Başbakan Tayyip Erdoğan, telefon dinlemeleri konusunda “Keşke TİB'i kurmasaydık. Kuruldu ama onların işgali altında. Dinlemelerin tamamen kaldırılmasından yanayım. Ben yetkili makamda oldukça paralel yapıya asla af olmaz” dedi.
Erdoğan, önceki gün Mersin programı dönüşünde uçakta gazetecilerle konuştu. Sabah gazetesinden Yahya Bostan’ın haberine göre, Erdoğan'ın mesajları şöyle:
ORTAYA YÜREKLERİNİ KOYDULAR: Bu adımla (İstanbul'daki operasyon) birlikte inanıyorum ki zincirin halkaları gelişerek sökülmeye başlayacak. Burada yine inanıyorum ki birçok dosyalar ortaya çıkacak. MGK'da da bununla ilgili biliyorsunuz tavsiye kararı alındı. Orada zaten ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlara karşı mücadelenin başlatılması adımı atıldı. Ve sağolsun gerek güvenlik güçlerimiz gerekse bu noktada yargıda hassasiyeti olanlar, bu meseleyle mücadele için yüreklerini ortaya koymaya başladı.
HEPSİNİN ALTINDA BUNLAR VAR: Bu kesimlerin neyi hedef aldıklarına bakıyorsunuz; 3. köprüyü, kanal İstanbul'u, yüksek hızlı treni engelleme var. Savunma sanayi konusunda bile birçok şeyi engelleme adımları var. Marmaray noktasında 4 sene kaybettik. Bakın çok açık söylüyorum. Taksim kışlası olayının arkasında da bunlar var. Oradaki kültür merkezinin opera binası yapacağımız yer onun da arkasında bunlar var. Taksim Camisi'nin engellenmesinin ardında da bunlar var. Hepsinde... Eğer milletim beni Çankaya'ya layık görürse ilk andan itibaren de bu mücadelemi aynı kararlılıkla sürdüreceğim.
BELKİ DE YERİME İSİM BULAMADILAR: (Sizinle ilgili dönemin başbakanı ifadesi kullanılmıştı. Sizin yerinize bir isim bulabilmişler mi sorusuna gülerek) Kurdukları kabinede kimler vardı onu ele geçiremedik henüz. Belki de bulamadılar.
AF DİLESELER DE AF YOK: (Bülent Arınç'ın "Af dilerlerse düşünürüz" sözü hatırlatılınca) Bizim öyle bir yetkimiz yok. Şu anda bu işin ucu nerelere gidiyor bunu daha bilmiyoruz. Ama bu işi öyle hafife aldığınız anda yarın bir başka yerden farklı şekilde palazlanırlar. Bülent Bey bunu neye dayanarak böyle söylemiş bilemiyorum. Ama şahsen ben yetkili makamda olduğum sürece asla... Çünkü çok insanlar mazlum durumuna düşürüldü. Çok insanlar mağdur oldu.
DİNLEMELERİN KALKMASI LAZIM: Biliyorsunuz yüzlerce insan dinlenmiş. Bakın çok açık söylüyorum. Şu anda biz ağır cezalarda oy birliği ile dinleme kararı aldık ya... Bana göre bunların bile kalkması lazım. Dinlemenin yani insanların mahremine girmenin bizim medeniyetimizde yeri var mı? Öyle bir şey olamaz. Ama maalesef önceki dönemlerde öyle bir şey olmuş ki insanların mahremlerine giriliyor.
NE GEREK VAR TİB'E: Bizim TİB'i kaldırmamız lazım. Bizim önemli bir yanlışımız olmuştur. Keşke biz bu TİB'i kurmasaydık. Kuruldu ama onların işgali altında. Bu TİB'in kalkmasından başka bir şey yok. Zaten MİT'imiz var mı bizim? Var. Emniyet istihbaratımız var mı var. Ne gerek var TİB'e? Ben dinlemelerin tamamen kalkmasından yanayım. Bu konuda zaten herhangi bir gelişme olduğu zaman sen bunu insani istihbaratla sağla. Ama teknik istihbaratla filan git evin içine, adamın yatak odasına böceği yerleştir ondan sonra orada ne oluyor ne bitiyor...
ZAAF YARATMAZ: ("Dinlemenin kaldırılması ulusal güvenlik zaafı yaratmaz mı?" sorusuna) Zaten adı üzerinde. Milli istihbarat. İstihbarat zaten bu tür bilgileri sana alıp getirecek. Ama burada ne var? Mahkeme kararıyla dinlemeler var, mahkeme dışında dinlemeler var. Bunlar sipariş üzerine yapıyorlar.
KAMPANYAYA İLGİNÇ BAĞIŞLAR: ("Cumhurbaşkanlığı kampanyasına yapılan ilginç bağışlar var mı?" sorusuna cevaben) Bir çocuk 10 lira bağışlamış. Gaziantep'te de 103 yaşında bir nine kefen parasını bankaya götürmüş bunu Tayyip oğluma vereceğim demiş. Bugün bir küçük kızımız da şiir bağışladı.
SPK'YA BANK ASYA ÇAĞRISI: Şu anda Bank Asya iyi bir konumda değil. Ve mal varlıklarını satmak suretiyle likiditelerini artırma gayreti içindeler. Şu anda bütün onlara rağmen sıkıntı devam ediyor ve bunu finans sektörü de gayet iyi biliyor. Şunu ben rahatlıkla söyleyebilirim. Bu aldığım bir bilgidir. Qatar Islamic Foundation bir defa burayı alma noktasında değil. Onu ilan ederek kendilerine oradan piyasalarda psikolojik bir destek sağladılar. Aslında bu SPK tarafından masaya yatırılması gereken bir konu. Burada aldatmaca var, muvazaa var. Ki şu var: BDDK, MİT, MASAK bular müsaade etmediği sürece buraya gelip ortak olamaz. Ama bunlar vatandaşı maalesef bu şekilde göstererek de aldattılar.
İSRAİL'E KARŞI BM GİRİŞİMİ: (İsrail yönetiminin uluslararası mahkemelerde yargılanması) Girişimlerimizi zaten BM nezdinde yaptık. Şu anda İsrail'i ciddi manada rahatsız eden şeylerden biri de bu. Çünkü şu anda bu konuda bir ittifak oluştu yargılanması konusunda. Böyle bir kararın çıkması bunları rahatsız etti. Türkiye olarak bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız.
Türkiye'deki Museviler bizim vatandaşımızdır. Biz vatandaşlarımızın can güvenliğinden mal güvenliğinden sorumluyuz. Onlar bize emanettir. Duygusal davranmak suretiyle sokakları tahrik etmek doğru değil. Biz orada asla taşkınlığa prim veremeyiz. Ben Musevi vatandaşlarımızın liderleriyle bugün (önceki gün ) bir görüşme de yaptım tekrar. Dedim ki '200-500 kişi bir araya gelip bir defa İsrail devletine karşı bir açıklama yapın. Bir tavır ortaya koyun. İsrailli yetkililere, kendi yanlış politikalarına dünyadaki tüm Yahudileri, Musevileri alet etmelerini doğru bulmadığınızı söyleyin'. Haklısınız dediler. Ama açıklama yapsalar da yapmasalar da Musevi vatandaşlarımızın incinmesine asla müsaade edemeyiz.