Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizle ilgili ön yargıları kırdığımız ölçüde onların önündeki engelleri kaldırabiliriz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak milletimden engellilerimiz konusunda daha fazla hassasiyeti ve dayanışma bekliyorum” dedi. Erdoğan, "Devletin şefkat şemsiyesi dışında kimsenin, hiçbir vatandaşımızın kalmaması için özel gayret gösterdik. Türkiye’yi büyütürken, üretimi artırırken, istihdamı teşvik ederken 84 milyonun tamamını kucaklamaya gayret ettik, ediyoruz, edeceğiz. " ifadelerini kullandı.
“Engelleri Birlikte Aştık İzmir Buluşması” programında engelli vatandaşlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, engelli vatandaşların sorunlarını dinledi, sorularına cevap verdi ve onlarla birlikte türkü söyledi.
Programın yapıldığı salona, sanatçı Metin Şentürk ve küçük bir kızın seslendirdiği “Beraber yürüdük biz bu yollarda” isimli şarkının eşliğinde giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lokman Ayva ve Metin Şentürk ile şakalaştı. Erdoğan, şarkının sonunda Metin Şentürk’e, “Metin maşallahın var” diye seslenince, Metin Şentürk de, “Siz başka bir duygu verince böyle oluyor” diyerek cevap verdi. Erdoğan, salonda Lokman Ayva’yı gördükten sonra, “Metin, Lokman ile tanışıyorsunuz değil mi?” diye sordu. Metin Şentürk ise, “Onu gözüm bir yerden ısırıyor” diye esprili bir cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lokman nüktede Metin de senden geri kalmıyor” ifadelerini kullanınca salonda gülüşmeler oldu.
AK Parti iktidarında engelli vatandaşlar için yapılan çalışmaları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“19 yıldır; ‘AK Parti varsa, biz varsak engel yok’ diyerek çalışmalarımızı kararlılıkla, samimiyetle sürdürüyoruz. Medeniyetimizin ayırıcı vasıflarından olan kerim devlet tasavvurunu günümüzün sosyal devlet ilkeleri ile birleştirerek yeniden yorumladık. ‘Yaratılanı severiz, Yaratan’dan ötürü’ inancı ile hareket ederek ülkemize dünyanın en geniş kapsamlı sosyal güvenlik ve sağlık sistemini kazandırdık. Devletin şefkat şemsiyesi dışında kimsenin, hiçbir vatandaşımızın kalmaması için özel gayret gösterdik. Türkiye’yi büyütürken, üretimi artırırken, istihdamı teşvik ederken 84 milyonun tamamını kucaklamaya gayret ettik, ediyoruz, edeceğiz. Engelli insanlarımıza eğitimden istihdama kadar her alanda eşit bireyler olarak toplumda var olabilecekleri imkanları sunmaya çalıştık. Engelli kardeşlerimize yönelik sosyal politikalarımızı yardım değil, hak eksenli bir anlayışla şekillendirdik. Eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal yardım, evde bakım, girişimcilik, sportif ve kültürel faaliyetler, sağlık ve erişilebilirlik gibi alanlarda hayata geçirdiğimiz politikalarla engelli kardeşlerimizle engelleri birlikte aştık. 2005 yılında çıkartılan Engelliler Kanunu ile eğitim hizmetlerinden bakım hizmetlerine, istihdamdan ayrımcılığın önlenmesine kadar pek çok konuda tarihi nitelikte adımlar attık. 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile daha da ileriye giderek engellilere yönelik pozitif ayrımcılığı anayasal güvenceye aldık. 2013 yılında yapılan bir başka düzenleme ile ‘özürlü’, ‘çürük’, ‘sakat’ gibi incitici ibareleri tamamen kaldırdık. 2007 yılında başlattığımız evde bakım yardımı kapsamında destek alan kişi sayısı 2021 yılı itibariyle 535 bin 700’e ulaştı. Her ilde en az bir merkez olacak şekilde Türkiye genelinde 128 engelsiz gündüz yaşam merkezini hizmete sunduk. Kamu bakım ve rehabilitasyon merkezi sayısı 2002 yılında 21’iken, 2021 yılı Ekim ayı itibariyle 104’e çıkartıldı. Keza partimiz bünyesinde 81 ilimizde kurduğumuz engelli koordinasyon merkezlerimizle engelli vatandaşlarımızın yanında olduk. Engelli vatandaşlarımızın istihdam oranlarını artırmak, onların kimseye muhtaç olmadan hayatlarını idame ettirebilmeleri için pek çok adım attık. 2012 yılında dünyada bir ilke imza atarak engelliler için ayrı ve merkezi bir sınava uygulaması getirdik. Şimdiye kadar 62 bin 337 engelli ataması yaparak bu alanda rekor üstüne rekor kırdık. Halihazırda toplam kamu çalışanları içinde engellilerin oranı yüzde 2’ye yaklaşmıştır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu sayının aratacağına inanıyorum” d
Engelli vatandaşların, engelleri aşmanın bir inanç meselesi olduğunu her gün ispat ettiklerini, engellilerin sporda, sanatta, iş hayatında, siyasette, eğitimde ve diğer alanlarda elde ettiği başarılardan gurur duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Engelli kardeşlerimizin hayatın her alanına hiçbir mani olmadan katılmalarını temin için var gücümüzle çalışıyoruz. Okullarımızı, şehirlerimizi, sokaklarımızı yeniden inşa ederek engelli kardeşlerimizin önündeki engelleri kaldırmaya gayret ediyoruz. Öte yandan engelli vatandaşlarımızın toplumda hak ettikleri yeri alabilmesi, tek başına devletin veya hükümetin çabaları ile mümkün değildir. Bütün bireylerin, ailelerin, sivil toplumun, iş dünyamızın, belediyelerimizin, üniversitelerimizin bu süreci desteklemesi şart. Bu konuda ne kadar farkındalık oluşturabilirsek hedeflerimize o derece varabiliriz. Engelli kardeşlerimizle ilgili ön yargıları kırdığımız ölçüde onların önündeki engelleri kaldırabiliriz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak milletimden engellilerimiz konusunda daha fazla hassasiyeti ve dayanışma bekliyorum. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da engelli kardeşlerimizin yanında olmaya, hayatlarını kolaylaştırmaya, huzur ve refahını artırmaya devam edeceğiz. Engelli kardeşlerimizin de hayatın her alanında sergiledikleri başarılarla bizleri gururlandırmaya devam edeceklerine inanıyorum” şeklinde konuştu.
Bir engelli annesi ile sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafızlığını tamamlayan Ravza isimli küçük kız ve kardeşi Emirhan ile de sohbet etti. Salgın dönemi ile ilgili gelen bir soruya cevap veren Erdoğan, “Bizim büyük bir avantajımız oldu, elhamdülillah özellikle şehir hastaneleri, diğer hastaneler, bu konuda fiziki anlamda sıkıntı yaşamadık. İster engelli, ister engelsiz olsun her türlü tedbirimiz vardı, onlara da gerekli olan müdahaleleri yapma imkanını bulduk. Bundan sonra daha da güçlenerek yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Erdoğan, engelli vatandaşların sorularına cevap verdiği esnada isteyenlere kitabını da imzalarken, Down sendromlu Caner, yanında getirdiği kupasını Erdoğan’a gösterdi. Erdoğan, yüzücü olan Caner ile bir süre sohbet ederken, Caner’den salon futbolu oynama konusunda söz aldı. Erdoğan, “Sen takımı al bana gel. Babası, takımı alın Külliyeye gelin” dedi.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Programı’nda yüksek lisans yapan Ayşe Begüm Başbozkurt eğitim döneminde yaşadığı önyargılardan bahsetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayşe Begüm’ün bu durumu tüm topluma, tüm halklara bir örnek. Küçümseyemezsin, onları aşağılayamazsın, onlara eğitim-öğretim kapılarını kapayamazsın. Çünkü özellikle Ayşe Begüm’ler bu toplumda diğerlerine örnektir. Siz engel koyuyorsunuz ama Ayşe Begüm o engelleri aşa aşa buralara geliyor. İnsanoğlu azmettikten sonra hiçbir şeyi tanımıyor. Jülide Hanım, Ayşe Begüm’ü takip edeceksin” açıklamasında bulundu. Ayşe Begüm Başbozkurt ise “5. Yargı Paketi yasalaştı, 2802 sayılı Kanun’daki engellilerin hakim ve savcılık yapamayacağına ilişkin madde değişti” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti.
Engelli sporcu Dilara Çelik, “Bizimle ilgili daha fazla insanı bilinçlendirmek için çalışıyorum, bunun için akademisyen olmak istiyorum. Sınavlara da girdim. Özel sporcularla ilgili hatırladığınız bir anınız var mı?” şeklinde soru sorunca Erdoğan, “Anlatılamayacak kadar çok. Benim en büyük anılarım Metin ile, bir de Lokman ile. Lokman bir anımızı anlatır mısın?” diyerek sözü Lokman Ayva’ya bıraktı.Lokman Ayva da, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile anısını şu ifadelerle anlattı:
“Siz bir keresinde ‘Lokman sen beni görmüyorsun, ben de seni görmeyeceğim’ demiştiniz. Ben de Sayın Cumhurbaşkanım bazı şeylerde karşılık beklememek lazım, asıl sizin bizi görmeniz lazım, yıllardır da görüyorsunuz.”
Engelli bir öğretmenin, “Biz öğretmenler olarak meslek kanunun çıkmasını bekliyoruz” ifadelerine karşın Erdoğan, “Onun çalışmaları son safhaya geldi” diye cevap verdi.
Engelli milli okçu Öznur Cüre’nin “Paralimpik sporcular olarak büyük başarılara imza attık. Bu başarıların artması için çalışmalar nelerdir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözü Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na verdi. Bakan Kasapoğlu, “Yetenek projemiz başladı. Hem yeteneklerin tespiti hem kulüplerin desteklenmesi hem de ilgili müsabakalara hazırlık noktasında alt yapı desteği sağlıyoruz. Arkadaşlarımızın uluslararası müsabakalarda tecrübe kazanıp paralimpik oyunlara hazırlık noktasında müsabakalara teşvik ediyoruz. Branş çeşitliliğini sağlayacağız. Onların motivasyonlarını artırma yönünde teşviklerimiz devam edecek. Tüm Türkiye’de kulüpleşmeyi teşvik ediyoruz. Kulüpler bu anlamda ciddi bir ivme kazandırdılar. Sizin başlattığınız amatör devrimi ilerleterek devam ettiriyoruz. Sporcularımız inşallah 2024 Paris’te bizlere daha çok mutluluk yaşatacaklar” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli sporcu Nesim Turan’ın, “Spor aşkınız nereden geliyor?” şeklindeki sorusuna şu ifadelerle cevap verdi:
“Ben 14 yaşında mahallede futbola başladım. O zaman İmam Hatip okulunda okuyordum. Amatör kümede futbola devam ettim. İstanbul’da Camialtı Spor Kulübü vardı, orada oynadım. Okul bitince İETT’ye transfer oldum. Amatör kümede profesyonel teklif geldi ama babam, Allah rahmet etsin, iyi ki önümü kesti, ‘ben seni okuman için yetiştiriyorum, sen profesyonel futbola devam etmeyeceksin.’ İyi bir transfer teklifi gelmişti ama babama saygım çok ileriydi. Babam da hafiften almazdı işi. Babam öyle dedikten sonra bizim farklı bir şey yapmamız mümkün değildi. Futbolu babamın dediği şekilde amatör kümede devam ettirerek bitirdik. Hayırlı da oldu. Siyasete tüm ağırlığımızı verdik. Siyasette o gün, bugündür devam ettik. Millete hizmet yolunda devam ediyoruz. Güzel bir ekibimiz var. Bu ekiple de Türkiye’mizin dört bir yanına hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Yani hizmetimizin gitmediği yer yok. Yapacağımız çok şey var. Bundan da çok mutluyuz. Sizlerle mutluyuz. Bu aşk işidir. Neşet Ertaş, ‘Aşkınan koşan yorulmaz’ diyor.”
Akıllı baston teknolojisini geliştiren şirketin kurucusu olan görme engelli Kürşat Ceylan’ın söz alması üzerine Erdoğan, ”İhracat ne alemde?” diye sordu. Kürşat Ceylan, çok yeni olmalarına rağmen 400 bin dolarlık ihracat yaptıklarını söyleyince Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fena bir rakam değil” diye cevap verdi. Kürşat Ceylan’ın “Sosyal etki girişimciliği konusunda bundan sonraki adımlar neler olacak?” sorusu üzerine Erdoğan, “Kürşat bu konuyla ilgili seninle özel konuşmamız lazım. Bu işin maliyet analizlerini yapmamız yazım. Seninle bu yola devam edebiliriz” dedi.
Söz alan sanatçı Metin Şentürk, “Biz eskiden, sizden önce, otururduk neler yapılması gerektiğini anlatarak hiçbir şey yaptıramazdık. Ama bugün nelerin yapıldığını anlattığımız günlere getirdiğiniz için teşekkür ederim” diye konuştu.
Erdoğan, programın sonunda görme engelli Bager Çalışçı’nın piyanosuyla çaldığı Yemen Türküsüne ve Metin Şentürk’ün şarkılarına eşlik etti.