Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yenikapı’da milyonların katılımıyla düzenlenen ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek merci TBMM’dir" dedi.
Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası askeri okulların kararnameyle kapatılmasıyla ilgili olarak ilgili "Bazı eski askerler bunun yanlış olduğunu söyledi. Ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar" diye konuştu.
"15 Temmuz'u bir milat haline dönüştürmeliyiz" diyen Erdoğan, "TSK'da FETÖ’nün etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Buna benzer birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm işlemleri, tüm sınavları incelemeliyiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘demokrasi nöbetleri’nin bugün Yenikapı’da yapılan mitingle taçlanacağını söylemişti.
Mitingte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, gazilik şerefine ikinci defa nail olan Sayın İsmail Kahraman, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, KKTC’nin Sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizi takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir yanında gözü ve gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim. 15 Temmuz’da bir kez daha istiklali ve istikbali için kıyam eden, canı pahasına ülkesini, FETÖ’ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim. Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle tamamlıyorum.
15 Temmuz’da sokaklara inerek, namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden 172’si sivil, 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere, 240’ı şehadet makamına ulaştılar. Kendilerine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağolsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden. 2195 tanesi yaralanarak gazilik rütbesine ulaştı. Hastanelerde ve evlerde tedavileri süren yaralılarımıza rabbimden şifalar niyaz ediyorum.
O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gaziliğe nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar.
Bu her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir. Ne diyor İstiklal şairimiz, “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varlığımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”
Değerli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin, vatanımızın, demokrasimizin, özgürlüğümüzün korunmasında katkısı vardır, rolü vardır, payı vardır. 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. İstanbul’un gazası mübarek olsun, Ankara’nınki mübarek olsun, darbe girişimine maruz kalan her şehrimizin gazası mübarek olsun.
Darbe girişimine karşı tüm farklılıkları bir kenara bırakarak kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, her kökenden, meşrepten insanıyla dünyanı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti bin yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını açmışsa 15 Temmuz’da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikildi. Süleyman Şah 1075 yılında bu coğrafyada ilk devletimizi hangi vizyonla kurduysa aynı vizyonla darbeye karşı çıktık.
Osmangazi tarihin en kudretli devletini hangi ilkeler üzerinde kurduysa biz de o ilkelerle müdafaa ettik. Çanakkale’de hangi iradeyle kanını akıttıysa, 15 Temmuz’da da aynı iradeyle FETÖ’yü, darbecileri geri püskürttük. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin sadece diplomatik saldırılara değil, askeri sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, rayından çıkmayacağını göstermiştir.
Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturan düşmanlarımız ise bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandı.
Verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir.
Onun için her zaman ne diyoruz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu görüntü tüm renkleriyle Türkiye’nin attığı bu adım var ya, bu geleceğe yönelik adeta vatanımıza sahip çıkmanın ilanı ve ispatıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır.
Bundan sonra işimiz artık muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak. Bunu başarmaya var mıyız? Bu manzara birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, sadece temenni, sadece slogan değil, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin, kuvveden fiile geçebileceğinin ilanı ve ispatıdır. Bütün bunlarla beraber yolumuza, dayanışma içinde geçeceğiz. Ete kemiğe bürüneceğiz, mütevazi olacağız, birbirimizi makam, mevki için değil, para pul için değil, sadece Allah için seveceğiz.
Böyle bir milletin evladı olarak huzurunuzda olmak bizlere büyük gurur veriyor. Gazi Mustafa Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta ülkenin büyük bölümü işgal altındayken “Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım, o esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır.” Bir kez daha soruyorum, Gazi’den 96 yıl sonra aynı soruyu soruyorum. Ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin? (Hayır cevabı) Mesele bu. Bu millete, evet, kimse bu esareti asla getiremeyecektir. Çünkü şu anda siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin zaten talebinizi biliyorlar. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek merci TBMM’dir. Meclisimiz böyle bir karar verdikten sonra böyledir, onamaksa, ben peşinen ifade ediyorum, onarım.
Kardeşlerim Vatan Caddesi’nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman kalkıp da bunu kenara koymak mümkün mü? Külliyede F16’ların yağdırdığı bombayla başı vücudundan ayrılan bacımın başı kongre merkezimizin çatısına uçmuştu. Efendim AB’de idam yokmuş, konseyde yokmuş, şurada yokmuş, burada yokmuş. ABD’de var, Japonya’da var, Çin’de var. Bu ülkede de zaten 84’e kadar vardı. Sonra kaldırıldı. Millet böyle bir kara veriyorsa, öyle zannediyorum siyasi partiler uyacaktır.
Mermilerin ucuna göğsünüzü koydunuz, tankların önüne yattınız. Bakıyorum bir gazimiz, ilk tankın altına kendini atıyor, ikinci tanka da atıyor. Kolu ciddi manada yaralanıyor. Söylediği ne biliyor musunuz? “Siz beni bırakın, siz nasılsınız Cumhurbaşkanım” diyor. İmansız olanlar, imanı olanlar karşısında dayanamadılar. Bu FETÖ birçok sinsiliği hesap etti de, bu milleti hesap edemedi. Bu milletin dirayetini hiç hesaba katmadı.
Hani yetiştirdiğiniz bazı adamlar, TSK içindeki bazı hainler, burada tabii özellikle TSK’nın büyük bir çoğunluğunu tenzih ediyorum. Vatanperver olanlar kendini ortaya koymasaydı, çok daha zor olacaktı. Yalnız, bir ithamım var. Hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı. Bazı eski askerler bunun yanlış olduğunu söyledi. Ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar.
Tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler buraya gelsin, girsin. Tek tip niye olsun? Hepsi girsin.
Benzer teşebbüste bulunan herkes milletinden aynı cevabı alacaktır.
Ölmeye var mıyız, yol almaya var mıyız? Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaya var mıyız? Aziz milletim, devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Sadece bu ihanetleri yapanları değil, onları harekete geçiren saikleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ’cüler. Bunların adını hala ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyeceksin. Muktedir olanlar, bunların ismini aynen ifade etsin ki, bilmeyenler bu FETÖ’cüler kimdir, bunu öğrensin.
Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Bu örgütü tüm boyutlarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek zorundayız. Ama sadece bunu yaparsak, diğer virüslere karşı savunmada zayıf kalmış oluruz. Her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu ihanet şebekesinin adı PKK da olsa, FETÖ de olsa, DAİŞ de olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri değişebilir, kadroları değişebilir, söylemleri değişebilir ama hepsinin de Türk milletinin, devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.
Saflar gayet net. Bir tarafta tüm kurumlarıyla, tüm siyasi partileriyle, tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti devleti vardır, diğer tarafta ise kimi dini, kimi ideolojik sapkınlık arkasındaki karanlık güçler vardır. Buradan 80 vilayete selam olsun. Buradan 79 milyona selam olsun. Terör örgütü mensupları ise kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi hapiste ceza veriyor, kimi mezarda hesap veriyor. Arkalarındaki güçleri iyi biliyoruz, hesaplarını önlerine koyacağız. Bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirelim. 15 Temmuz’u bir milat haline dönüştürmeliyiz. Yakın tarihimizin tüm sıkıntılarını yeniden masaya koyarak eksikleri yanlışları ortaya koymalıyız. TSK'da FETÖ’nün etkinliğinin önünü açan davaları yeni baştan incelemeliyiz. Buna benzer birçok davaları incelemeliyiz. Şaibeli tüm işlemleri, tüm sınavları incelemeliyiz.
Milletimizin din hassasiyetini, vicdanını çaldıkları tüm imkanları milletimizin hizmetine vermeliyiz. Kimse kapatılan yurtlardan, evlerden endişe duymasın. Devletimizin tüm kurumları ve STK’lar çok daha iyisiyle bu boşluğu dolduracaktır. Hükümetimiz OHAL ilanı sonrasında sahip olduğu yetkisiyle çok önemli adımlar attı, atmaya devam ediyor. Gazi Meclisimiz üzerine düşeni yapmayı sürdürüyor, sürdürecektir. İnanıyorum ki bu değişiklikler hızla hazırlanacaktır.
15 Temmuz’dan beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz. Demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz. Yenikapı’da bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz ay yıldızlı bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk. Daha güçlü, daha müreffeh bir ülke için devletin yeniden yapılandırılmasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.
3 haftadır ifade ettiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyorum. 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimidir ama hadise sadece bundan ibaret değildir. PKK ve DAİŞ’in siyasi eylemleriyle gerçekleştirmek istediklerinin yeni bir safhaya çıkarılma girişimidir. Aynı zamanda bir terör eylemidir. 15 Temmuz ülkesine ve milletine ihanet eden bir siyasi güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Şayet darbe başarılı olsaydı, 1000 yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsiyle sunulacağını gayet iyi biliyoruz. Tüm bu gerçekleri hep birlikte gördük. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Boşnağıyla, Arabıyla, Romanıyla 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar ülke ve millet olarak topyekun istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu, gazi oldu. Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine tam aksine minarelerden ezan sesleri yükseldi. Salalar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha tatlı değildir.
Kardeşlerim, ben bu muhteşem buluşmada buradan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum. Bizim yıllardır dilimizden düşürmediğimiz milli irade bu şehitlerimizle güç kazandı. Milletimiz o muazzam irfanıyla daima en doğruyu, en faydalıyı bulmuştur, bulacaktır. 79 milyon vatandaşımıza bakıp eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını gördüğünü söyleyenler 15 Temmuz’da hayatlarının en büyük şokunu yaşamışlardır. Bu milletin mayası sağlamdır, mayası. Bana Yozgat’tan mektup gönderen 6. sınıf evladımız “Ülkemize olan saldırıdan çok korktum. Keşke büyük olsaydım da bir şeyler yapabilirdim. Tamiri için harçlığımı Meclis’e gönderdim” diyor. Bu millet bu ya. Bu millet bu.
Cesareti ve dirayetiyle kendine hayran bırakan bir millet. İnşallah önümüzdeki dönemde, hem kendi insanımızın, hem tüm mazlumların yüzünün güleceği bir dönem olacaktır. Bir kez daha aziz milletime şükranlarımı sunuyorum. Yenikapı’da, ülkemizin her köşesinden katılan her vatandaşımıza “Zafer demokrasinin, meydan milletindir” diyen milletimize teşekkür ediyorum.
AK Parti Genel Başkanı’na, CHP Genel Başkanı’na, MHP Genel Başkanı’na teşekkür ediyorum. 80 vilayette bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, İstanbul’dan selamlar, sevgiler, saygılar gönderiyorum. Fedakar polislerimize teşekkür ediyorum. Ömer Halis’i unutamayız. Özel Kuvvetler’e saldırı olduğunda komutanının verdiği emirle, alnından vurarak öldürdü, kendisi de şehadete yürüdü. TSK’nın yüreğiyle, cesaretiyle kendini ortaya koyan tüm birimlerine, Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanlarına teşekkür ediyorum. Altımızda kimler var, bunu çok iyi inceleyeceğiz. Bunları da kapıya kuracağız.
Belediyeler, araçlarıyla, tüm güçleriyle darbe girişime direnen vatandaşlarımıza, demokrasi nöbetinde yemeklerine varıncaya kadar ikram eden tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. Yurt dışındaki vatandaşımıza da şükranlarımızı sunuyorum. Almanya video konferansa bağlatmadı, hani demokrasi? Ama Kandil’dekilere video konferansla yayın yaptırdılar. Ne olursa olsun, yarınlar onlar için bekledikleri gibi olmayacak. Bumerang gibi onları vuracak. Beslesinler o teröristleri, yarın onlara çarpacaklar. Rabbimiz ülkemizi darbelere, demokrasi dışı her girişime karşı, bizi, vatanımızı korusun inşallah. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Gecemiz aydınlık olsun, geleceğimiz aydınlık olsun, bütün karanlıklar yok olsun inşallah. Kalın sağlıcakla diyor, sizleri Allah’a emanet ediyorum. Bu arada tabii denizden meydana gelen gemiler var, kaptanlarımıza bu gemilerin sahiplerine, balıkçı motorlarına özellikle teşekkür ediyorum. Bugün 7-8 saat ayakta kaldınız, sağlık elemanlarımıza çok çok teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun. Allah’a emanet olun.