ERDOĞAN: ERBAKAN, ASLINDA BİR LİDERDİ İSTANBUL (A.A)

-ERDOĞAN: ERBAKAN, ASLINDA BİR LİDERDİ İSTANBUL (A.A) - 01.03.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Ankara'da vefat eden ve bugün İstanbul'da cenaze töreni düzenlenen Saadet Partisi Genel Başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan için, ''Sayın Erbakan bir genel başkan değildi, aslında bir liderdi. Hem kariyer sahibiydi hem de karizmatikti'' dedi. Başbakan Erdoğan, Fatih Camisi'nde Erbakan'ın cenaze törenine katıldıktan sonra tamamlanma aşamasında olan Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek incelemelerde bulundu. Yaklaşık 2 saat süren incelemelerinin ardından binanın yapımında çalışan işçilerle hatıra fotoğrafı çektiren Erdoğan, gazetecilerin, Erbakan'ın vefatına ilişkin duygu ve düşüncelerini sorması üzerine, ''Her şeyden önce hocamızla benim yaklaşık 30 yıllık siyaset yaşamımız vardı. 18 yaşından itibaren başlayan bir süreç... Bu süreç içerisinde pek çok anılarımız oldu'' şeklinde konuştu. Erbakan'dan hem bilim adamı hem de siyaset adamı olarak çok şeyler öğrendiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Hocamızın şu özelliğini de ben ifade etmek isterim. Sayın Erbakan, bir genel başkan değildi, aslında bir liderdi. Hem kariyer sahibiydi hem de karizmatikti. Öyle bir özelliği vardı. Bunun için tabii örnek alabilenler için örnek alınacak çok şeyler oldu. Ben kendilerine 'Allah taksiratını hasenata tebdil etsin' diyorum, Allah kendisinden razı olsun diyorum. Tüm Saadet Partisi camiasına başsağlığı dilerken 54. Hükümet'in de başbakanı olması hasebiyle milletimizin başı sağ olsun diyorum.''  -ERBAKAN, TBMM GENEL KURULUNDA ANILDI Önceki gün vefat eden eski başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı  Necmettin Erbakan, TBMM Genel Kurulunda anıldı. Birleşimi açan TBMM Bakanvekili Nevzat Pakdil,  Erbakan'ın ''aziz hatırası'' önünde Genel Kurulu 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşunun ardından Pakdil, Erbakan'a Allah'tan rahmet, ailesi, yakınları ve Türk milletine başsağlığı diledi. Pakdil, ''Ruhu şad, mekanı cennet olsun'' dedi. Pakdil, hükümet adına söz isteyen Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a söz verdi. Erbakan'ın başarılı bir bilim insanı, yorulmak bilmeyen bir üniversite hocası ve Türk siyasi hayatının dünyaca tanınmış bir şahsiyeti ve kısaca ''milli görüş'' olarak adlandırılan siyasi hareketin 42 yıllık lideri olduğunu belirten Aydın, Erbakan'ın şu sıralarda ''hakka uğurlandığını'' söyledi. Aydın, Erbakan'a Allah'tan rahmet, ailesi, yol arkadaşları ve Türk milletine başsağlığı diledi. Erbakan'ın yakın siyasi tarihte unutulmayacak izler bırakan, vizyon ve misyon sahibi bir siyasetçi ve devlet adamı olduğunu kaydeden Aydın, Erbakan'ın ülkenin birlik ve beraberliği ile kardeşliğinin güçlendirilmesini her şeyin üstünde tuttuğunu dile getirdi. Aydın, Erbakan'ın bir ''dava adamı'' olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''Erbakan hocanın siyasi ufkunu anlamamızı kolaylaştıran anahtar terim onun 1977-78 koalisyon hükümeti döneminde 4. beş yıllık kalkınma planına koymak için büyük çaba harcadığı maddi ve manevi kalkınma konseptidir. Böyle bir kalkınma vizyonu ve pek tabii onunla birlikte yürüyen projelerin birbiriyle organik bağlantı içinde olduğu 3 ana sütünü içermektedir. Bunlardan ilki, demokratik siyaset ve bağımsız dış politika, ikincisi bilime ve teknolojiye dayalı yenilikçi sanayi eksenli bir iktisadi hayat ve bu hayatın adil bir şekilde inşası, bu iki sütunla paralel yürüyen manevi değerler merkezli bir eğitim ve kültür hayatı.  Merhum Erbakan'a göre bir ülkede siyaset düzgün gitmiyorsa hiçbir şey düzgün gitmez. Söz gelimi siyasette yeteri kadar hak yoksa, talepleriyle ve inançlarıyla var olmak isteyen halk yoksa o ülkenin kalkınması hayal olur. Çünkü, böyle bir durumda hiç kimse o ülkenin fiziki, manevi ve içtimai kuvvetlerini harekete geçiremez. Demokrasiyi amaç edinen siyaset milletin her kesimini siyasete dahil etmeyi temel proje olarak sürdürmek zorundadır. Bu anlayışın gerçeklik kazanmasında Prof. Erbakan'ın çok büyük katkısı olduğunu biliyoruz. Onun çabaları sonucu Anadolu'nun muhafazakar, mütedeyyin ahalisinin çok önemli bir kesimi siyaseti daha ciddiye almaya ve siyasi katılım konusunda daha ısrarlı ve daha sebatlı hareket etmeye başlamıştır. Bu canlanış Türk demokrasisine ve sivil siyasete hem genişlik hem de derinlik kazandırmıştır. Bir değerler rejimi olan demokrasinin bu milletin kültür ve inanç değerleri ile nasıl uyumlu şekilde yürüyebileceğinin ortaya konulmasından merhum Erbakan'ın rolü ve payı inkar edilemez.'' -''ŞİDDETE TARAFTAR OLMAMIŞTIR''- Demokrasinin aynı zamanda sabır, metanet ve hassasiyet isteyen bir rejim olduğunu kaydeden Aydın, merhum Erbakan'ın bu konuda da iyi sınav verdiğini kaydetti. Aydın, Erbakan'ın arka arkaya kurduğu 4 siyasi partinin kapatıldığını, kendisine karşı ''post modern denilen darbe yapıldığını'' ve insafsızca mağdur edildiğini, buna rağmen hiçbir zaman şiddeti öngören sokak hareketine taraftar olmadığını ve ona asla taviz vermediğini vurguladı. Erbakan'ın Refah Partisi kapatıldığında ''Bu kararın tarihin akışı içinde zerre kadar ehemmiyeti yoktur. Önemli olan milletin huzur ve sükunudur. Bir tek kişinin dahi burnunun kanamasına gönlümüz razı olamaz'' dediğini anımsatan Aydın, demokrasinin Erbakan'a göre aynı zamanda bir hak, adalet ve hürriyetler rejimi olduğunu, bunlarsız bir Cumhuriyet, bunlarsız bir cumhur idaresinin olamayacağını ifade etti. Erbakan'a göre laikliğin de kişi ya da gruplara göre olamayacağını, keyfi bir şekilde, tepeden inme tanımlanamayacağını, laikliğin evrensel ölçülere göre tarif ve uygulamasının olduğunu kaydetti. Aydın, ''İnsanlar, hangi inançlara, kanaatlere sahip olurlarsa olsunlar baskıya, müdahaleye muhatap olmamalıdır. Böyle bir laiklik, bir milletin hiçbir zorlama olmadan inancını yaşayabilmesini güvence altına alan bir modern laiklik anlayışıdır, bir hukuk ve siyaset ilkesidir. 'Biz laikliğe değil onun evrensel tatbikatına karşı olan sözde laikliğe karşıyız' diyor merhum Erbakan'' şeklinde konuştu. Aydın, Cumhuriyetin ilan edildiği gün doğan Erbakan'ın ''Ben böyle bir günde doğmuş olmaktan çok memnunum. Cumhuriyetin kendisi milletin tarihinde bizatihi büyük bir doğuştur. İnşallah cumhuriyetimizin yani cumhuriyet Türkiyesini lider bir ülke yapacağız. Yeni bir dünya kurulacak ve bütün ülkelerin önüne geçeceğiz'' sözleriyle konuşmasını tamamladı.