Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yaptığı erken seçim çağrısının ardından başlayan tartışmalarına ilişkin olarak, "Seçim 2023'ün haziranında yapılacak, öne almak söz konusu değil" açıklamasını yaptı.
Erdoğan, Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.
Erdoğan, "Koronavirüs salgını sebebiyle bir hayli zor şartlarda yürütülüyor olsa da akademik öğretimin kesintisiz devam etmesi çok önemlidir. Uzaktan eğitim tecrübesi elbette değerlidir ancak örgün öğretimin yerine tutmayacağı açıktır. İnşallah en kısa sürede diğer eğitim-öğretim kademelerinde olduğu gibi yüz yüze eğitimi başlamayı hedefliyoruz.Yeni akademik yılda hocalarımıza ve öğrencilerimize başarılar temenni ediyorum." dedi.
Erdoğan, "Türkiye uzun yıllar boyunca eğitim her kademesiyle birlikte, yükseköğretimde sıkıntılar yaşamıştır. Gençlerimiz ve ailelerimiz belli şehirlerde bulunan üniversitelere ulaşabilmek için büyük fedakârlıklara katlanıyordu. Belki gafletten belki kasıttan üniversitelerin yaygınlaştırılmasına engel olunuyordu. Hatta mesleki eğitimin önü kesilerek bu çarpıklık daha aşağı kademelere doğru genişletiliyordu. Her şehirde üniversite kurma sözü verdik. Buna birilerinin nasıl tepki verdiğini, telaşlandığını hatırlıyorum. Milletimizin desteği ve meclisimiz gayretleriyle 81 ilin tamamında üniversite kurulmasını sağladık. Bugün toplam 207 kamu ve vakıf üniversitemiz 8 milyon 267 bin öğrencimize öğretim veriyor." diye konuştu.
Erdoğan, "Üniversitelerimizin kontenjanlarının artması, giriş sınavlarında yığılmanın önüne geçti. Bunun yanında bizim neslimiz dahil ülkemizde çok uzun yıllar boyunca gençlerin en büyük itiraz konusu olan harçları da biz kaldırdık. Ücretsiz eğitim hayalini gerçeğe dönüştürdük. Türkiye, kamunun tamamen ücretisiz eğitim hizmeti verdiği dünyadaki nadir ülkeler arasındadır. Hiçbir evladımızın maddi imkânsızlıklar nedeniyle yükseköğretimden mahrum kalmaması için yurtların kapasitesini artırmakta geç kalmadık, burs ve kredi verme yeniliğine imza attık. Daha önce aylık 45 lira olan lisans öğrencisi burs/kredi ödemesini 550 liraya çıkardık, yüksek lisansta 1110 lira, doktora öğrencisinde 1650 liradır. Bunları biz yaptık." bilgisini paylaştı.
Erdoğan, "Artık rekabet herhangi bir üniversiteye girmekte değil hedeflenen üniversiteye girmekte yaşanıyor. Asıl üzerinde durulması gereken husus isteyen her gencimize yükseköğretim yolunun açılmış olması. Kendi şehrinde, evine en yakın yerdeki üniversiteye gidebilen gençlerimizin kabiliyeti olanların yatay ve dikey geçişlerle önü açıktır. Bu konuda YÖK ve üniversitelerimiz gereken kolaylığı gösteriyorlar. Tüm gücümüzü ve imkânlarımızı keyfiyet noktasına haslettik. İhtisaslaşma başta olmak üzere, üniversitelerimizi belirli alanlarda marka yapmak için birçok programı hayata geçirdik. Araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma üniversiteleri gibi geliştirmeye çalışıyoruz. İllerimizdeki üniversitelerimiz tek tip eğitim yapmak yerine farklı alanlarda gelişen bir yapıya kavuşma konusunda ilerlemeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "2006 yılından sonra kurulmuş üniversiteler arasında dünyada ilk 800'e giren üniversiteler olduğunu görüyoruz. Demek ki doğru stratejilerle doğru adımlar atıldığında bırakınız Türkiye’yi dünya çapında neticeler elde edilebiliyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyanın pek çok yerinde yabancı öğrenci sayısı azalırken, ülkemizde bu sayının 200 bini aşmış olması, Türkiye'ye duyulan güvenin ifadesidir. Biz de bundan mutluluk duyuyoruz. Bu güveni boşa çıkarmamak için üniversitelerimizin akademik cazibesini arttırmak için çalışıyoruz. Anadolu'nun dört bir yanındaki üniversitelerimizin gelişimine daha çok önem veriyoruz. Yeni bir projenin müjdesini paylaşmak istiyorum. YÖK Anadolu Projesi. Bu projeyle, Anadolu'daki üniversiteleri gelişmiş üniversitelerle eşleştirerek eksiklerin giderilmesini istiyoruz.
Gelişmiş üniversitelerimizin altyapısı, akademisyenlerin tecrübesi yolun başındaki üniversitelerimizin istifade edecek. Eşleşme yapılan üniversitelerin öğrencileri diğer üniversitenin programlarına iştirak edebilecek. Bu programı akademik yılın ikinci döneminden itibaren hayata geçiriyoruz. Bir başka önemli adım da YÖK Sanal Laboratuvar Projesi’dir. Genel kimya ve fizik laboratuvar dersleri sanal ortamda verilebilecektir. Bu çalışmadan 15 bin öğrenci yararlanabilecek.
Bugünkü Türkiye 50 yıl öncesinin Türkiyesi değil. Artık her alanda küresel bir güç haline gelen veya gelme yolunda emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye gerçeği var. Bu Türkiye'nin en büyük ihtiyacı da her alanda yetişmiş insan gücüdür. Kalkınmamızda kritik öneme sahip teknolojilerin gelişmesi ve kullanılması konusunda ciddi açığımız bulunuyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın, MEB'in, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın çeşitli çalışmaları bulunuyor. Ancak arzu ettiğimiz yere gelebilmiş değiliz. Hangi evladımızın hangi alanda yürümesi gerektiğini tespit ederek, kendisine gereken imkânı sağlamalıyız. Ana sınıflarına kadar sağlam, etkin, işler bir sistem kurmalıyız. Toplum olarak hep birlikte seferberlik anlayışı ile çalışmamız gerekiyor.
Gözden asla kaçırmamız gereken hayati bir husus var. Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak için onların gönül dünyalarını da zenginleştirmeliyiz. Sadece maddi bilgilerle donanmış, manevi değerlerden yoksun bir nesil milletçe en büyük felaketimiz olur.
Dünyada maddi zenginlikte çok ileri gittiği halde manevi çöküşte olan toplumlar var. Türkiye'yi böyle bir tehlikeyle yüz yüze bırakmayacağız. Maziden atiye kurduğumuz köprünün zenginliklerinin tamamına sahip çıkacak nesiller silsilesini yetiştirmek istiyoruz. Bu topraklarda doğup büyüyen her evladımız tarihini, kültürünü en iyi şekilde bilmeli ve uygulamalıdır. Hedeflerimize ancak bilimin ve teknolojinin tüm dallarında en ileri seviyeye ulaşmak için çalışan ve inancın, tarihinin, kültürünün temel bilgilerine vakıf nesillerle ulaşabiliriz. Ruhsuz bir beden ceset, maneviyattan yoksun bir zihin de robottur. Biz robot değil insani kamili yetiştirmenin peşinde olmalıyız. Bunun yolu da kendi varlığından başlayarak her şeyi sorgulayan, araştıran nesiller yetiştirmekten geçiyor.
Hem aile eğitimi, hem mektep eğitimi bağlamında bu konuda ciddi eksiklilerimiz olduğuna inanıyorum. Öncelikli çözmemiz gereken yolumuzun başında bu husus geliyor. Üniversitelerimizden öncülük ve destek bekliyoruz.
Rektörler de gençlerimizin ruhunu dokuyacak Mimar Sinanlar… Sahip olduğumuz her kazanımın gerisinde çok büyük bedeller var. İstiklal Harbi'nin ardından kurduğumuz cumhuriyeti büyütmek için içeride ve dışarıda engellerle karşılaştık. En büyük gücümüzün devlet ve millet olarak kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi sağlam tutmak olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişimiz, en büyük yönetim reformudur. Demokrasimiz ve kalkınmamız bakımından uzun darbe ve vesayet dönemlerinden sonra böyle bir değişimi tamamlamış olmamız büyük başarıdır. Herkesin buna sahip çıkması gerekiyor.
Türkiye'yi siyasi ve kurumsal iç mücadeleler bataklığına sürüklemek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Ülkemizi rayından çıkartamamanın hırsıyla yeni arayışlar girenlere göz kırpmak için çırpınanlar olduğunu görüyoruz. Milletten alamadığı gücü başka yerlerden devşirmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakacağız. Ülkemizde, milletin iradesini temsil eden Meclis'e sahibiz. Aynı şekilde milletin desteğiyle iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanı ve hükûmet ülkeyi yönetiyor. Güçler erkinin üçüncü ayağı yargı; ilk derece mahkemelerinden en yüksek organlarına kadar adaletin tesisine hizmet veriyor. Geçmişte adı darbelerle ve cuntalarla anılan ordumuz sınırlarımız boyunca ve ötesinde destanlar yazıyor.
Zulme sessiz kalamayız. Suriye'de, Somali'de, Azerbaycan'da zulüm var seyir mi edelim, biz duramayız... Ecdadımızın bize yıktığı bir mesuliyet var. Türkiye işte bu güzel tablodan aldığı güçle bölgesel ve küresel düzeyde hak ettiği yere gelmenin gayreti içindedir.
Milletin huzurunu bozacak hiçbir beyanı iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değildir. Çıkıyorlar 'erken seçim'... Ne erken seçimi ya? Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde belirlenen zamanın dışında seçime gidilmiştir? Bunlar kabile devletlerinin yaptığı iştir. Gelişmiş bir ülkede siz böyle bir şeyi göremezsiniz. Batı'da böyle bir şeyi göremezsiniz. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye’de belirlenen zaman neyse ilan 2023 Haziran’ında seçim yapılacak. Öne almak falan söz konusu değil. Siyaset dışı aktörlerin siyaseti yönlendirmeye girişmek gibi eski devir alışkanlıklarına milletimizin hiç tahammülü yoktur.
Son günlerde bu çerçevede ortaya çıkan tatsız tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Biz önümüze bakmaya, hedeflerimize ulaşmak için ilerlemeye devam edeceğiz. 2023 yılında büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda önemli bir aşamayı da geride bırakmış olacağız. Cumartesi günü sondaj gemimizle birlikte yapılan çalışmaları gemide ben de takip edeceğim. Yeni müjdeleri tespit eder ve açıklarız. Türkiye demokraside ve ekonomide ilerledikçe bu tür meseleler küçülecek ve tümüyle gündemimizden çıkacaktır."