öne çıkartacağız. Yenilenebilir enerji endüstri bölgemizin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."
"Yaşanan olumsuzluklar sakın sizleri ümitsizliğe sevk etmesin. Mesajlarımızı net bir şekilde verelim. Kimse boş hayale kapılmasın. Yanlış hesap yapmasın. Siz Bay Kemal'e filan bakmayın. Onun yanındakilere bakmayın. Evet şimdi mesajlarımızı tek tek verelim. Allah'ın izni ve milletimizden alacağımız güçlü destekle 2023 seçiminde bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizi görevlendirmeye var mısınız?
İki, yine Allah'ın izniyle milletimizin takdiriyle Meclis'te çoğunluğu elde ederek yasama faaliyetlerini sizlerin vereceği görevle sürdürmeye biz hazırız. Siz de bu görevi vermeye hazır mısınız? Üç, Türkiye ekonomisi modelini mutlaka başarıya ulaştırarak, bir süredir insanlarımızın hayatlarını zorlaştıran sıkıntıları biiznillah geride bırakacağız. Küresel ekonomide, küçülme endişelerinin zirveye çıktığı bir dönemde biz üretimimizde, istihdamımızla, ihracatımızla büyümeye hazırız. Siz bu görevi bize vermeye hazır mısınız?
Dört, güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 kilometrelik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız. Terör örgütü ve onun yularını elinde tutanların, güvenlik güçlerimize ve masum sivillere karşı yaptıkları saldırılar bizi bu kararlılığımızdan asla döndüremeyecek. Bu görevi bize vermeye var mısınız? Beş, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun siyasi ve ekonomik hedeflerini birer birer hayata geçirerek ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil edeceğiz. Bu görevi bize vermeye var mısınız?
"Eski Türkiye güzellemesi yapanların tek dertlerinin, altılı masada olduğu gibi... Ne yapıyorlar, sen ne istiyorsun, şunu. Sen ne istiyorsun, bunu. Onlara bir şeyler dağıtmakla meşguller bunlar. Biz 85 milyona ne yaparız, bunu yerine getirmekle mükellefiz. Bu görevi vermeye var mısınız? Yedi, tek becerileri, kendi partilerindeki iktidarlarını sürdürmek, tek başarıları, kongre kazanmak olanların Türkiye'ye verecekleri hiçbir şey olmadığını seçim gününe kadar attığımız her adımla ispatlayacağız. Buna inanıyor muyuz? Sekiz, kapalı devre parti toplantılarında belki işe yarayabilen, yalan ve iftira siyasetinin sahte cengaverlik gösterenlerin gerçek hayatta karşılığı bulunmadığını bakıp usanmadan anlatmaya var mıyız?
Peki, Bay Kemal ve yandaşları neyle konuşuyor? Onlar musluk açıyorlar, musluk kapatıyorlar. Ama biz işte biraz sonra da göreceksiniz, eserlerimizle ortadayız. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını kucaklayacak vizyonumuzla milletimizin huzuruna çıkıyoruz ve milletimize asla yalanla değil hakikatle konuşuyoruz. Şimdi hazır mısınız? Bu muhteşem katılım hep bir ağızdan, Türkiye'nin dört bir yanı duysun. Tamam. Gür seda ile tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet bir olacağız. İri olacağız, diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Kalın sağlıcakla." (AA)