Bir gün gecikmeyle gerçekleştirdiği partisinin grup toplantısında Suriye'ye ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'ın İskenderun ilçesinde meydana gelen canlı bomba eylemine değinerek, "Bu olay Türkiye'nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir" dedi.
Sözlerinin devamında Suriye'ye yönelik operasyon mesajı veren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkartılmazsa ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum."
Grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Fransa'nın Ankara Büyükelçiliğinin, vatandaşlarına Türkiye'ye seyahat uyarısı yaptığının hatırlatılması üzerine, "Fransa'nın seyahatlerle ilgili bir kararı varsa biz o kararı bir görürüz, gözden geçiririz. Bunlara karşı mukabil adımları da biz atarız. Türkiye bir kabile devleti değil, hele hele Macron gibilerin baktığı, tanıdığı bir devlet de değil" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir sınır ötesi operasyon söz konusu olup olmadığına ilişkin soruya, "Biz zaten sınır ötesindeyiz. Pençe'de, Barış Pınarı'nda, Zeytin Dalı'nda, bütün oralarda her an varız ve şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız" cevabını verdi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Hatay'a ve İskenderun'a geçmiş olsun dileklerini tekrarlamak istiyorum. Güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilen teröristlerin daha önce belirlenen bir grubun son üyeleri olduğu anlaşılmıştır. Bu olay Türkiye'nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir."
"Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralarda bulunan teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkartılmazsa ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum. "
"Suriye'den ülkemize gelen DEAŞ mensuplarının eylem arayışlarının sürdüğünü de daha geçtiğimiz günlerde yakaladığımız çok sayıdaki teröristten biliyoruz. Dolayısıyla Suriye'deki varlıklarını DEAŞ'la mücadeleye bağlayanların bahanesinin altı da boştur DEAŞ'la gerçek anlamda sadece Türkiye mücadele etmektedir. "
Suriye topraklarına çöreklenen ama DEAŞ'la bizim kadar mücadelesi olmayan güçler artık bu ortaoyununu bir kenara bırakmalıdır. Türkiye'nin gücü gerekiyorsa Suriye'yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Ama biliyoruz ki Suriye üzerinde yapılan hesapların ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmekte uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizim tek gayemiz kendi güvenliğimizi sağlamaktır. Bunun dışında kimsenin ne toprağında, ne hakkında, ne hukukunda gözümüz bulunmuyor. Bir asırdır emperyalistlerin oyun sahası haline dönüşmüş bu kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vakti gelmiştir. İnşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır. Libya'nın geleceğini, kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerinin önünü kesmemiz bunun içindedir."
"Yarın cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümüne ulaşıyoruz. Milletimizin Cumhuriyet Bayramını şimdiden kutluyorum. Her değer gibi cumhuriyetimize de sahip çıkacağız. Geçmişten bu güne hepimizin bildiği tüm eksikliğine rağmen cumhuriyetimize sahip çıkarak kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. İlk durağımız 2023 hedeflerimizdir. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması demek her alanda dünyanın en üst ligindeki varlığını tescil etmesi demektir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlardaki ilerlememizi yavaşlatmış olsa da 023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız."
"İslam ve Müslüman düşmanlığının, peygamber efendimize saygısızlığın özellikle Avrupa'daki yöneticiler arasında kanser gibi yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Fransa'da çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayınlayan derginin bir karikatürle şahsımı hedef aldığını duydum. Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki benim sevgili peygamberime bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şey söylememe de gerek yok zaten. Üzüntün ve öfken şahsıma yapılan saldırıdan değil aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz peygamber efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındadır. Tabi hedefin şahsımız değil savunduğumuz değerlerimiz olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de bunların uzantıları olduğunu görüyor ve biliyorum. Hatta ve hatta bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz. Peygamber efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir."
"Biz bunların karşısında mı boynumuzu büküp, susup duracağız. Bunların karşısında mı yönümüzü başka tarafa çevireceğiz! Birileri böyle yapabilir. Ama Türk milleti inancına ve değerlerine yönelik hiçbir saldırı karşısından böyle cibiliyetsiz bir tavır asla takınamaz. Üstelik biz kendi dinimizle birlikte diğer dinlerin kutsallarına da saygı duyan bir milletiz. Buradan Batı'ya sesleniyorum ya siz değil misiniz Ruanda'da yüz binlerce Müslüman'ı katleden, siz değil misiniz Afrika'nın her ülkesine sadece elmas, altın var diye giren ve oradaki insanları katleden. Ya siz katilsiniz, katil! Bugün hala aynı şeylerin arayışı içerisindesiniz. Ama kusura bakmayın! Lübnan'a gidiyorsun. Ne işin var senin Lübnan'da ya! Ne oldu aradığını buldun mu orada? Bulamadın. Niye? Kovdular seni kovdular. Vaka bu. Ve tanındıkça bunlar her yerden kovulacak. Bunlar adeta Haçlı Seferleri'ni yeniden başlatmak istiyorlar."
"Topraklarımız içinde bu vatanda 435 kilise sinagog ve havra bulunuyor. Bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Hiç kimsenin kutsalına müdahale etmedik, etmiyoruz ve etmeyiz. Hatta son 18 yılda vakıf mallarının iadesinden kilise ve diğer ibadethanelerin restorasyonlarına kadar farklı inançlara mensup vatandaşlarımızın dini özgürlüklerini genişletmen için pek çok adım attık. Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımızın sıkıntısını daima kendi sorunumuz olarak gördük. Ülkemizdeki hoşgörü anlayışı Avrupa'daki gibi faşist suratların yüzlerine maske yaptıkları türden bir riyakarlık değil, kalbimizin derinliklerinden gelen samimi bir hissiyattır.
Camiye sabah namazında 150 kadar Alman polisinin girmesi bana Merkel izah edemez. Ne yaptığına bakarım. Sadece görüşmek, konuşmak bunlar çıkar yol değil. Bugün milyonlarca insanın yaşadığı Almanya'da oradaki soydaşlarımızın kimliğine gerekli değeri vermiyorsanız kusura bakmayın. O insanların ciddi bir kısmı şuanda senin vatandaşın. Bunların inanç hürriyetine, yaşam hürriyetine değer vermen lazım. Ama yok böyle bir şey. İstiklalimize ve istikbalimize değerlerimize saygı duyulması şartıyla biz hiç kimseye inancından, kimliğinden ötürü husumet beslemeyiz."
"Orta Doğu'dan Suriye'den Azerbaycan'a asker gönderiyorsunuz. Yabancı güçler gönderiyorsunuz falan filan. ben de sayın başkana bir şey söyledim. Şuanda 2 bin civarında tespit ettiğimiz PKK'lıların YPG'lileri Ermenistan buraya aldı. Yabancı savaşçı olarak bunlar orada. Benim onlardan haberim yok dedi. Ben şimdi size haber veriyorum dedim. Bunun üzerinde durmanız lazım. Ve buna göre adımlarımızı atmamız lazım. Bunlar Suriye'den oraya ithal bu konuda dayanışmamız lazım. Sayın Putin'in bu PKK, YPG, bunlara böyle yüz vereceğine ihtimal ermiyorum. Am Paşinyan'a bunları söylemesi lazım .Aksi takdirde gereği yapılır. "
"Müslüman'dan terörist olmaz, teröristten de Müslüman olmaz. Zira terörist masum insanları katletmekten çekinmeyen, bu anlamda her yöntemi kullanabilen eli kanlı bir canidir. Teröristi herhangi bir dine mensup olsa da diğer tüm sıfatlarının ötesindeki amaçları ve eylemleriyle tanımlamak gerekir. Kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın terörist böyle görmeyen ve tavır geliştirmeyen herkes Fransa'nın düştüğü duruma düşer. "
"Ne yaparlarsa yapsınlar imkan bulduğumuz her platforma hakkı ve hakikati savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye dünyadaki siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden şekillendiği şu kritik süreçte tarihi bir mücadelenin içindedir. Biz kendimiz, dostlarımız ve tüm insanlık için adil, ahlaklı, hayırlı olanı istiyoruz. Dün Bay Kemal, eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa sen benimle ilgili konuş. Eşimle ilgili konuşma. Sen ne biçim siyasetçisin ya. Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Senin siyasetle alakan yok. Siyasetçiysen kalkarsın benimle ilgili konuş, siyasetçi arkadaşlarımla ilgili konuş. Biliyorsun ki onlar seni paçavraya çevirirler. Yakılacak çantalar arıyorsan sizde çok. Yanınızda Beyaz Türkler çok .Onların yakılacak çantaları da vardır. Zekâ yoksunu bir adamsız. Airbus'ları satmamızı istiyorsun. Onunla bunun ne alakası var. Biri stratejik bir ürün. O bir ortaklığın ürünü. Bundan dahi haberin yok senin. Zavallısın sen ya!"