Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milliyet ve Vatan gazetelerini Doğan Grubu’ndan alan Erdoğan Demirören’in kendisine “Kimi tavsiye edersin” diye sorduğunu kendisinin de Akif Beki’yi tavsiye ettiğini söyledi. Erdoğan, “Satın aldıktan sonra Erdoğan Bey bana, ‘Kimi tavsiye edersin’ diye sordu. O zaman Kanal 24’den ayrılmakta olan Akif Bey’i tavsiye ettim. Onlar anlaşamadılar. ‘Şunu al, bunu al’ demedim” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Hasan Cemal’in, Milliyet’ten 15 yıl sonra ayrılmasıyla ilgili olarak da “Cemal’in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir. Hasan Cemal olayının benimle uzaktan yakından ilgisi yok” diye konuştu.
Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "İmralı zabıtları gazeteciliktir" sözlerinın hatırlatılması üzerine "Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte tutanaklar başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler" ifadesini kullandı.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu’nun aktardığı Başbakan Erdoğan’ın sözleri şöyle:
Hasan Cemal olayı ile değerlendirmeniz nedir?
Arkadaşlar, dedikodular bazı köşelerde de yer alıyor. Bizim Demirören ailesine, Başbakan olarak baskı kurduğumuz söyleniyor. Bu iki gazetenin alımında da Erdoğan Bey ve oğluna en ufak bir tavsiyem olmadı. İşadamları olarak ister alırlar ister almazlar. Aydın Bey ile aralarındaki hukuklarını bilirim. Hatta bu nedenle satın aldıklarında, “Muvazaa mı var” diyenler oldu.
Satın aldıktan sonra Erdoğan Bey bana, “Kimi tavsiye edersin” diye sordu. O zaman Kanal 24’den ayrılmakta olan Akif Bey’i tavsiye ettim. Onlar anlaşamadılar. “Şunu al, bunu al” demedim. Derya Bey atanırken de benim haberim olmadı. Derya Bey kendisi bir yolculukta geldi, sordu. “Eleştiriler ufkumuzu açar ama hakaret ettirmeyin” dedim. Şimdi Hasan Cemal’in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir. Geçenlerde bir olay yaşadık. Ona kırıldım. Tutanak olayında dedim ki, “Terörle mücadelede her türlü desteği vermeye hazırım” deyip, bu haberi yayınlamak izah edilemez. ETA, IRA sürecinde medya bu tür şeyleri yayınlamama ortak kararı almıştı. Aralarında sözleşme yapmışlardı. Hatırlattım. Hasan Cemal olayının benimle uzaktan yakından ilgisi yok. Geçmişte Uğur Dündar, Emin Çölaşan gibi isimler de gazetelerinden ayrılırken benzer dedikodular çıkarılmıştı. Orada da benim bir dahlim söz konusu olmamıştır. Kaldı ki gazetesi de, “Hasan Cemal istediği zaman köşesinde yazabilir” diye duyurdu.
Bülent Arınç, Milliyet’in o metni yayınlamasının “gazetecilik başarısı” olduğunu söyledi...
Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte tutanaklar başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler...